CHP Gaziantep İl Başkanı Ali Peri, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) aldığı kararların ülkeyi kaosa sürükleyebileceğini ifade etti.
Basın mensuplarıyla bir araya gelen CHP Gaziantep İl Teşkilatı gündeme ilişkin değerlendirmelerde de bulundu. Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan İl Başkanı Ali Peri, CHP'nin tüzük değişikliliğine gideceğini ifade ederek. "Güneydoğuda CHP'nin diyalogları daha önce yoktu. Ama bu son seçim sürecinde il başkanları olarak genel merkezle görüş alışverişlerinde bulunduk. Seçim sürecinde de görüldüğü gibi CHP artık her bölgede kendini göstermektedir. Bugün başlattığımız bir çalışma daha var. Tüzüğümüz
birçok kez değişti. Ancak şimdide gelişen dünya ile birlikte Türkiye'de gelişiyor ve değişiyor. Bu nedenle yeni bir tüzük yapılmasını düşündük. Hazırlayacağımız raporları genel merkezimize sunacağız. Bu doğrultuda yeni bir tüzüğün oluşacağını düşünüyorum" dedi.
Peri bir basın mensubunun, PKK'nın şehir yapılanması ve dağ kadrolarının lojistiğini sağlayan KCK yapılanmasında bulunma suçundan yargılanan BDP destekli bağımsız milletvekili Hatip Dicle'nin durumuyla ilgili sorusu üzerine, milletvekilliğini hak etmiş herkesin meclise girmesi gerektiğini ifade etti. Peri, "Balbay ve Haberal için değil mazbatasını alıp da meclise gitmesi engellenen herkes için söylüyorum. Kenan Evre'nin cunta döneminde bile milletvekilli olamayacak bir kişi seçimden önce veto edilirdi.
Ama şimdi YSK adaylıkları kabul ediyor ve seçime alıyor. Seçimin ardından da 'Dur sen yanlışsın' demeye kalkıyor. Ben böyle bir haklarının olduğunu sanmıyorum. Mazbatayı alan herkesin mecliste kendine oy veren halkını temsil etmesi gerekiyor. YSK başından itibaren eğer bir sorun varsa Hatip Dicle'yi seçime almaması gerekiyordu. Binlerce vatandaştan oy alan bir kişiye 'Meclise girmeyin' diyemezsiniz. Bu o oy sahiplerini engellemek demektir. Zamanın da dur demeyince şimdi sorunlar yaşanıyor. Ülke kaosa
sürüklenmek isteniyor ve biz buna karşıyız" dedi.
CHP Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker ise bir soru üzerine, YSK'nın kendini TBMM'den üstün gördüğünü ifade ederek, "Halkı bir günde sokağa dökersiniz ama toplamanız 10 yıldan fazla sürer. Seçime alınan bir kişi yine YSK tarafından onanan bir karar nedeniyle vekil olamayacağını söylüyor. Bu süreçte Hatip Dicle'ye mazbatası verilmeli ve meclise gelip yemin ettirilmeliydi. Ardından YSK, TBMM'ne yazı ile Hatip Dicle'nin durumunu bildirmeliydi ve o zaman gereken TBMM tarafından yapılmalıydı. Eğer bir kişi
milletvekili olamayacaksa bunun önceden tespit edilmesi gerekiyor. Ancak halkın seçtiği bir kişinin milletvekilliği düşürülecekse halkın seçtiği TBMM yapmalıdır. Meclis bu süreçte gerekeni yapıp Hatip Dicle'nin milletvekilliğini düşürür ve meclis daha sonraki süreçte 549 milletvekili ile yoluna devam ederdi. Ancak şuanda düşürülen milletvekilinin yerine başka bir partinin milletvekili konuluyor. Bu şekilde olmaması gerekiyor" diye konuştu.
Mehmet Şeker, Hatip Dicle mazbatasını aldı, parlamentoya gelmeliydi
CHP Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker, Türkiye'de son günlerde Yüksek Seçim Kurulu ve yargının, siyasi irade sahibi gibi davranmaya başladığını öne sürdü.
Şeker, CHP Gaziantep İl Başkanlığının Anatolian Otel'de düzenlediği basınla sohbet toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Çeşitli yanlışlar yapılarak halkın sokağa dökülmesi durumunda bir daha onları toplamanın zor olacağını öne sürdü. İnsanların bir günde sokağa dökülebileceğini ancak onların 10 yılda toplanamayacağını ifade eden Şeker, şöyle konuştu:
''Bu yanlışı maalesef Yüksek Seçim Kurulu yapıyor. 26 Mart'ta Hatip Dicle'nin kesinleşmiş cezası var. Sümenaltı ediliyor, YSK, 'bunlar seçime giremez' diyor. 3 gün sonra nereden telefon alıyorlarsa, kimin kafasına uyuyorlarsa, 'hayır girebilirler' diyor. Seçime sokuyor, seçimin yapılmasına 3 gün kala 9'unda yine aynı YSK, Hatip Dicle'nin onanmış kararı vardır, milletvekili olamaz diyor.
