Yeniden kocaman merhabalar…
Son yazım pandemiden hemen önce yayınlanmıştı.. Şimdi ise “vedaya veda” diyelim mi?..
Bu sabah hiç aklımda yokken “Akşen hanım köşe yazılarınızı neden yazmıyorsunuz artık?” diye bana yeniden yazmayı hatırlatan spor hocam Ezgi’ye kocaman kalpler..
Yazmak öyle değerli ki aslında bence herkes kalemi eline alıp bir şeyler yazmalı.. Okumak da çok önemli fakat yazmak başka.. Yazdığınızda kendinizi anlıyorsunuz, kendinizden haberiniz oluyor.. Duygularınızı düşüncelerinizi somut olarak ortaya koyuyorsunuz.. kendini bilmek yolunda çok değerli bir adım..
Okuduğunuzdaysa başkalarını anlıyorsunuz.. Okuduklarınızda zaman zaman kendinizden bir şeyler buluyorsunuz ve keyif alıyorsunuz yazarkense direkt siz.. kendiniz konuşuyor.. İçiniz, ruhunuz, duygularınız, düşünceleriniz..
Duygularımız o kadar önemli ki düşüncelerimizi yaratıyorlar, düşüncelerimiz ise kaderimizi.. Bu nedenle duygularımız çok değerli.. ne hissettiğimiz ne istediğimiz neye ihtiyacımızın olduğu çok çok değerli çünkü yaşadıklarımızın ve yaşayacaklarımızın yapı taşları onlar..
Yapı taşları demişken pek çoğunuzun bildiği gibi yüksek mimarım ve doktora sürecim devam ediyor.. Fakat ben, mimar kimliğimden ibaret değilim ki.. ya da anne kimliğinden ya da kadın kimliğimden.. Ben hepsiyim, hepsi ben’im.. Bunları neden yazıyorum çünkü içimi şişirenler olmuştu.. “Sen mimarsın, sadece kendi alanında yazılar yazmalısın..” Neden ki? Ben her şeyden önce bir insanım ve insanı ilgilendiren her konuda yazabilme özgürlüğüm var…
İçimde tatlı bir heyecan başladı bile..
Neler yazacağım, neler anlatacağım, neler paylaşacağım.. Şimdiden enerji doldum.. Özlemişim…Birikmiş.. Du bakalım hayırlısı.. Şimdilik böyle.. Görüşürüz.. Hoşçakalın..
Sevgiler, selamlar…