Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilgehan Pamuk Budapeşte’deki toplantıya katıldı
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı öncülüğünde Yuvarlak Masa Toplantısı, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de yapıldı. Toplantıya katılan Gaziantep Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Bilgehan Pamuk, Kanuni Sultan Süleyman’ın vefatının 450. yıl dönümü olan 2016 yılında türbenin ortaya çıkarılmasının oldukça anlamlı olacağını söyledi.
Türk tarafından Macaristan Büyükelçisi Şakir Fakılı, Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilgehan Pamuk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Restorasyon Şube Müdürü Nermin Uzunali, TİKA Macaristan Program Koordinatörü Havva Pınar Özcan’ın yanı sıra Macar tarafından Macar Bilimler Akademisi Tarih Bilimleri Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Pal Fodor, Pecs Üniversitesi Doğu Akdeniz Bölgesi ve Balkan Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Pap Norbert, Pecs Müzesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Dr. Erzsebet Nagy, Pecs Milli Koruma Müdürü Gabriella Kohari, Pecs Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkan Yardımcısı Erika Hancz, İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Fatih Elcil, Milli Bilimler Akademisi Öğretim Üyesi Dr. Györgyi Kovacs, Szekrzard Müzesi Arkeologu Geza Szabo, Mate Kitanics ve Ferenc Csoka katıldı. Türk ve Macar akademisyenler ile bürokratların katıldığı toplantı iki oturum halinde gerçekleştirildi. Prof. Dr. Bilgehan Pamuk, üst düzeyde gerçekleşen toplantının ana temasının 1566 yılında Szigetvar Kuşatması sırasında vefat eden Kanuni Sultan Süleyman’ın iç organlarının defnedildiği türbenin bulunmasına yönelik olduğunu söyledi.
Kanuni Sultan Süleyman’ın 1566 yılında sonuncu seferi Szigetvar seferindeyken vefat ettiğini ifade eden Prof. Dr. Pamuk, “Sultanın ölümü, Şehzade Selim’in Manisa’dan gelerek saltanata cülusuna ve Belgrad’a gidişine kadar gizlenmişti. Kanuni Sultan Süleyman’ın naaşı, İstanbul’a bozulmadan taşınabilmesi amacıyla tahnit edilerek kalbi ve iç organları çıkarılmış, misk ve amberle yıkanıp defnedilmiş, cesedi ise II. Selim’in Belgrad’a gelişinden sonra İstanbul’a getirilmişti. Birkaç sene sonra Budin Beylerbeyi Sokullu Mustafa Paşa, Sultan Süleyman’ın iç organlarının defnedildiği mevkide mermerden bir türbe yaptırmıştı. Türbe, her ne kadar 25-30 muhafız tarafından korunsa da sınır boyunda olması hasebiyle sık sık saldırıya uğramıştı. II. Viyana Muhasarasını müteakiben 1689 yılında Osmanlıların çekilmesiyle birlikte türbe, 1693’de Habsburglular tarafından yıkılmıştı. Halk arasında efsane haline gelen türbenin yeri konusunda bir fikir birliği oluşmamaktadır. Türbenin Turbek’te olduğu iddiasına karşılık olarak Üzüm Tepe’de olduğuna dair görüşlerde yer almaktadır. Farklı görüşlerin özellikle yazılı belgelerin dışında arazi ve sondaj çalışmaların gereksinim duyulduğundan yuvarlak masa toplantısında daha ziyade arkeologların görüşlerine yer verildiğine değindi” dedi.
