Irkçılığın bilimsel anlatımı!
CHP’deki çatışmayı gelecek sene yapılacak yerel seçimlerin ışığında izliyorum.
Birgül Ayman Güler’in söyledikleri malumun ilamıdır. Irkçılığı çok veciz ve de bilimsel bir ifadeyle izah eden hanımefendiye neden bu kadar tepki gösterildi, doğrusu anlamadım.
Acaba TBMM çatısı altında söylediği için mi?
***
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dünkü grupta yaptığı konuşma, bana göre, hayati önemdeydi.
Ama ne dediği pek anlaşılmadı. NTV canlı yayınında, Akşam Gazetesi’nin Ankara temsilcisi Çiğdem Toker’e bu soru soruldu:
“Siz Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından ne anladınız? Güler’i kınadı mı, destekledi mi?”
“Ben de tam anlamadım! Kılıçdaroğlu’nu dinlerken yanımda bulunan CHP’li bir vatandaşımız da bana aynı soruyu yöneltti, ‘Ben tam kavrayamadım, siz gazetecisiniz, ne dedi, Güler’i akladı mı?’ diye sorunca ne yanıt vereceğimi şaşırdım. Biraz zaman gerekir anlayabilmemiz için…”
***
CHP Milletvekili Birgül Ayman Güler'in "Kürt milliyetçiliğini bana ‘ilericilik’ ve ‘bağımsızcılık’ diye yutturamazsınız. Türk ulusuyla Kürt milliyetini eşit, eş değerde gördüremezsiniz" veciz sözleriyle önce Başbakan Erdoğan dalga geçti, Güler’in bilimsel konuşmasına atıfta bulunarak, “Bir milletvekili, sanıyorum kariyeri de var, ulus ile millet kavramını birbirine karışkırıyor. Ülkemizdeki birisi için millet, birisi için ulus diyor. İçerikten haberi yok. Birisi öz Türkçe , birisi Arapça” diye alay etti!
***
Güler, ertesi gün Başbakan Erdoğan’ın tarizine karşı verdiği yanıtta, Başbakan’ın fahri, kendisinin akademik doktor olduğunu belirterek, “Öyle görünüyor ki, fahri doktorlar, akademik doktorları çok kolay aşağılayabiliyorlar” dedi, ulus ve milliyetler kavramlarına örneklerle bilimsel açıklık getirdi.
Bu polemiği çözmenin ve anlamı ne de faydası var. CHP Genel Başkanı önce tevil etmeye çalıştı ama sonra denge unsuru olmayı yeğledi.
Biraz geriye gidersek, İnönü “Ya o, ya ben!” deyince Ecevit, “Genel başkanımız ünlü bir denge politikacısıdır; oysa biz dengeyi değiştireceğiz” diyerek olayı bitirmişti. CHP tarihinde ilk kez 1973, daha sonra da son kez 1977 seçimlerinde sandıktan birinci parti çıkmıştı.
Kılıçdaroğlu ‘denge politikası’ kuracak ya, “Bizim altı okumuzdan biri milliyetçilik, Türkçesi de ulusalcılık. Elbette ulusalcıyız” diyor. Arkasından da yetiştiriyor: “Ama aynı zamanda sosyal demokratız.”
***
Denge politikasının neticesi, Gaziantep açısından, ne mi olur?
Yerel seçimlerde CHP yüzde 62’yi mumla arar, Erdoğan’ın önceki hafta Antep’te söylediği gibi yüzde 70 olur!
Bunu özellikle, CHP’den Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olmayı düşünen bir arkadaşıma söylüyorum.
CHP Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ dostumuz, “Daha seçimlere bir sene var. AK Parti’nin oyu yüzde 45’e geriledi. Türkiye önemli olaylara gebe, ne olacağı belli olmaz” demişti. Biz de samimi olarak, “Evet, haklı olabilirsiniz” demiştik.
Yanlış konuşmuşuz.
Gazete patronundan çıldırtan teklif!
Milliyet ve Vatan gazetelerinin sahibi Erdoğan Demirören dün Vatan gazetesindeki odasına yazar ve üst düzey yöneticilerini çağırarak tek tek konuşmuş.
Demirören 10 bin TL’nin üzerinde maaş alan yazar ve yöneticilerden yüzde 30 ve yüzde 40 cıvarında indirim yapmalarını istemiş.
Demirören bu duruma sert çıkan yazarlarına dahiyane bir teklif yapmış: “O zaman haftada 7 yazacağına 3 yaz ve maaşında indirim yap!”
***
Uzun yılların yazarları ve üst düzey yöneticileri az da olsa bir artış beklerken, halen aldıkları maaşlarının yarısına razı olmaları beklenebilir mi?
Çok zor bir durum. Çünkü ayrılsalar gidecekleri yer yok! Milliyet ve Vatan, çoğu iktidara muhalif yazarlardan oluşuyor. Hangi gazete onlara sayfalarını açabilir ki!
Ayrıca, hangi gazete kar edebiliyor ki!
Hem Demirören, bu iki gazeteyi durumu bile bile niye aldı ki?..
Herkes salak, gazete patronları akıllı!
Oh ne ala!..
Yarın: “Muammer Güler” ve “Asım Bey göreve…”