Durumun vaziyeti!..
Konuya eğitimdeki sıralamamızdan gireceğim.
Çoğu yerel gazete Gaziantep’in 64’üncülüğünü eleştirdi. Bazıları daha da ileri gidip Milli Eğitim Müdürünü günah keçisi ilan etmeye çalıştı. “Hep birkaç sene sonra düzelecek diyorsunuz ama bir şey olduğu yok...” diye sitemde bulundular.
Oysa ki, Gaziantep’in 37 kritere göre yapılan araştırmada ‘Yaşam kalitesi’ sıralamasındaki yeri de hemen aynı: 60’ıncılık!
Fert başına düşen gelirde 67’nciyiz!
BDDK’nın tasarruf/kredi karşılaştırmasında da Türkiye’nin en kötü orantısına sahibiz.
Gelir dağılımı en bozuk illerin başında geliyoruz.
Türkiye’de icrada 23 milyon (CHP Milletvikili Süleyman Çelebi) borç dosyası var. Nüfusuna göre en çok dosya da Gaziantep’te bulunuyor. Nerede ise kişi başına bir dosya var!
SGK’da prim borcu olmayan bir elin parmakları kadar az!
Maliye de aynı SGK gibi. Sürekli e-haciz yapmakla meşgul! Yakında ‘bloke’siz hesap kalmayacak gibi!..
Ücretliler geçinemiyor.
Maaşlı kamu memur ve çalışanları geçinemiyor.
Emekliler hiç geçinemiyor.
Yalnız borçlu ve sıkıntı içinde olanlar bunlar mı?
Esnaf, serbest ticaret erbabı ve herkesin gözü üzerindeki sanayiciler çok mu rahat!
Hiç rahat olmadıkları biliniyor.
OSB, 12 milyar dolar kredinin yükü altında debeleniyor!
İçi sanayicileri, dışı herkesi yakıyor!
En büyük ticaret partnerimiz Irak’a ihracatta bayağı bir gerileme var. Halıcılarımızın da ihracatında geçen sene aynı aylara göre düşüş söz konusu.
Bu yalnız bölgedeki huzursuzluktan kaynaklanmıyor.
Belki de en önemli konu aşırı ve gereksiz rekabet! Bunu önlemenin de maalesef çaresi yok!
Sanayici para kazanamazsa, aldığı krediyi ayakta kalabilmek, durumu kurtarmak için kullanırsa, nasıl huzurlu ve rahat olabilir ki?..
Aynı işi yapan insanların sayısı çok olunca, para kazanmakta o oranda zorlaşıyor.
Ama bu şehirde ‘koyun ekonomisi’nin varlığı kitaplara bile konu olmuştur. Biz böyleyiz!
Kayıt dışına çıkabilenler, arsa spekülasyonundan ve ranttan geliri olanlar durumu daha iyi idare edenlerdir.
Ama nihayetinde sağlıklı olmayan bu gidişatın bırakın üçüncü nesli çoğu zaman ikinci nesilde bile yürümesi epey zordur.
Sanayimizin, örneğin makarna, plastik, halı, iplik gibi hammadde ve tarım ürünlerinin koşullarına bağımlı olarak çalışması, enerjinin ve kredilerin rekabet ettiği piyasalardan pahalı olması işi gerçekten zorlaştıran faktörlerdir.
Bütün bunların üzerine siyasi istikrarsızlığı da eklerseniz, sanayiciliğin hiç de gıpta edilecek bir tarafının olmadığı ortaya çıkacaktır. Hani, “Hem ağlarım, hem giderim” felsefesi var ya, işte sanayicilikte öyle bir şey!..
Halk bu kadar sıkıntı çekmesine rağmen sesi pek çıkmıyor. Bankalara, kredi kartlarına, SGK’ya ve Maliye’ye bu kadar borçlanmaya karşın doğru dürüst bir tepki yok.
Herhalde bu tepkisizlik içindir ki Başbakan Erdoğan, geçen sene ancak yüzde 2.2 büyümemize rağmen, çok başarılı olduğumuzu söylüyor, halkın mutlu ve umutlu olduğunu iddia ediyor
Kime inanacaksınız? Benim yazdıklarıma mı, Başbakan Erdoğan’ın söylediklerine mi?
Bütün veriler Erdoğan’ın elinde olduğuna göre mutlaka onun söyledikleri daha doğru ve geçerlidir!
Sağlık ve mutluluk üzerine…
Her meslekte olduğu gibi avukatların da içinde aşırı hırslı, öğrenimini gördüğü yasalara pek aldırmayan, para için ends justify means/her yol mübah felsefesinde olanlar var.
TT’un sözleşmeli kadın avukatı borçlu abonelere kırmızı kağıda basılmış ihbarnameler gönderiyor, “Borcunuzu ödemediğiniz taktirde polis marifetiyle elleriniz kelepçeli olarak adliyeye getirilip tutuklanacaksınız” gibi deli saçması tehditlerle borçlunun gözünü korkutuyordu.
2008 yılında müdür Muhammed Katmer’e hem sözlü hem de yazılı olarak gazetemize gelen şikayetleri belgelerle ilettik.
Katmer, ne dese beğenirsiniz: “O bizim en iyi tahsilat yapan avukatımız, keşke diğerleri de onun gibi olsa!..”
“Yani bu yapılanları hoş mu görüyorsunuz? O zaman bir tetikçi tutun, milletin ayağına sıksın, tahsilat daha da artar!” dedik.
Katmer, eminim “Neden olmasın?” diyecekti ama savcılığa şikayet ederiz korkusuyla, yutkundu, cevap veremedi!
Geçen gün bir avukat arkadaşımızdan duydum ki, o avukatı bir şikayet üzerine göndermişler!
Avukat bu yolla epey zengin oldu. Merak ediyorum acaba bu şekilde kazandığı paralar kendisine sağlık ve mutluluk getirecek mi?
Bu arada, şikayetin nev’ini bilmemekle birlikte, duyarsız kalmayıp, haklı bir tasarrufta bulunan TT Gaziantep İl Müdürü Nurullah Yaşar’ı duyarlılığı nedeniyle takdir etmek lazım.