Oysa prosedürü şöyle işlemeliydi, Hatip Dicle mazbatasını aldı, parlamentoya gelmeliydi, yemin etmeliydi, arkasından Yüksek Seçim Kurulu parlamentoya, başkanlığa bir yazı göndermeliydi. Hatip Dicle'nin kesinleşmiş cezası olduğunu ve bu kesinleşmiş cezadan dolayı milletvekilliğinin düşürülmesi gerektiğini ve TBMM 549 milletvekiliyle devam etmeliydi. Yasa, kural buydu. Ama burada bir çalıyı dolaşma eylemi yapılıyor. İki gün önceden kesin listeler açıklanmadan Hatip Dicle'nin milletvekilliği düşürülüyor yerine bir başka milletvekili, 80 bin tane oyu alan adamın, halkın istediği kişi değil, bir başka kişi milletvekili seçiliyor. Bu gelişmiş demokrasilerde olmaz. Türkiye'de son günlerde Yüksek Seçim Kurulu ve yargı, siyasi irade sahibi gibi davranmaya başladı. Kendisini TBMM'nin üstünde görmeye, halkın üstünde görmeye başladı. Bu çok yanlış.''
Şeker, CHP'nin milletvekili adayları Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay ile ilgili anayasanın çok açık bir hükmü olduğunu, bu insanların yargılandığını, mahkemenin verdiği kararın siyasi bir karar olduğunu ileri sürdü. Bu insanların halkın oyunu aldığını, milletvekili olmalarına ve yargılanmalarına bir engel bulunmadığını dile getiren Şeker, ceza verildiğinde bu insanlara verilen cezanın uygulanacağını bildirdi.
BDP'nin TBMM'de yemin etmeme konusunda karar aldığını ancak CHP yemin etmeye gitmediği zaman ''yer yerinden'' oynayacağını ve bunun çok iyi bilindiğini dile getiren Şeker, ''CHP'yi böyle bir sınavda denemeye kalkmasınlar. Cumhuriyet Halk Partisi çok kararlı'' diye konuştu.
Basın mensuplarıyla bir araya gelen CHP Gaziantep İl Teşkilatı gündeme ilişkin değerlendirmelerde de bulundu. Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan İl Başkanı Ali Peri, CHP'nin tüzük değişikliliğine gideceğini ifade ederek. "Güneydoğuda CHP'nin diyalogları daha önce yoktu. Ama bu son seçim sürecinde il başkanları olarak genel merkezle görüş alışverişlerinde bulunduk. Seçim sürecinde de görüldüğü gibi CHP artık her bölgede kendini göstermektedir. Bugün başlattığımız bir çalışma daha var. Tüzüğümüz
birçok kez değişti. Ancak şimdide gelişen dünya ile birlikte Türkiye'de gelişiyor ve değişiyor. Bu nedenle yeni bir tüzük yapılmasını düşündük. Hazırlayacağımız raporları genel merkezimize sunacağız. Bu doğrultuda yeni bir tüzüğün oluşacağını düşünüyorum" dedi.
Peri bir basın mensubunun, PKK'nın şehir yapılanması ve dağ kadrolarının lojistiğini sağlayan KCK yapılanmasında bulunma suçundan yargılanan BDP destekli bağımsız milletvekili Hatip Dicle'nin durumuyla ilgili sorusu üzerine, milletvekilliğini hak etmiş herkesin meclise girmesi gerektiğini ifade etti. Peri, "Balbay ve Haberal için değil mazbatasını alıp da meclise gitmesi engellenen herkes için söylüyorum. Kenan Evre'nin cunta döneminde bile milletvekilli olamayacak bir kişi seçimden önce veto edilirdi.
Ama şimdi YSK adaylıkları kabul ediyor ve seçime alıyor. Seçimin ardından da 'Dur sen yanlışsın' demeye kalkıyor. Ben böyle bir haklarının olduğunu sanmıyorum. Mazbatayı alan herkesin mecliste kendine oy veren halkını temsil etmesi gerekiyor. YSK başından itibaren eğer bir sorun varsa Hatip Dicle'yi seçime almaması gerekiyordu. Binlerce vatandaştan oy alan bir kişiye 'Meclise girmeyin' diyemezsiniz. Bu o oy sahiplerini engellemek demektir. Zamanın da dur demeyince şimdi sorunlar yaşanıyor. Ülke kaosa
sürüklenmek isteniyor ve biz buna karşıyız" dedi.
