ANASAYFA arrow right Sağlık

Sağlık yap-boz tahtasına döndü

Sağlık yap-boz tahtasına döndü
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 00.41
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 00.41
Tam Gün yasasının ardından KHK ile içi boşaltılan üniversite hastanelerinde işler arap saçına döndü.
Tam Gün ve KHK ile üniversite hastanelerinden uzaklaştırılan öğretim görevlileri sözleşmeli çalıştırılmak üzere tekrar geri çağrılıyor.

Üniversite hastanelerinde boşalan öğretim görevlisi kadrosunu kapatamayan bakanlık üniversite kapılarını kapadığı hocaları yeniden hastanelere döndürmenin yollarını arıyor.
Muayenesi olduğu ya da özelde çalıştığı için üniversite hastanelerinden istifa etmek zorunda kalan hekimlerin geri dönmesi için YÖK, hekimlere saati 300-400 lira haftada 40 saat sözleşmeli çalışma şartıyla geri dönmesini istiyor. Hekimler ise bunun güvencesiz çalışmaya yönelik bir dayatma olduğunu dile getirerek bugüne kadar uygulanan "yap-boz" politikalar nedeniyle hem bakanlığı hem de YÖK'ü yeterince ciddi bulmuyor.
Üniversite hastaneleri YÖK'e bağlı olmasına rağmen Sağlık Bakanlığı'nın üniversite hastaneleri ile ilgili aldığı kararlara tepki göstermediği gerekçesi ile eleştirilen YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'da sonunda sessizliğini bozdu.
Yasa nedeniyle üniversitelerden istifa eden öğretim görevlilerini yeniden hastanelere döndürmek için sözleşmeli doktorluk modelini önerisi ile kamuoyuna açıklama yapan Özcan, YÖK olarak üniversite hastanelerinin bakanlığa devredilmesini istemediklerini söyledi.

Ancak,öğretim görevlileri yaşananlara tepkili.Uzun yıllar emek verdikleri hastanelerden ayrılmaya zorlanan öğretim görevlileri YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan'ın gündeme getirdiği "Sözleşmeli doktor" formülüne sıcak bakmıyorlar.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın çıkarılan son kararname ile üniversite hastanelerinin bakanlığına devrinin yolunu açıldığını hatta mali zorluk içindeki hastanelerin yönetiminin YÖK'ten görüş alınarak bakanlığ devredilebileceği açıklamasına ise YÖK Başkanı'ndan itiraz geldi. Akdağ'ın açıklamalarına karşın Özcan, üniversite hastanelerinin bakanlığa devrini istemediklerini ancak bakanlıkla hastanelerin işbirliği yapabileceği yönünde görüş bildirdi.
TBB Merkez Konseyi Üyesi Hüseyin Demirdizen,Gazeteport'a yaptığı değerlendirmede bakanlığın ve YÖK'ün açıklamaları arasında sadece nüans farkı olduğunu asıl kamu ve üniversite hastanelerinin özelleştirilmesinin ardında hekimlerinin sözleşmeli statüde iş güvencesiz ve ucuza çalıştırma amacının yattığını söyledi.
YÖK'e bağlı 76 üniversitenin tüm varlıkları ve yetişmiş insan gücü ile tehdit altında olduğunu ve yasa ve KHK'larla bu ytişmiş gücün hastane dışına çıkmaya zorlandığına dikkat çeken Demirdizen, "Bakanlığın Tam Gün ve KHK ile hastane dışına çıkmay zorladığı öğretim görevlilerine YÖK şimdi yeniden kapı açıyormuş algısı yaratmaya çalışıyor.Ancak, bu kez sözleşmeli çalışmak kaydıyla. Bu uygulamayı da biz hekimler iyiniyetli yaklaşımlar olarak görmüyor ve böyle bir çalışma modelini kabul etmiyoruz. Ayrıca, bugün göz boyamak amacıyla saat başı çalışma ücreti ve süresi ile de ilgili bir bağlayıcılık yok. Sözleşmeli çalışmak her an işten çıkarılma kaygısı taşımaktır. Böyle bir modelle hasta ve doktor arasında sağlıklı bir iletişim kurmak mümkün olmadığı gibi kaliteli bir sağlık hizmeti vermekten de bahsedilemez" dedi
YÖK'ün önerisine sıcak bakmadıklarını ve öğretim görevlilerine yönelik iyiniyetten uzak ve hak tanımayan tutumun hekimlerde rahatsızlık yarattığını vurgulayan Demirdizen şöyle konuştu:" Bakanlığın sağlık sistemine ve doktora bakışındaki yanlışlık herkese zarar veriyor. Üniversite hastanelerinde ne kadar kaliteli, verimli bir eğitim ve araştırma olduğundan çok ne kadar çok hasta baktığımız ve ameliyat yaptığımızla ilgilenen bir anlayışla sağlık sistemini daha çok uzun yıllar tartışırız.Bundan en çok vatandaş mağdur olur. Amaç, üniversite hastanelerinde ne kadar çok hasta muayene ettiğimiz değil, bu hastanelerde ne kadar kaliteli bir tıp eğitimi verdiğimiz, bilimsal araştırma yaptığımız ve ne kadar kaliteli bir hizmet verdiğimiz, varolan yetişmiş gücü nasıl daha en verimli ve vatandaşın sağlık sorununu nasıl ne kadar hızlı ve insana yakışır bir biçimde çözdüğümüzdür.Ancak, bakanlık bu sorunlarla uğraşmak yerine hekimi özel sektöre kaydırarak daha ucuz çalıştırmanın hesabını yapıyor.Şu anda özel sektörde 22 bin hekim iş güvencesiz sözleşmeli olarak çalıştırılıyor. Bu ortalama 10-15 yıl süren tıp eğitimini ucuzlaştırmaktır.Özelleştirmelerden ve ya da profesyonel yönetimden de kastedilen budur. Hekimin geleceğini yöneticilerin iki dudağı arasında bırakan dayatmacı bir anlayıştan bahsediyoruz.” ANKA

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *