Aktarlar, soğuk havada oluşan cilt kuruluğunun, cildin erken yaşlanmasına neden olduğunu öne sürdü. Ayrıca, bol sıvı tüketiminin cilt sağlığı çok önemli olduğunu söylediler.
Aktar sahibi Ercan Yetkin, özellikle soğuk havalarda görülen ve cildin pul pul dökülmesine sebep olan cilt kuruluğundan kurtulmanın bitkisel yolları hakkında bilgiler verdi. Soğuk havalarda cildin olumsuz etkilerinden basit yollarla korunabilineceğini söyleyen Yetkin:"Kış aylarında kızaran, pullanan, kaşıntı ile kendini gösteren cilt şikayetleri ile sıklıkla karşılaşılır.
Bunların büyük bölümü çevre koşullarına bağlı şikayetlerdir. Alınacak bazı basit önlemler ile engellenebilir. Soğuk havalarda cilt rahatsızlıklarının görülme sıklığının artar. Rüzgar, düşük nem, kirli hava ve kapalı ortamlarda daha uzun süre vakit geçirme zorunluluğunun, hem sivilcelerin hem de sedef, egzama gibi cilt hastalıklarının artmasına neden oluyor. Cilt, her an dış dünyayla irtibat halinde olduğu için fiziksel etkenlerden ciddi oranda etkilenebiliyor.
Özellikle soğuk havalarda cilt sağlığını tehdit eden faktörler çoğalıyor. Kışın soğuk ve kuru hava, düşük nem, rüzgar, kirli hava ve asit yağmurlarına özellikle dikkat edilmesi gerekiyor. Bu doğal etkenlerin yanı sıra kış aylarının gelmesiyle birlikte kapalı ortamlarda geçirilen zamanın artması da, cilt sağlığını olumsuz etkiliyor. Ayrıca soğuk havanın neden olduğu cilt kuruluğu, cildin yaşlanma sürecini de kolaylaştırıyor" dedi.
Bakım ürünlerinin de cilde zararlı olabildiğini hatırlatan Yetkin, şöyle devam etti:"Ph 5.5 değerinde, cilt temizlik, ve koruma ürünlerini tercih etmeliyiz. Cilt temizliğinde yüzde 100 sabunsuz ürünlerini önermekteyim. Sabun ve alkali içermeyen ürünler Ph 5.5 özelliği ile asit örtüsünü korumaz. Ph 5.5 sayesinde cildin doğal koruyucu asit örtüsünü korur, cilt bakteri ve mantar enfeksiyonlarına karşı korur. Cilt tipine göre bakım ürünlerini özenle kullanmalıyız."
Cilt kurulunda yanlış beslenmenin de önemine değinen ve bol su tüketiminin faydalarını açıklayan aktar Ercan Yetkin,"Yanlış beslenme alışkanlıkları da cilt kuruluğuna neden olabiliyor. Bugüne kadar yapılan birçok araştırma beslenmenin çeşitli konulardaki önemini ortaya koymuştur. İnsan gereksinimlerinin başında gelen beslenme insan sağlığı açısından çok önemlidir. Beslenmenin dengeli ve sağlıklı yiyeceklerle yapılması altı çizilmesi gereken en önemli husustur. Çağımızın vebası aslında dengesiz beslenmek ve beslenme alışkanlıklarıdır.
Bol sıvı tüketimi cilt sağlığı için çok önemlidir. Bunun dışında demir, çinko, B12 vitamin, biotin gibi pek çok vitamin ve mineral eksikliğinde cildin doğal yapısı bozulduğu için ciltte kuruma, kaşıntı ve egzamalar daha sık görülür. Bol sıvı, meyve ve sebze, kuru baklagiller tüketimi bu açıdan çok önemlidir. Fındık, badem, ceviz günlük olarak az miktarda tüketilmeli katkı maddesi içeren gıdalardan mümkün olduğunca kaçınılmalıdır.
Cildin yumuşak ve dayanıklı olması için neme ihtiyacı vardır. Ancak kış mevsiminin bu soğuk günlerinde havadaki nem kaybına ek olarak ısıtma sistemlerinin havadaki su ve nemi azaltması ile cildin bu nemi tutabilmesi zorlaşır. Melatonin hormonunun güneşsiz ortamlarda daha fazla salgılanması insanların kış aylarını daha stresli ve depresyona eğilimli geçirmelerine yol açıyor. Bu faktörlerin birleşmesi, sivilce ve egzama gibi cilt hastalıklarının görülmesinin yanı sıra stresle tetiklenen sedef, vitiligo gibi önemli deri hastalıklarının da artmasına neden oluyor" diye konuştu.
Ercan Yetkin, son olarak şu uyarısını sözlerine ekledi: "Hamileler, yaşlılar, çocuklar ve derisi kuru olanlar kış mevsiminden en çok etkilenen grubu oluşturuyor. Kar, güneşin ultraviyole ışınlarının yüzde 85'ini yansıttığı için en az yaz güneşi kadar tehlikeli olabilir ve güneş yanığı oluşturabilir.
Özellikle bebeğinizin hassas cildi için bu tehlikeli bir durumdur. Kar ve güneş altında bir süre de olsa kalacaksanız, bebeğinizin cildini bir siperli şapka ve koruyucu ürünlerle korumanız gerekmektedir."