CHP Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker ise bir soru üzerine, YSK'nın kendini TBMM'den üstün gördüğünü ifade ederek, "Halkı bir günde sokağa dökersiniz ama toplamanız 10 yıldan fazla sürer. Seçime alınan bir kişi yine YSK tarafından onanan bir karar nedeniyle vekil olamayacağını söylüyor. Bu süreçte Hatip Dicle'ye mazbatası verilmeli ve meclise gelip yemin ettirilmeliydi. Ardından YSK, TBMM'ne yazı ile Hatip Dicle'nin durumunu bildirmeliydi ve o zaman gereken TBMM tarafından yapılmalıydı. Eğer bir kişi
milletvekili olamayacaksa bunun önceden tespit edilmesi gerekiyor. Ancak halkın seçtiği bir kişinin milletvekilliği düşürülecekse halkın seçtiği TBMM yapmalıdır. Meclis bu süreçte gerekeni yapıp Hatip Dicle'nin milletvekilliğini düşürür ve meclis daha sonraki süreçte 549 milletvekili ile yoluna devam ederdi. Ancak şuanda düşürülen milletvekilinin yerine başka bir partinin milletvekili konuluyor. Bu şekilde olmaması gerekiyor" diye konuştu.
Mehmet Şeker, Hatip Dicle mazbatasını aldı, parlamentoya gelmeliydi
CHP Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker, Türkiye'de son günlerde Yüksek Seçim Kurulu ve yargının, siyasi irade sahibi gibi davranmaya başladığını öne sürdü.
Şeker, CHP Gaziantep İl Başkanlığının Anatolian Otel'de düzenlediği basınla sohbet toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Çeşitli yanlışlar yapılarak halkın sokağa dökülmesi durumunda bir daha onları toplamanın zor olacağını öne sürdü. İnsanların bir günde sokağa dökülebileceğini ancak onların 10 yılda toplanamayacağını ifade eden Şeker, şöyle konuştu:
''Bu yanlışı maalesef Yüksek Seçim Kurulu yapıyor. 26 Mart'ta Hatip Dicle'nin kesinleşmiş cezası var. Sümenaltı ediliyor, YSK, 'bunlar seçime giremez' diyor. 3 gün sonra nereden telefon alıyorlarsa, kimin kafasına uyuyorlarsa, 'hayır girebilirler' diyor. Seçime sokuyor, seçimin yapılmasına 3 gün kala 9'unda yine aynı YSK, Hatip Dicle'nin onanmış kararı vardır, milletvekili olamaz diyor.
Oysa prosedürü şöyle işlemeliydi, Hatip Dicle mazbatasını aldı, parlamentoya gelmeliydi, yemin etmeliydi, arkasından Yüksek Seçim Kurulu parlamentoya, başkanlığa bir yazı göndermeliydi. Hatip Dicle'nin kesinleşmiş cezası olduğunu ve bu kesinleşmiş cezadan dolayı milletvekilliğinin düşürülmesi gerektiğini ve TBMM 549 milletvekiliyle devam etmeliydi. Yasa, kural buydu. Ama burada bir çalıyı dolaşma eylemi yapılıyor. İki gün önceden kesin listeler açıklanmadan Hatip Dicle'nin milletvekilliği düşürülüyor yerine bir başka milletvekili, 80 bin tane oyu alan adamın, halkın istediği kişi değil, bir başka kişi milletvekili seçiliyor. Bu gelişmiş demokrasilerde olmaz. Türkiye'de son günlerde Yüksek Seçim Kurulu ve yargı, siyasi irade sahibi gibi davranmaya başladı. Kendisini TBMM'nin üstünde görmeye, halkın üstünde görmeye başladı. Bu çok yanlış.''
Şeker, CHP'nin milletvekili adayları Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay ile ilgili anayasanın çok açık bir hükmü olduğunu, bu insanların yargılandığını, mahkemenin verdiği kararın siyasi bir karar olduğunu ileri sürdü. Bu insanların halkın oyunu aldığını, milletvekili olmalarına ve yargılanmalarına bir engel bulunmadığını dile getiren Şeker, ceza verildiğinde bu insanlara verilen cezanın uygulanacağını bildirdi.
BDP'nin TBMM'de yemin etmeme konusunda karar aldığını ancak CHP yemin etmeye gitmediği zaman ''yer yerinden'' oynayacağını ve bunun çok iyi bilindiğini dile getiren Şeker, ''CHP'yi böyle bir sınavda denemeye kalkmasınlar. Cumhuriyet Halk Partisi çok kararlı'' diye konuştu.
RSS