ABD ve Türkiye Dışişleri Bakanları Hillary Clinton ve Ahmet Davutoğlu’nun, Suriye halkına yardım kanalize etmek ve demokratik muhalefeti desteklemek amacıyla “Suriye Dostları” temas grubunu kurmak istedikleri belirtiliyor. Wall Street Journal gazetesi, Amerikan ve Türk yetkililerinin ise, Esad rejiminin, Kızılhaç ve Kızılay gibi örgütlerine izin vermeyebileceğini ve sivillerin korunmasının “dış güvenlik gücü olmadan imkansız olabileceği”ni kabul ettiklerini vurguladı.
ABD’nin çok satan gazetesi Wall Street Journal, “Obama Yönetimi ve Türkiye, Suriye’deki iç çatışmaların kurbanlarına insani yardımın nasıl sağlanacağına ilişkin görüşmeleri ilerletiyorlar, iki ülkenin diplomatları, çatışmaların içine çekilme risklerini değerlendirse de” diye yazdı.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, Ankara’nın, onbinlerce Suriyeli sivile yardım sağlamaya başlamak istediği yönündeki açıklamalarına dikkat çeken gazete, “Clinton ve Davutoğlu, ‘Suriyelilere yardım kanalize etmek ve demokratik muhalefeti desteklemek amacıyla ‘Suriye Dostları’ temas grubunu oluşturmak istiyorlar” dedi. WSJ, Davutoğlu ve üst düzey ABD’li yetkililerin, Suriye’ye dış insani yardım müdahalesinin risklerini değerlendirdiklerini söylediklerini de belirterek şöyle devam etti: “Amerikan ve Türk yetkilileri, Kızılhaç ve Kızılay gibi örgütlerinin şiddetten etkilenen bölgelere girmelerine Şam tarafından izin verileceğini umduklarını söylüyorlar. Ancak, Sayın Esad’ın bu tür bir işbirliğini reddebileceğini ve sivillerin korunmasının dış güvenlik gücü olmadan imkansız olabileceğini de kabul ediyorlar.”
“RUSYA, ÇİN VE İRAN, DIŞ İNSANİ YARDIMINA DA KARŞI
Esad ve onu destekleyen Rusya, Çin ve İran’ın, insani yardım dahil, Suriye’ye bir dış müdahaleye defalarca karşı çıktıklarının anımsatıldığı haberde 1990 yıllarında Batılı ve Ortadoğu ülkelerinin, Balkanlarda askeri güce başvurulmadan insani yardım bölgelerini kurmaya çalıştıklarının ancak bu çabaların sonuçsuz kaldığını ve nihayet NATO’nun Sırbistan’a hava baskınlarını düzenlediğine dikkat çekildi. -
“TÜRKİYE, AYAKLAMALARA YANITTA EN AGRESİF ÜLKELERDEN BİRİ”-
WSJ, bu bağlamda Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, “Beşar Esad, Suriye’nin Gorbaçov’u olmasını istedik ancak Miloseviç olmayı tercih etti” yönündeki sözlerine yer verdikten sonra “Türkiye, son bir yılda bölgede ortaya çıkan siyasi ayaklanmalarına yanıt vermede Ortadoğu ülkeleri arasında en agresif olanlarından biri olarak ortaya çıktı” yorumunu da yaptı. Gazete sözlerine şöyle devam etti: “Ankara, Libya lideri Muammer Kaddafi’yi devirmeye yardımcı olan NATO misyonuna askeri destek verdi. Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan da, Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’i iktidarı bırakmaya çağıran ilk Ortadoğu liderlerinden biri oldu.” ABD’li gazete, Davutoğlu’nun, İran’ın nükleer programına ilişkin görüşmelerin yeniden başlamasına yönelik çabalarına dikkat çekerken de ABD’li ve Avrupalı diplomatların, İran’ın müzakere masasına dönme konusunda ciddi olduğuna ilişkin kuşkularını dile getirdiklerini belirtti.
