SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Başkanı da olan Prof. Dr. Türkçüoğlu, bir yıllık düzenli ve korunmasız cinsel ilişkiye rağmen çiftin gebelik elde edememesine infertilite (kısırlık) denildiğini belirterek, “Çiftlerin yüzde 85-90’ı bir yıl içerisinde gebe kalabilmektedir. Bir yılın sonunda gebe kalamayanlara, nedeni bulmaya yönelik testler yapıyoruz” dedi.
Yumurtlama sorunları, tüplerin tıkalı olması, endometriozis (çikolata kisti) ve rahime ait sorunların kadına ait infertilite nedenleri olduğunu anlatan Prof. Dr. Türkçüoğlu erkeğe ait infertilite nedenlerini ise şöyle sıraladı:
“Sperm analizi testinde sperm sayısının hareketinin azlığına neden olan durumlar: Testislerde sperm üretim sürecini bozan birtakım hormonal bozukluklar olabilir. Testislerin kendisinden kaynaklanan yetmezlik durumuna bağlı sperm az üretme ya da hiç üretememe durumları yaşanabilir. Testislerde üretilen spermi dışarı atmaya yarayan kanallarda tıkanıklık ya da kanalların doğuştan olmaması durumu olabilir. Ayrıca, cinsel fonksiyon bozukluğuna (iktidarsızlık) ya da spermin dışarıya atılmak yerine geriye idrar kesesine atılmasına bağlı olarak da kaynaklanabilir.”
Genellikle düzenli adet gören kadınlarda pratik olarak yumurtlama sorunu olmadığının varsayılabileceğini ancak bazen düzenli adet görülmesine rağmen de yumurtalama sorunu olabileceğini aktaran Prof. Dr. Türkçüoğlu, şöyle konuştu:
“Yumurtlama sorunu olan hastalarımızda en sık gördüğümüz durum polikistik over sendromudur. Bu kişiler adet düzensizliğinin yanında kıllanma problemi de yaşarlar. Obezite, insülin direnci, şeker hastalığına yatkınlık sorunları vardır. Bu sorunlar hem infertilite tedavilerinde güçlüklere yol açar, hem de gebelik sürecinde birtakım sorunların riski artırır.”
Yumurtalık kapasitesini azaltan hastalıklara ve nedenlerine değinen Prof. Dr. Türkçüoğlu, “Endometriozis, yumurtalığa uygulanan cerrahiler, otoimmün hastalıklar, romatizmal hastalıklar, kanser tedavisi (kemoterapi radyoterapi), genetik hastalıklarda (turner sendromu), sigara kullanmak. Ancak sebepsiz de olabilir” ifadelerini kullandı.
Endometriozis ve sigara kullanımının yumurta kalitesini azalttığına vurgu yapan Prof. Dr. Türkçüoğlu, şu bilgileri paylaştı:
“Kadın yaşı, kadın üreme potansiyelini belirleyen yegane faktördür. Yumurta kalitesi ve genetik yapısı yaş ilerledikçe bozulur. Genç hastalarda yumurta kalitesi ya da genetik yapısı ile ilgili çok fazla sorun yaşamıyoruz. O nedenle tüp bebek tedavisi ile başarı şansımız ileri yaş kadınlara göre daha iyi.”
Prof. Dr. Türkçüoğlu, erkekte kısırlık nedenlerinden olan azospermi (sperm örneğinde hiç sperm bulunmaması) konusunda özetle şunları kaydetti:
“1. Hormonal yetmezlik: Beyinden salınan hormon eksikliğine bağlı olabilir. Bunlarda hormon tedavisi yüz güldürücü sonuçlar vermektedir.
- Testis yetmezliğine bağlı olabilir: Bunlarda hormon tedavisi denenebilir ancak her hasta bunun için aday değildir. Üroloji doktorunun değerlendirmesi gerekir. Bu olgularda özellikle de kadın yaşı ileri ise fazla zaman kaybetmeden mikrotese işlemi ile elde edilen sperm kullanılarak tüp bebek tedavisi uygulamak tavsiye edilmektedir.
- Tıkanıklığa bağlı olabilir: Bunlarda hormonal bozukluk yoktur. Bunlarda Microtese, Tesa işlemleri ile sperm elde edilebilir.”
Değerlendirme sırasında hem kadının hem de erkeğin durumlarının detaylı olarak incelendiğini ve sorunun herhangi birinde olabileceği gibi çiftlerin ikisinde birden de olabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Türkçüoğlu kısırlık tedavisi için uygulanan yöntemlere ilişkin şu bilgilendirmeyi yaptı:
“Tedavi tamamen sebebe bağlıdır. Yumurtlama sorunu olan olgularda özellikle beyinden üretilen hormonların yetersizliğinde ve polikistik over sendromunda yumurtlamayı sağlayıcı yumurta geliştirici hap ya da iğneler kullanıyoruz. Eğer eşlik eden hafif erkek faktörü varsa aşılama tedavisi ekliyoruz. Burada ortalama 10 günlük yumurta geliştirme tedavisi sonrasında çatlatma iğnesi uyguluyoruz. Daha sonra da erkekten aldığımız semen örneğini laboratuvar koşullarında içerisindeki ölü hücrelerden ayrıştırıyoruz ve bir kateter yardımıyla kadının rahminin içerisine veriyoruz.
Kadında her iki taraftaki tüp de tıkalı, yumurtalık kapasitesi düşükse, ileri evre endometriozis hastalığı varsa, erkekte toplam hareketli sperm sayısı belli değerlerin altındaysa ya da hiç spermi yoksa bu çiftlere doğrudan tüp bebek tedavisi uyguluyoruz. Herhangi bir neden bulamadığımız çiftlerde kendi kendilerine gebe kalması için iki yıl bekledikten sonra öncelikle aşılama tedavisi ile başlıyoruz. Aşılama tedavisini üç ile altı kez uygulayabiliriz. Gebelik elde edemez isek tüp bebek tedavisine geçiyoruz.”
Tedaviye başlamadan önce çiftlerin genel sağlık durumunun değerlendirildiğini vurgulayan Prof. Dr. Türkçüoğlu, “Sigara alışkanlığı, kilo problemi, şeker, tiroit hastalığı, prolaktin hormonu yüksekliği gibi hormonal ve metabolik sorunların detaylı değerlendirilmesi ve düzeltilmesi önemli” ifadelerine yer verdi.
Kadın değerlendirmesinde ultrasonografi ve rahim filmiyle saptanan perde, polip, rahim içi yapışıklık, rahim içerisine bası yapan miyomların varlığında bunların histeroskopi ile giderilmesi, tüplerde sıvı birikimi varsa laparoskopi ile tüplerin alınması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Türkçüoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Yumurta geliştirme tedavisinde elde edilen yumurta sayısı önemli. Bu nedenle kullanılan ilaç tipi ve dozunun seçimi, hastanın mevcut yumurtalık kapasitesine göre olabildiğince çok sayıda yumurta elde etmek için önemlidir.
Embriyo transfer süreci de son derece hassastır. Tüm bu süreçlerde yaşanan olumsuzluklar tüp bebek başarısını olumsuz yönde etkilemektedir. Deneyimli klinik ve laboratuvar ekibinin olmasına rağmen hastayla ilgili değiştiremediğimiz faktörlerde var. Örneğin yumurta ve sperm kalitesinin, yumurtalık kapasitesinin düşük olması, ileri kadın yaşı, erkekte azospermi varlığı. Bu gibi durumlarda döllenme sorunları, iyi kaliteli embriyo elde edememe, beşinci gün embriyosu elde edememe gibi sorunlarla karşılaşabiliyoruz.”