Fırtınalar Arasında Kendin Olmak….

YAYINLAMA: 25 Haziran 2025 / 00.00 | GÜNCELLEME: 24 Haziran 2025 / 16.02

Kendimize eğilme ve kendimizi bilme arasındaki ilişkinin gerekliliğini artık az çok fark ediyoruz. Kişi, kendini gözden geçirmeyi öğrendikçe, hakikate açılan kapılar da açık kalır. Bizden önceki bilgeler ve günümüzün pek çok düşünürü, filozofu, meraklısı “kendimize bakmanın” cesaretini uyandırdı.

Kendimizin yargıcı oldukça, hatalarımıza belki de “yerine getirilememiş iyi niyetler” diyebiliriz. Kendini bilmek; belki de tüm endişe yüklerinden kurtulmanın, hafifliğe ulaşmanın yoludur. Böylece başımıza gelen tüm olasılıkları-hayatın gelgitlerini, uğursuzlukları-birer tecrübe ve sınama olarak değerlendirebiliriz.

Bariz ya da içsel dertlerden tamamen arınmak, değişmeden saflaşmak, sınırsız özgürleşme idealine saplanmak mümkün değil belki. Ancak kendini bilmek hayata yapılan bir yolculuktur. Eğer hayatı tanıma isteğimiz yoksa, onu yalnızca burnumuzun ucundaki mesafeyle tanımlarız. Oysa hayat, uçsuz bucaksız yolları, çıkmaz sokakları; kızgın akıntıları, yakıcı rüzgârları; geniş vadileri ve daracık tünelleriyle karmaşık bir bütündür. Yaşamın tatlı ve acı mevsimleri birbirine mecburdur.

Kimi zaman beklenen diyara yöneliriz, kimi zaman hayat ters yöne çeker bizi. Tıpkı dümenini başka bir yöne kırmış bir gemi gibi: Bazen hızla ilerler, bazen yalnızlar gibi yavaşlar, bazen bir aşığı koşturur. Varacağı karayı, sığınacağı hikâyeleri önüne katıp kendini yeniden kurar. Çünkü “hayat, gururla yıkılanı alçakgönüllülükle yeniden inşa etmeyi bilir.”

Kendini bilme çağrısı yalnızca felsefeye ve bilime özgü değil. Tomas İncili'nde bile yerini bulur: “Kendinizi bilmezseniz, fakirliğe boğulursunuz ve siz bizzat bu fakirliksinizdir.” (Tin, 3).

Suyun yüzündeki bir kabarcığın diyalojik faaliyetini hissedemeyen ya da balığın sevinçle suyun yüzüne vurduğu âna kayıtsız kalan biri, yoğun kalp atışlarını nasıl hissedebilir? Kendini bilmek, “arınmış bir zihne, arınmış bir kalbe” duyulan özlemdir.

Amin Maalouf’un dediği gibi: “Her cansız varlıkta olduğu gibi, her canlıda da ışık ve karanlık iç içedir.”

Evrende çarpışan iki dünya vardır ve hayat, doğa, insan-hepsi-bu çarpışmaların ve geçişlerin içinden şekillenir.

Bizler çoğunlukla baskın ve hâkim görüşlerden oluşan hayat teorilerini miras aldık. Bir sonraki dünyaya geçiş düşüncesi öylesine baskın hâle geldi ki, öz varlığımıza ciddi zararlar verdi. Oysa hayat, öz benliğin tahakküme karşı direnişidir.

Bize ahlaki kurallar adı altında sunulan ve mutlak şekilde uyulması beklenen kalıplardan biri de şudur: “İnsan, kendinden vazgeçebilmeli.(Foucault).

Bu, dünyanın içinden çıkan inceliği, zarafeti, barışı, eşitliği ve adaleti unutturan bir ahlakçılık biçimidir.

Yedi diyarda insanlara bu hatalı öğretiler “kıymetli bilgi” diye sunuldu. Her saniye bakıyoruz ama yanlış gözlükle baktığımızda, gerçek görünmez olur. Kimimiz zamana gece der, kimimiz gündüz. Kimine sabah görünür; tüm bunlar algının gelenekselliği ve ufkun sınırlılığı ile ilgilidir.

Oysa hayat, erdemli ve kesintisiz bir uyanıştır. Hiç bitmeyen bir aydınlıktır.

Foucault’un dediği gibi: “Unutmamak gerekir ki, hayattaki asıl amaç, başta olmadığımız bir kişiye dönüşmektir.”

Çok azımız elimizden alınanı dert ediyoruz. Çok azımız “içimizdeki kendimize” tahammül gösteriyoruz. Ve daha da azımız öğretileni sorguluyor. Bu yüzden çoğumuz hayatı çok az yaşıyoruz.

Bu inişe sırt çevirmeli artık. Çökenle uğraşmayı bırakmalı. Bu, kalbin karşı koyuşudur aynı zamanda; kendine doğmaktır. Duygu ve bilinç gücünü yeniden kazanma arzusunun dışa vurumudur. Gerçek başlangıçlar böyle doğar.

“Karşı koyamadığımız bir etkiyi hissettiğimizde, yeni bir pencere açmaya çalışmalıyız.

Rousseau’nun dediği gibi: “Muhteşem bir kişilik sunma sözü vermedim ama kendimi olduğum gibi sunma sözü verdim.”

Henüz mükemmeliyetin tarihi yazılmadı. Ama hayat; iktidardan, maddi gösterişten, gururdan uzaklaşmaktır.

Hayat; yanlış olduğunu bile bile, doğrusuymuş gibi sunmamaktır.

 

Yaralanılan Kaynaklar:

Michel Foucault – Kendini Bilmek

Amin Maalouf – Işık Bahçeleri

Jean – Jacques Roussea –İtiraflar

Tomas İncili – (Gnostik Metinlerden)

 

Alıntılar:

Michel Foucault – Kendini Bilmek

Fırtınalar Arasında Kendin Olmak….
YORUMUNUZU YAZIN, TARTIŞMAYA KATILIN!
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *