Bülent Arınç hedef büyüttü
Brüksel'de aralarında Reuters, Associated Press ve BBC temsilcilerinin de bulunduğu yabancı basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Arınç, Türkiye'nin bölgesel güç haline geldiğini belirten bir gazeteciye ''Biz Türkiye'nin bölgesel güç olmasını küçük bir mesafe sayarız. Neden küresel güç olmayalım? Ne eksiğimiz var? Olacağız'' cevabını verdi. Türkiye'nin barışçıl bir ülke olduğunu ama bunun haklarını koruyamayacağı anlamına gelmediğini vurgulayan Arınç, Kıbrıs Rum kesiminin hakkı olmadığı halde tüm ada adına petrol arama faaliyetine girmesine karşı Türkiye'nin cevabının KKTC'yle anlaşma imzalayarak Akdeniz'de petrol aramak şeklinde olacağını ifade etti. Başbakan Yardımcısı Arınç, Rum kesiminin AB dönem başkanlığı sırasında Türkiye'nin AB ile ilişkilerini fiiliyatta donduracağını tekrarladı.
AB'ye ahde vefa vurgusu
Türkiye'nin AB'ye üyelik hedefine bağlılığını tekrarlayan Arınç, "Biz başlangıcından itibaren tam üyelik için mücadele ediyoruz. Bu sözleşmelere dayalı, ahde vefayı gerektiren bir durum. Bizim AB ile ve öncesinde Avrupa Ekonomik Topluluğu'yla ilişkilerimiz 1958 yılından beri devam ediyor. 1963'te Ankara Anlaşması imzaladık. Bunda Avrupa Ekonomik Topluluğu'ndaki tüm ülkelerin devlet başkanlarının imzası var. 1987'de tam üyelik müracaatı yaptık. 1996'dan bu yana da Gümrük Birliği içindeyiz. Sonrasında aday üyelik süreci başladı ve 2005'ten bu yana katılım müzakereleri devam ediyor. Yani biz bir diskoda tanışan ve birbirini beğenen genç bayan ve erkek değiliz. Sözleşme imzalamışız. Bütün bu işler tamamlanınca Türkiye üye olacak. (Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas) Sarkozy'nin bunu bilmemesi, (Almanya Başbakanı Angela) Merkel'in farklı davranması hiçbir şey ifade etmez'' ifadesini kullandı. Arınç, başka bir soru üzerine Sarkozy'nin Filistin'e yaptığı tam bağımsızlık yerine ''Vatikan'ı model alın'' teklifinin Türkiye'ye yaptığı ''imtiyazlı ortaklık'' teklifine benzediğini söyledi. Bülent Arınç, ''Sarkozy'nin imtiyazlı ortaklık teklifi ne kadar yanlışsa Filistin'e yaptığı teklif de o ölçüde yanlıştır. Bu, futbol deyimiyle topu taça atmaktır'' diye konuştu.AA
Brüksel'de aralarında Reuters, Associated Press ve BBC temsilcilerinin de bulunduğu yabancı basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Arınç, Türkiye'nin bölgesel güç haline geldiğini belirten bir gazeteciye ''Biz Türkiye'nin bölgesel güç olmasını küçük bir mesafe sayarız. Neden küresel güç olmayalım? Ne eksiğimiz var? Olacağız'' cevabını verdi. Türkiye'nin barışçıl bir ülke olduğunu ama bunun haklarını koruyamayacağı anlamına gelmediğini vurgulayan Arınç, Kıbrıs Rum kesiminin hakkı olmadığı halde tüm ada adına petrol arama faaliyetine girmesine karşı Türkiye'nin cevabının KKTC'yle anlaşma imzalayarak Akdeniz'de petrol aramak şeklinde olacağını ifade etti. Başbakan Yardımcısı Arınç, Rum kesiminin AB dönem başkanlığı sırasında Türkiye'nin AB ile ilişkilerini fiiliyatta donduracağını tekrarladı.
AB'ye ahde vefa vurgusu
Türkiye'nin AB'ye üyelik hedefine bağlılığını tekrarlayan Arınç, "Biz başlangıcından itibaren tam üyelik için mücadele ediyoruz. Bu sözleşmelere dayalı, ahde vefayı gerektiren bir durum. Bizim AB ile ve öncesinde Avrupa Ekonomik Topluluğu'yla ilişkilerimiz 1958 yılından beri devam ediyor. 1963'te Ankara Anlaşması imzaladık. Bunda Avrupa Ekonomik Topluluğu'ndaki tüm ülkelerin devlet başkanlarının imzası var. 1987'de tam üyelik müracaatı yaptık. 1996'dan bu yana da Gümrük Birliği içindeyiz. Sonrasında aday üyelik süreci başladı ve 2005'ten bu yana katılım müzakereleri devam ediyor. Yani biz bir diskoda tanışan ve birbirini beğenen genç bayan ve erkek değiliz. Sözleşme imzalamışız. Bütün bu işler tamamlanınca Türkiye üye olacak. (Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas) Sarkozy'nin bunu bilmemesi, (Almanya Başbakanı Angela) Merkel'in farklı davranması hiçbir şey ifade etmez'' ifadesini kullandı. Arınç, başka bir soru üzerine Sarkozy'nin Filistin'e yaptığı tam bağımsızlık yerine ''Vatikan'ı model alın'' teklifinin Türkiye'ye yaptığı ''imtiyazlı ortaklık'' teklifine benzediğini söyledi. Bülent Arınç, ''Sarkozy'nin imtiyazlı ortaklık teklifi ne kadar yanlışsa Filistin'e yaptığı teklif de o ölçüde yanlıştır. Bu, futbol deyimiyle topu taça atmaktır'' diye konuştu.AA