TASARRUF

YAYINLAMA: 17 Mart 2025 / 00.00 | GÜNCELLEME: 16 Mart 2025 / 17.03

Bu konudan pek kimseye bahsetmedim bugüne kadar, büyük dedemin Mevlana köklerine kadar uzayan bir bağı olduğunu söylerdi rahmetli validem. Bunun doğru olduğunu elde ettiğim birkaç belge de söylemekte. Kanımca bu nedenledir rahmetli dedemin Mutasarrıf’lık yaptığı Yemen’de, nenemle nikahlandığını biliyorum. Hangi yaşta evlendiğini bilmemekle beraber 7 çocuğunun dünyaya geldiğini bilmekteyim. Osmanlı idare sisteminde SANCAK veya LİVA’nın mülki amirlerine verilen bir paye olduğunu biliyorum. 15 ve 16. yüzyıllarda Osmanlı topraklarında tımar temelli bozulan toprak teşkilatını korumak adına tesis edilen ‘MUTASARRIF’lık adı ile mülki bir makam tesis edilmiş.

İşte SITKI dedem, Yemen’de mutasarrıflık görevine gönderilmiş. Oraya hangi yaşta, hangi koşulla gittiğini bilmemekle beraber, bu göreve gitmesindeki önemli konu Mevlevi olması mıydı? Bunu bilmemekteyim. Yemen’den dönüşte Bursa, İnegöl’de yine Mülki bir görev verilmiş kendisine. KÜTAHYA defterdarlığına atanmış. Bütün yerli halkın çok saydığı bir insan olmuş Sıtkı EFENDİ. Hayal meyal hatırlarım Kütahya’da YEŞİL Camii karşısındaki elli metrekarelik 2 katlı kagir bir evde otururdu dedem ve ninem.

Bugün hala bu ev Kütahya Belediyesi’nin uhdesinde ‘ASAR-I ATİKA’ olarak korunmakta. Aslında bu evin varisleri içinde birçok Mevlevi kişiler bulunmakta. Mevlana’nın ikinci evliliğinden olan çocuklarının uzantısı Hacı Mollazade Mahmud’un torunları içinde dedem, SITKI Efendi. Münir Nurettin Selçuk ve oğlu Timur Selçuk’un ismi de bu soy ağacının içinde yer almakta.

Bir tarihte bu soy ağacını yaparak bir kenara işledim, belki ileride araştırılır diye.

Rahmetli dedemin MUTASARRIF olarak yaptığı işlerin içinde TASARRUF kelimesi olduğuna inanırım.  Sancağın gelirlerini koruma görevi var mıydı? Bunu tam olarak bilmiyorum. Kanımca toplanan AŞAR, CİZYE, HARAÇ, AVARIZ  ve diğer vergilerin harcanmasına yön veren bir mevkide çalıştığına inanmaktayım. Osmanlı’da toplanan vergilerden harcama yapıldığında, israf olur muydu? Bunu söylemek için çok fazla bilgiye ihtiyaç olduğuna inanırım. Kanımca sarf edilirken dikkat edildiğini düşünmekteyim. Osmanlı Sarayı haricinde harcanan paranın dikkatli kullanıldığına inanırım. Hani Hoca Nasrettin’in tarif ettiği ve kürküne değindirdiği neviden ‘YE KÜRKÜM YE’ konusunun ne kadar sıklıkla oluştuğunu bilmemekteyim. 

Günümüz Türkiye’sinde ‘TASARRUF’ kelimesi yerine SARF kelimesine sıkı sıkı bağlı bir yönetim olduğuna şahit olmaktayız. Bakınız 17 Aralık 2024 senesinde yayınlanan 2024/7 sayılı bir genelge bulunmakta. Göstermelik bir genelge olduğuna inandığım bu tamimin ilk cümlesini sizlerle paylaşmak isterim:

‘Kamu kaynaklarının maksadına uygun azami tasarruf prensiplerine riayet edilerek kullanılması her kamu kurum ve kuruluşu ile görevlisi için bir görev ve aynı zamanda bir mecburiyettir’’ Bu cümleye aynı kararnamede bir ilave cümle yazılmış.

Temsil ve Ağırlama ödenekleri, zorunlu haller dışında kullanılmayacaktır’.

Bu cümleye katılarak gülmekteyim. ‘ZORUNLU HALLER’ konusunda karar verecek merci devlet olduğu için, bu göstermelik kararnamede devlet kendini aldatmakta, halk ise acınacak halini düşünüp, buna gülmekte.

Toplanan vergilerden en büyük pay alan kurumlardan bir tanesi de DİYANET Başkanlığı. Biz bu dünyadan ziyade öteki dünyaya yatırım yapıp, bu dünyada sefillik çekmek adına yaşamaktayız, diye düşünmekteyim. İçişleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik ve İklim Değişikliği bakanlıklarından çok daha büyük bir bütçeye sahip: ‘DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI.’’ :13 milyar 430 Milyon liralık bir bütçeyle,

Bu dünyanın gerçeklerini bırakıp, ahiret için çalışmaya yönelen bir gerçeği göstermekte bu rakamlar. Bu bütçeye çok yakın bir bütçe de Beş Tepe’deki Sarayın bütçesi bulunmakta.

Sıkı durun: 16 milyar 928 milyon 146 bin lira ile toplam genel bütçenin % 11.58 Cumhurun emrine verilmekte. Saray 1 dakikada genel bütçeden tam tamına 32,235.- TL harcamakta. Bu bütçenin içinde örtülü ödeneğin miktarı bulunmamaktadır. Ne kadar hazin, neredeyse Türkiye’nin Milli gelirinin %15’ini bir kişinin harcama emrine tahsis edilmiş. Sarayın bu hesaplarının mevzuata uygun harcanıp harcanmadığı ise, denetime tabi tutulmamakta. Göstermelik ‘TASARRUF TEDBİRLERİ’nin bir aldatmacadan ileriye gitmediğine inanmaktayım.

MUTASSARRUF SITKI EFENDİ, bugün yaşamış olsa idi, bu keyfi idare mekanizmasına hangi kelimeyi yakıştırırdı, diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

TASARRUF
YORUMUNUZU YAZIN, TARTIŞMAYA KATILIN!
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *