Son 10 yıl içinde tütün içiminin insan beyni üzerindeki olumsuz etkilerini anlamakta önemli ilerlemeler kaydedildiği bildirildi.
ABD'nin Northwestern Üniversitesi Feinberg Tıp Fakültesi Psikoloji ve Davranışsal Bilimler Bölümünden Dr. Brian Hitsman, son 10 yıl içinde tütün içiminin insan beyni üzerindeki olumsuz etkilerini anlamakta önemli ilerlemeler kaydettiklerini belirterek, kronik sigara içiminin beynin yapısında ve olumsuz duygulara, hatta psikiyatrik hastalığa yatkınlığı artıran kimyasallarda değişikliğe neden olduğuna dair farklı düzeylerde elde edilen kanıtların gitgide arttığını bildirdi. Amerika'da ruhsal hastalar üzerinde sigara bırakma tedavisi uygulayan ve sigaranın beyne olan etkileri konusunda uzman olan Hitsman, AA muhabirinin sorularını yanıtladı. Sigaraya başlayan insanların büyük çoğunluğunda tütün kullanımının ciddi bağımlılığa yol açtığını ifade eden Hitsman, alkol bağımlılığı ile kokain ve eroin gibi diğer madde bağımlılıkları olanlarda görüldüğü üzere, sigara içenlerin çoğunun sigarayı bırakmak istediklerini, ancak bunu kolayca gerçekleştiremediklerini belirtti.
Tütün bağımlılığını psikiyatrik bir bozukluk olarak nitelendiren Hitsman, ''Ne yazık ki, birçok sigara içen için tütün bağımlılığı ömür boyu süren bir sorundur. Sigara içenlerin çoğu erken gençlik yıllarında sigaraya başlar, gün boyu çok sık sigara içerler ve yetişkinlikleri boyunca birden fazla bırakma ve nüks süreçleri yaşarlar'' dedi. Psikiyatrik bozukluğu olanlar arasında nikotin bağımlılığının çok yaygın olduğunu vurgulayan Hitsman, ABD'de psikiyatrik bozukluğu olanların genel nüfusa oranla daha fazla sigara içtiğini kaydetti.
Hitsman, ABD'de genel nüfusun sigara içme oranının yüzde 20 olduğunu aktararak, bir yılda satılan sigaraların yüzde 45'ini, ABD nüfusunun yüzde 22'sini oluşturan psikiyatrik bozukluğu olanların tükettiğine işaret etti. Günlük tütün tüketim oranlarının, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı olanlarda özellikle yüksek olduğunu, bunun yüzde 70-90 civarında bulunduğuna dikkati çeken Hitsman, bu oranın şizofrenide yüzde 70, majör depresyonda yüzde 60, post-travmatik stres bozukluğunda yüzde 55 olduğunu belirtti.
ABD'nin Northwestern Üniversitesi Feinberg Tıp Fakültesi Psikoloji ve Davranışsal Bilimler Bölümünden Dr. Brian Hitsman, son 10 yıl içinde tütün içiminin insan beyni üzerindeki olumsuz etkilerini anlamakta önemli ilerlemeler kaydettiklerini belirterek, kronik sigara içiminin beynin yapısında ve olumsuz duygulara, hatta psikiyatrik hastalığa yatkınlığı artıran kimyasallarda değişikliğe neden olduğuna dair farklı düzeylerde elde edilen kanıtların gitgide arttığını bildirdi. Amerika'da ruhsal hastalar üzerinde sigara bırakma tedavisi uygulayan ve sigaranın beyne olan etkileri konusunda uzman olan Hitsman, AA muhabirinin sorularını yanıtladı. Sigaraya başlayan insanların büyük çoğunluğunda tütün kullanımının ciddi bağımlılığa yol açtığını ifade eden Hitsman, alkol bağımlılığı ile kokain ve eroin gibi diğer madde bağımlılıkları olanlarda görüldüğü üzere, sigara içenlerin çoğunun sigarayı bırakmak istediklerini, ancak bunu kolayca gerçekleştiremediklerini belirtti.
Tütün bağımlılığını psikiyatrik bir bozukluk olarak nitelendiren Hitsman, ''Ne yazık ki, birçok sigara içen için tütün bağımlılığı ömür boyu süren bir sorundur. Sigara içenlerin çoğu erken gençlik yıllarında sigaraya başlar, gün boyu çok sık sigara içerler ve yetişkinlikleri boyunca birden fazla bırakma ve nüks süreçleri yaşarlar'' dedi. Psikiyatrik bozukluğu olanlar arasında nikotin bağımlılığının çok yaygın olduğunu vurgulayan Hitsman, ABD'de psikiyatrik bozukluğu olanların genel nüfusa oranla daha fazla sigara içtiğini kaydetti.
Hitsman, ABD'de genel nüfusun sigara içme oranının yüzde 20 olduğunu aktararak, bir yılda satılan sigaraların yüzde 45'ini, ABD nüfusunun yüzde 22'sini oluşturan psikiyatrik bozukluğu olanların tükettiğine işaret etti. Günlük tütün tüketim oranlarının, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı olanlarda özellikle yüksek olduğunu, bunun yüzde 70-90 civarında bulunduğuna dikkati çeken Hitsman, bu oranın şizofrenide yüzde 70, majör depresyonda yüzde 60, post-travmatik stres bozukluğunda yüzde 55 olduğunu belirtti.