İHA
Aktar sahibi Ercan Yetkin, özellikle soğuk havalarda görülen ve cildin pul pul dökülmesine sebep olan cilt kuruluğundan kurtulmanın bitkisel yolları hakkında bilgiler verdi. Soğuk havalarda cildin olumsuz etkilerinden basit yollarla korunabilineceğini söyleyen Yetkin:"Kış aylarında kızaran, pullanan, kaşıntı ile kendini gösteren cilt şikayetleri ile sıklıkla karşılaşılır.
Bunların büyük bölümü çevre koşullarına bağlı şikayetlerdir. Alınacak bazı basit önlemler ile engellenebilir. Soğuk havalarda cilt rahatsızlıklarının görülme sıklığının artar. Rüzgar, düşük nem, kirli hava ve kapalı ortamlarda daha uzun süre vakit geçirme zorunluluğunun, hem sivilcelerin hem de sedef, egzama gibi cilt hastalıklarının artmasına neden oluyor. Cilt, her an dış dünyayla irtibat halinde olduğu için fiziksel etkenlerden ciddi oranda etkilenebiliyor.
Özellikle soğuk havalarda cilt sağlığını tehdit eden faktörler çoğalıyor. Kışın soğuk ve kuru hava, düşük nem, rüzgar, kirli hava ve asit yağmurlarına özellikle dikkat edilmesi gerekiyor. Bu doğal etkenlerin yanı sıra kış aylarının gelmesiyle birlikte kapalı ortamlarda geçirilen zamanın artması da, cilt sağlığını olumsuz etkiliyor. Ayrıca soğuk havanın neden olduğu cilt kuruluğu, cildin yaşlanma sürecini de kolaylaştırıyor" dedi.
Bakım ürünlerinin de cilde zararlı olabildiğini hatırlatan Yetkin, şöyle devam etti:"Ph 5.5 değerinde, cilt temizlik, ve koruma ürünlerini tercih etmeliyiz. Cilt temizliğinde yüzde 100 sabunsuz ürünlerini önermekteyim. Sabun ve alkali içermeyen ürünler Ph 5.5 özelliği ile asit örtüsünü korumaz. Ph 5.5 sayesinde cildin doğal koruyucu asit örtüsünü korur, cilt bakteri ve mantar enfeksiyonlarına karşı korur. Cilt tipine göre bakım ürünlerini özenle kullanmalıyız."
Cilt kurulunda yanlış beslenmenin de önemine değinen ve bol su tüketiminin faydalarını açıklayan aktar Ercan Yetkin,"Yanlış beslenme alışkanlıkları da cilt kuruluğuna neden olabiliyor. Bugüne kadar yapılan birçok araştırma beslenmenin çeşitli konulardaki önemini ortaya koymuştur. İnsan gereksinimlerinin başında gelen beslenme insan sağlığı açısından çok önemlidir. Beslenmenin dengeli ve sağlıklı yiyeceklerle yapılması altı çizilmesi gereken en önemli husustur. Çağımızın vebası aslında dengesiz beslenmek ve beslenme alışkanlıklarıdır.
Bol sıvı tüketimi cilt sağlığı için çok önemlidir. Bunun dışında demir, çinko, B12 vitamin, biotin gibi pek çok vitamin ve mineral eksikliğinde cildin doğal yapısı bozulduğu için ciltte kuruma, kaşıntı ve egzamalar daha sık görülür. Bol sıvı, meyve ve sebze, kuru baklagiller tüketimi bu açıdan çok önemlidir. Fındık, badem, ceviz günlük olarak az miktarda tüketilmeli katkı maddesi içeren gıdalardan mümkün olduğunca kaçınılmalıdır.
Cildin yumuşak ve dayanıklı olması için neme ihtiyacı vardır. Ancak kış mevsiminin bu soğuk günlerinde havadaki nem kaybına ek olarak ısıtma sistemlerinin havadaki su ve nemi azaltması ile cildin bu nemi tutabilmesi zorlaşır. Melatonin hormonunun güneşsiz ortamlarda daha fazla salgılanması insanların kış aylarını daha stresli ve depresyona eğilimli geçirmelerine yol açıyor. Bu faktörlerin birleşmesi, sivilce ve egzama gibi cilt hastalıklarının görülmesinin yanı sıra stresle tetiklenen sedef, vitiligo gibi önemli deri hastalıklarının da artmasına neden oluyor" diye konuştu.
Ercan Yetkin, son olarak şu uyarısını sözlerine ekledi: "Hamileler, yaşlılar, çocuklar ve derisi kuru olanlar kış mevsiminden en çok etkilenen grubu oluşturuyor. Kar, güneşin ultraviyole ışınlarının yüzde 85'ini yansıttığı için en az yaz güneşi kadar tehlikeli olabilir ve güneş yanığı oluşturabilir.
Özellikle bebeğinizin hassas cildi için bu tehlikeli bir durumdur. Kar ve güneş altında bir süre de olsa kalacaksanız, bebeğinizin cildini bir siperli şapka ve koruyucu ürünlerle korumanız gerekmektedir."
İHA