ANASAYFA arrow right Sağlık

Türkiye’de sağlık alanında eşitsizlikler raporu yayımlandı

Türkiye’de sağlık alanında eşitsizlikler raporu yayımlandı
YAYINLAMA: 12 Temmuz 2021 / 14.00
GÜNCELLEME: 12 Temmuz 2021 / 14.00
İstanbul Politik Araştırmalar Enstitüsü tarafından yayımlanan ‘Türkiye’de sağlık alanında eşitsizlikler’ başlıklı rapor ile sağlık alanında yaşanan eşitsizliklere dikkat çekildi.

Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala’nın yürüttüğü 38 sayfalık araştırmada, sağlığın en temel insan haklarından biri olduğu vurgulanarak “Sağlıkta eşitsizlikler genel olarak gereksiz, kaçınılabilir, adil olmayan ve haksız sağlık farklılıkları olarak tanımlanmaktadır. Güvencesizlik sağlıkta eşitsizlikleri artırmaktadır. Sosyoekonomik durum ne kadar düşükse, sağlık o kadar kötüdür. Toplumda sık görülen hastalıkların en önde gelen nedenlerinden biri yoksulluktur” denildi. Raporda, Türkiye’de sağlıkta eşitsizlikler şöyle özetlendi:

‘REFAH DÜZEYİ VE BEBEK ÖLÜMLERİ’

- Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA) bulgularına göre Türkiye’de 2013 yılında bebek ölüm hızı binde 13’tür. TNSA 2013’ten önceki on yıllık dönemde bebek ölüm hızı binde 17, beş yaş altı çocuk ölüm hızı ise binde 20 olarak hesaplanmıştır ve ülkemizde aynı dönemde hane halkı refah düzeyi en yüksek ailelerde doğan her bin bebekten 8’i bir yaşını göremeden yaşamını yitirirken; hane halkı refah düzeyi en düşük ailelerde doğan 23 bebek yaşamını yitirmektedir.

BEBEK ÖLÜMLERİ AB’NİN ÜSTÜNDE

- TÜİK verilerine göre ülkemizde son 10 yıl içerisinde bebek ölüm hızı binde 9.1’e ve beş yaş altı çocuk ölüm hızı binde 11.2’ye gerilemiştir. Ancak Türkiye’de 2018 yılında binde 9.3 olan bebek ölüm hızı, binde 3.4 olan Avrupa Birliği (27) ortalamasına göre halen çok yüksektir.

DOĞUMDA BEKLENEN YAŞAM ÜMİDİ

- Türkiye’de iller arasında bebek ölüm hızında önemli farklılıklar söz konusudur. 2019 yılında Karabük’te dünyaya gözlerini açan her bin bebekten yalnızca 3.0’ı bir yıl içerisinde yaşamını yitirmişken, Gaziantep’te her bin bebekten 16.2’si yaşamını yitirmiştir.

- Türkiye’de doğumda beklenen yaşam ümidi (DBYÜ) TÜİK verilerine göre 2017-2019 döneminde toplam olarak 78.6 yıldır. Aynı dönemde DBYÜ, erkeklerde 75.9 yıl, kadınlarda ise 81.3 yıldır.

- TÜİK tarafından illere göre en son 2015-2017 dönemine ait yayımlanan hayat tablolarına göre, iller arasında DBYÜ açısından büyük farklılıklar mevcuttur. Toplam olarak DBYÜ en yüksek 80.7 yıl ile Tunceli’deyken, en düşük 76,1 yıl ile Kilis’tedir.

ERKEN ÖLÜM EN FAZLA HAKKÂRİ’DE

- Türkiye’de erken ölümlerle ilgili araştırmalar sınırlıdır. Tüm ölümler içerisinde 65 yaşın altında ölenlerin oranlarına bakıldığında, bu oranlar ile sosyal güvenlik kapsamı altında aktif çalışan toplam kişi sayısının il nüfusuna oranı arasında, özellikle erken ölümlerin çok yüksek olduğu illerde negatif bir ilişki olduğu gözlenmektedir. Erken ölümler istihdamla ilişkilidir. Güvencesizlerde, erken ölüm oranları yüksektir.

- Erken ölümlerin oranının çok yüksek olduğu Hakkâri (yüzde 54.6), Şırnak (yüzde 51.1), Şanlıurfa (yüzde 49.2), Muş (yüzde 46.1) ve Van (yüzde 45.0) gibi illerde sosyal güvenlik kapsamı altında aktif çalışan toplam kişi sayısının il nüfusuna oranının çok düşük olması şaşırtıcı değildir.

- Ülkemizde sağlık hizmetine erişemeyen büyük bir nüfus söz konusudur. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun resmi verilerine göre, 2019 yılında nüfusun yüzde 15’i sosyal güvenlik kapsamı içerisine alınamamıştır. Sayıştay’ın 2017 yılı SGK Denetim Raporu’na göre, 7.2 milyon kişinin GSS prim borcu bulunmaktadır. Türkiye nüfusunun yüzde 10,2’si GSS kapsamı içerisine alınamamıştır. Sağlıkla ilgili sosyal güvence kapsamı dışarısında kalan nüfusu bekleyen en önemli sorun, sağlık hizmetlerine erişimin sağlanamamasıdır.

İLLER ARASI YOĞUN BAKIM YATAĞI FARKI

- İller arasında gerek hasta yatağı sayısı gerekse de yoğun bakım yatağı sayısı açısından büyük eşitsizlikler söz konusudur. Elazığ’da 10 bin kişiye 50.6 yatak düşerken, Şırnak’ta 10 bin kişiye düşen yatak sayısı yalnızca 11.9’dur.. Isparta’da 10 bin kişiye 9.7 yoğun bakım yatağı düşerken, Şırnak’ta 10 bin kişiye düşen yoğun bakım yatak sayısı yalnızca 1.3’tür.

- Covid-19 hastalığına yakalanma ve buna bağlı ölüm sıklıklarının düşük gelirli sınıflarda yüksek gelirli sınıflara göre daha yüksek olduğu saptanmıştır. Hanehalkı geliri yüksek olan bölgelere göre en fazla ırksal/etnik azınlık orantısına sahip, en çok yoksulluk içinde yaşayan ve eğitim düzeyi en düşük olanların yaşadığı bölgelerde Covid-19 ile ilişkili hastaneye yatış ve ölüm orantıları daha yüksektir.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *