Antepli’nin üretime aşkı…

YAYINLAMA: 09 Ocak 2013 / 18.00 | GÜNCELLEME: 09 Ocak 2013 / 18.00

GSO Başkanı Adil Konukoğlu geçenlerde bir konuşmasında “Sanayicilik Antepli’nin genlerinde var…” demişti.
Bu ‘saptama’ çok doğru. Üretmeye, kendini kanıtlamaya ve başarıya muktedir insanlar yaşamış hep bu topraklarda.
5. Organize Sanayi kuruluyormuş, 6’ncısı yoldaymış, bütün bunların nedenini buyrun okuyun.

İki sene önce Taşlıgeçit kazılarında bulunan M.Ö. 1500 yılına ait ‘loom/dokuma tezgahı küreğin topacı’ bu kentte 3500 sene önce dokuma tezgahlarının bulunduğunu kanıtlıyor. (Resimleri yayınlandı.)
Ürettiğinizi satacağınıza göre, İpek Yolu kavşağındaki bu kentin çok önemli bir ticaret merkezi olduğu da biliniyor.
Belki şaşıracaksınız ama, dünyadaki ilk ‘Serbest Bölge’ 3500 sene önce yine bu topraklarda kurulmuş. Asurlular, tunç yapımında bizde bulunmayan zamanın önemli madeni kalayı, diğer krallıklar da başka madenleri hemen yanıbaşımızdaki serbest bölgeye getiriyor, bu topraklarda üretilen emtia ile ‘bartel/takas’ yapılıyordu.
Antik dünyada böyle bir bölgede fuarcılığın da gelişmiş olması akla yakın gelmektedir.

Kayıtlara geçen yeni dünyanın ilk ticari fuarı 1893 yılında, Christopher Columbus’un Amerika’yı keşfinin 400’üncü yılı şerefine Chicago’da açılmış. 24 bin metrekare üzerinde kurulu fuar 6 ay açık kalmış, 27 milyon ziyaretçi sayısına ulaşmış.
Evet, bu fuara Antep yerel ürünleri ile katılmış ve kendisinden çok söz ettirerek büyük başarı kazanmış. Üstelik epey de resim var. (Sabah’ın arşivinde yayınlanmayı bekliyor.)

Bu işin genlerimizde olduğunun bir başka kanıtı ise, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin organize ettiği ilk milli fuarı yine bir Antepli’nin başarmasıdır.

Yıl 1926. Dönemin Ticaret Vekili Antepli Ali Cenani Bey’in meclis kürsüsünde, “Efendiler... Bir ticaret sergisi meydana getirmek kolay bir şey değildir. Bunun yerine bir seyyar sergi teşkilini düşündüm. Seyr-i Sefain’den bir vapur alalım. Mesela Karadeniz Vapuru’nu...” diye başlayan konuşmasının yarattığı ateş kısa zamanda neticesini gösteriyor, hummalı çalışmalar sonunda Karadeniz Gemisi seyire hazır hale getiriliyor.

Türkiye Cumhuriyeti’ni “dosta düşmana tanıtmak için” olağanüstü bir çaba gösteren Antepli Ticaret Vekili Ali Cenani, henüz üç yaşındaki Türkiye Cumhuriyeti’nin sanatçı, gazeteci, milletvekili, öğretmen, müzisyen ve denizcilerden oluşan toplam 285 kişinin tam 86 gün süren tanıtım gezisine çıkmasını sağlıyor. Karadeniz Gemisi'nin yolcuları arasında 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın oğlu Refi Bayar, Anadolu Ajansı'nın kurucularından Şair Kemalettin Kamu, İstiklal Marşı'nın bestecisi Zeki Üngör, ilk Türk kadın gazetecilerden Bedia Arseven, ilk Türk kadın milletvekillerinden Mebrure Gönenç ve Şair Orhan Veli Kanık'ın babası müzisyen Veli Kanık da yer alıyor.