Aynı diplomatların, İran’ın, AB Dış ve Güvenlik Politikası Temsilcisi Catherine Ashton’un geçen Ekim ayında İranlı meslektaşına yazdığı mektuba henüz yanıt verilmediğine işaret eden gazete, haberini, “Bir ABD’li diplomat, (Türkiye için) ‘ciddi bir yanıt olan şey, bizim için ciddi bir yanıtın çok gerisinde’ dedi” sözleriyle noktaladı. (ANKA)
ABD’nin çok satan gazetesi Wall Street Journal, “Obama Yönetimi ve Türkiye, Suriye’deki iç çatışmaların kurbanlarına insani yardımın nasıl sağlanacağına ilişkin görüşmeleri ilerletiyorlar, iki ülkenin diplomatları, çatışmaların içine çekilme risklerini değerlendirse de” diye yazdı.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, Ankara’nın, onbinlerce Suriyeli sivile yardım sağlamaya başlamak istediği yönündeki açıklamalarına dikkat çeken gazete, “Clinton ve Davutoğlu, ‘Suriyelilere yardım kanalize etmek ve demokratik muhalefeti desteklemek amacıyla ‘Suriye Dostları’ temas grubunu oluşturmak istiyorlar” dedi. WSJ, Davutoğlu ve üst düzey ABD’li yetkililerin, Suriye’ye dış insani yardım müdahalesinin risklerini değerlendirdiklerini söylediklerini de belirterek şöyle devam etti: “Amerikan ve Türk yetkilileri, Kızılhaç ve Kızılay gibi örgütlerinin şiddetten etkilenen bölgelere girmelerine Şam tarafından izin verileceğini umduklarını söylüyorlar. Ancak, Sayın Esad’ın bu tür bir işbirliğini reddebileceğini ve sivillerin korunmasının dış güvenlik gücü olmadan imkansız olabileceğini de kabul ediyorlar.”
“RUSYA, ÇİN VE İRAN, DIŞ İNSANİ YARDIMINA DA KARŞI
Esad ve onu destekleyen Rusya, Çin ve İran’ın, insani yardım dahil, Suriye’ye bir dış müdahaleye defalarca karşı çıktıklarının anımsatıldığı haberde 1990 yıllarında Batılı ve Ortadoğu ülkelerinin, Balkanlarda askeri güce başvurulmadan insani yardım bölgelerini kurmaya çalıştıklarının ancak bu çabaların sonuçsuz kaldığını ve nihayet NATO’nun Sırbistan’a hava baskınlarını düzenlediğine dikkat çekildi. -
“TÜRKİYE, AYAKLAMALARA YANITTA EN AGRESİF ÜLKELERDEN BİRİ”-
WSJ, bu bağlamda Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, “Beşar Esad, Suriye’nin Gorbaçov’u olmasını istedik ancak Miloseviç olmayı tercih etti” yönündeki sözlerine yer verdikten sonra “Türkiye, son bir yılda bölgede ortaya çıkan siyasi ayaklanmalarına yanıt vermede Ortadoğu ülkeleri arasında en agresif olanlarından biri olarak ortaya çıktı” yorumunu da yaptı. Gazete sözlerine şöyle devam etti: “Ankara, Libya lideri Muammer Kaddafi’yi devirmeye yardımcı olan NATO misyonuna askeri destek verdi. Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan da, Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’i iktidarı bırakmaya çağıran ilk Ortadoğu liderlerinden biri oldu.” ABD’li gazete, Davutoğlu’nun, İran’ın nükleer programına ilişkin görüşmelerin yeniden başlamasına yönelik çabalarına dikkat çekerken de ABD’li ve Avrupalı diplomatların, İran’ın müzakere masasına dönme konusunda ciddi olduğuna ilişkin kuşkularını dile getirdiklerini belirtti.
Aynı diplomatların, İran’ın, AB Dış ve Güvenlik Politikası Temsilcisi Catherine Ashton’un geçen Ekim ayında İranlı meslektaşına yazdığı mektuba henüz yanıt verilmediğine işaret eden gazete, haberini, “Bir ABD’li diplomat, (Türkiye için) ‘ciddi bir yanıt olan şey, bizim için ciddi bir yanıtın çok gerisinde’ dedi” sözleriyle noktaladı. (ANKA)