Yaprak, “Antik çağlardan beri mantarlar birçok hastalık için yiyecek ve ilaç olarak kullanılmıştır. Dünyada yaklaşık olarak 5000 mantar türü var. En çok üretilen mantar türü ise Agaricus bisporus. Bu tür, Türkiye'de yaygın olarak yetiştirilen ve satılan beyaz şapkalı bir kültür mantarı. Son dönemlerde yapılan bilimsel araştırmalar da mantarlardan elde edilen bileşenlerin tedavi edici (terapötik) etkileri olduğu tespit edildi” diye konuştu.
“Mantar, beslenme açısından değerlendirildiğinde, düşük kalori içeriğinin yanı sıra esansiyel amino asitler, karbonhidratlar, lif, önemli vitamin (A, B, C, D, K) ve mineraller (demir, fosfor,selenyum, çinko, kalsiyum, bakır, magnezyum, potasyum) açısından da zengindir” diyen Diyetisyen Tuğba Yaprak, “Son yıllarda belirli mantar türlerinin kanser üzerindeki olumlu etkisi giderek daha fazla yapılan çalışmalarla kanıtlandı. Mantar türleri, immünomodülatör özelliklerinden dolayı kanser önleyici etkilerini gösterir. Mantarın bu özelliğini sağlayan bileşenlerin başında polisakkaritler ve Beta-glukan geliyor. Aynı zaman da kanser hastası olup kemoterapi alan bireylerde de kemoterapinin yan etkilerinin azalmasına da yardımcı olmaktadır. Bu yan etkilerin en başında bulantı, kansızlık ve bağışıklık sisteminin zayıflaması gelir. Aynı zamanda içerisinde bulunan Konjuge linoleik asit sayesinde meme ve prostat kanserine karşıda yararlı etki gösterebiliyor. Fitobesin içeriği yüksek olan mantarların yararlı etkilerinin yanı sıra, oldukça az sayıda yan etkiye sahiptir ve vücut tarafından kolaylıkla tolere edilebilir. Kanser üzerindeki en etkili mantar türü ise kırmızı reishi mantarıdır. Bu mantar türü bağışıklık sistemindeki makrofaj hücrelerinin kanserle savaşmasına yardımcı olmaktadır. Düzenli tüketiminden sonra insan vücudundaki anti-kanser etkisi olan maddelere de yardımcı oluyor” diye açıklama yaptı.