Rahatsız eden her türlü ses bütün gün yasak olmalı, yalnız gece değil!
Korona günlerinde, arabalara binip, günün herhangi bir saatinde, kentin herhangi bir yerinde, çoğu zaman da gece yarısından sonra müziği bangır bangır açarak, duygularını tatmine çalışan insan kılıklı yaratıklar yine meydanlarda.
Herkes, onun dinlediği müziği dinlemek ve en üst volümden duymak zorundaymış gibi…
Buna magandalık, cehalet, görgüsüzlük gibi birçok sıfat yakıştırıyoruz.
Son günlerde müzik kısıtlamasının saat 24’e çekilmesine inanılmaz tepkiler var.
Ünlü biri yazmış sosyal medyada, çok hoşuma gitti. Sizlerle de paylaşayım istedim.
“Kusura bakmayın ama ha ezanla tecavüz etmişsin ha "müzik" olduğu iddia edilen birtakım çığlık ve tangırtılarla, ikisi aynı terbiyesizlik.
Komşuyu rahatsız etme ihtimali bulunan her türlü ses bütün gün yasak olmalı, yalnız gece değil. Meskun olmayan yerlerde de yasak olmalı, doğanın huzurunu bozmaya kimin hakkı var?
Belki ayda yılda bir özel izinle istisna olur, o da umumun rızası varsa.
Benim bildiğim zaten yasaktır gece dışarı taşan müzik, ancak rüşvetle ya da sırtın kalınsa aşabilirsin….”
Ne kadar doğru bir tespit değil mi?
İnsanların önce kendine saygıyı öğrenmediği bir toplumda, gürültü yaparak karşıyı rahatsız ettiğini anlaması pek mümkün değil.
Tatil beldelerinde saat 24.00 işi biraz zor gibi görünüyor ama, kent merkezleri için son derece yerinde bir karar.