Sergi gemisinde, Kütahya Çinileri, halılar, Hacı Bekir Lokumları, kehribar ve kıymetli taşlarla yapılmış süslemeler, yerli bezler ve işlemeler, antikalar, hububat, tıbbi ilaç, ahşap ve deri mamülleri, Beykoz Fabrikası ürünleri, madenler, Bursa ve Hereke kumaşları teşhir edildi.
47 kişilik Riyaset-i Cumhur Orkestrası eşliğinde 16 balo düzenlendi. Hariçte 36 ziyafete iştirak edildi. Gemi 12 Avrupa ülkesinin 16 limanına uğradı. Bu limanlarda gemiyi 65 bin kişi ziyaret etti.

Marsilya Limanı tarihi günlerinden birisini yaşıyor. Rıhtımdaki Fransızlar, gemiye ve geminin çeşitli yerlerine asılmış olan bayrağa bakıyorlar. Güzel tonlu bir kırmızı üzerine bembeyaz bir ay ve yıldızın işlenmiş olduğu görkemli bir bayrak bu. Rıhtımdakiler güverteye baktıklarında ise, küpeşteye dayanmış kendilerini seyreden kadınlı erkekli yolcuları görüyor ve gözlerine inanamıyorlar. Onlar, Türkiye’den yani kendi düşüncelerine göre "Doğu"dan gelen bu gemideki yolcuların bir "Orient esintisi" sunacağını beklerken, karşılarında bambaşka bir görünüm var. Alt ve üst güvertelerden kendilerine bakan, gülen, el sallayan bu "Doğulu" konukların, kendilerinden hiçbir farkı yok. Erkekler koyu renk takım elbise, pırıl pırıl beyaz gömlekler giymiş ve çoğu zarif bir iğne ile süslenmiş boyunbağları takmışlar. Yanlarındaki kadınlar, erkeklerden daha şık. Siyah ağırlıklı ipek ve muslin elbiseler içindeler. İyice dalgalı, ‘alagarson’a yakın kısalıkta kesilmiş saçları, Marsilya güneşi altında parıldıyor. Gemi uzun ve neşeli tek bir düdük ile Marsilyalıları selamlıyor. Yanları halatla desteklenmiş ahşap merdivenler, gemiden sarkıtılıp rıhtıma yerleştiriliyor. Fransızlar gemiye çıkmaya başlıyor. Bir subay onları sergi salonuna götürüyor. Bir kış bahçesi ile kalabalık bir orkestranın çaldığı salonu geçerek sergi bölümüne gelen ziyaretçiler, hayranlıktan konuşamaz bir şekilde, sergilenen eşyalara bakıyorlar.
Genç Cumhuriyet’in fuarcılıkta
öncüsü Antepli Ali Cenani’ydi

Antep Milletvekili Ali Cenani genç Türkiye Cumhuriyeti’nin binbir fedakarlıkla Avrupa’nın büyük limanlarına yolladığı seyyar sergi gemisinin fikir babasıydı.
13 Haziran 1926 tarihinde Cenani, Atatürk’ü öğle yemeğinde Mudanya’da Karadeniz Vapuru’nda ağırlıyor. Atatürk, Karadeniz Mudanya’dan ayrılmadan önce gemideki sergiyi gezmiş ve geminin hatıra defterine şu satırları yazarken Ali Cenani’yi takdir ediyordu:
Sergi, başarıya ulaşmış bir eserdir. Bende gayet iyi izlenimler meydana getirdi. Sunuş tarzı çok iyidir. Hazırlayıcısını takdir ve tebrik ederim.”

12 Haziran 1926 tarihinde İstanbul’dan demir alan Karadeniz, 3 ay sonra, 5 Eylül 1926 Pazar günü İstanbul’a döndü.
Sonuç olağanüstü bir başarıydı.



Bugün arefe yarın şerefe öbür gün bayram…

Anayasa Mahkemesi iş dünyasının büyük heyecanla beklediği TOBB kararını 10 Ocak Perşembe günü açıklayacak.
AYM büyük ihtimalle yapılan itirazı kabul edecek, böylece halen görevdeki TOBB üyeleri tekrar aday olabilecekler.
TOBB’un ayrıca yeni bir yönetmenlik hazırlığının son aşamasında olduğu da biliniyor.



Antepli’nin üretime aşkı…