Prof. Dr. Bilgehan Pamuk, toplantıda sunulan bildirilerden anlaşıldığı kadarıyla Sultan Süleyman’ın türbesi konusunda tatmin edici bir sonuca ulaşılamadığını ifade ederek, “Bu durumda çalışmaların daha kapsamlı bir şekilde yürütülmesine ihtiyaç olduğunu göstermektedir. İki tarafın oluşturacağı sinerji neticesinde Osmanlı dönemine ait kültür envanterlerinin de değerlendirmesi kuvvetle muhtemel gözükmektedir. TİKA’nın Macaristan’daki özverili çalışmaları kendisini göstermekte birlikte ‘Kanuni Sultan Süleyman’ın Szigetvar’daki Hatırası’ kitabı Türkçe ve Macarca olarak yayınlanmıştır. Macaristan - Türkiye ilişkilerinin büyük bir gelişme yaşandığı son yıllarda, Kanuni Sultan Süleyman’ın vefatının 450. yıldönümü olan 2016 yılında türbenin ortaya çıkarılmasının oldukça anlamlı olacağını bunun içinde gerek Büyükelçiliğimizin ve gerekse TİKA yetkililerinin gerekli hassasiyetleri gösterdiklerine ve göstereceklerine inanıyorum” diye konuştu.İHA
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı öncülüğünde Yuvarlak Masa Toplantısı, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de yapıldı. Toplantıya katılan Gaziantep Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Bilgehan Pamuk, Kanuni Sultan Süleyman’ın vefatının 450. yıl dönümü olan 2016 yılında türbenin ortaya çıkarılmasının oldukça anlamlı olacağını söyledi.
Türk tarafından Macaristan Büyükelçisi Şakir Fakılı, Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilgehan Pamuk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Restorasyon Şube Müdürü Nermin Uzunali, TİKA Macaristan Program Koordinatörü Havva Pınar Özcan’ın yanı sıra Macar tarafından Macar Bilimler Akademisi Tarih Bilimleri Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Pal Fodor, Pecs Üniversitesi Doğu Akdeniz Bölgesi ve Balkan Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Pap Norbert, Pecs Müzesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Dr. Erzsebet Nagy, Pecs Milli Koruma Müdürü Gabriella Kohari, Pecs Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkan Yardımcısı Erika Hancz, İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Fatih Elcil, Milli Bilimler Akademisi Öğretim Üyesi Dr. Györgyi Kovacs, Szekrzard Müzesi Arkeologu Geza Szabo, Mate Kitanics ve Ferenc Csoka katıldı. Türk ve Macar akademisyenler ile bürokratların katıldığı toplantı iki oturum halinde gerçekleştirildi. Prof. Dr. Bilgehan Pamuk, üst düzeyde gerçekleşen toplantının ana temasının 1566 yılında Szigetvar Kuşatması sırasında vefat eden Kanuni Sultan Süleyman’ın iç organlarının defnedildiği türbenin bulunmasına yönelik olduğunu söyledi.
Kanuni Sultan Süleyman’ın 1566 yılında sonuncu seferi Szigetvar seferindeyken vefat ettiğini ifade eden Prof. Dr. Pamuk, “Sultanın ölümü, Şehzade Selim’in Manisa’dan gelerek saltanata cülusuna ve Belgrad’a gidişine kadar gizlenmişti. Kanuni Sultan Süleyman’ın naaşı, İstanbul’a bozulmadan taşınabilmesi amacıyla tahnit edilerek kalbi ve iç organları çıkarılmış, misk ve amberle yıkanıp defnedilmiş, cesedi ise II. Selim’in Belgrad’a gelişinden sonra İstanbul’a getirilmişti. Birkaç sene sonra Budin Beylerbeyi Sokullu Mustafa Paşa, Sultan Süleyman’ın iç organlarının defnedildiği mevkide mermerden bir türbe yaptırmıştı. Türbe, her ne kadar 25-30 muhafız tarafından korunsa da sınır boyunda olması hasebiyle sık sık saldırıya uğramıştı. II. Viyana Muhasarasını müteakiben 1689 yılında Osmanlıların çekilmesiyle birlikte türbe, 1693’de Habsburglular tarafından yıkılmıştı. Halk arasında efsane haline gelen türbenin yeri konusunda bir fikir birliği oluşmamaktadır. Türbenin Turbek’te olduğu iddiasına karşılık olarak Üzüm Tepe’de olduğuna dair görüşlerde yer almaktadır. Farklı görüşlerin özellikle yazılı belgelerin dışında arazi ve sondaj çalışmaların gereksinim duyulduğundan yuvarlak masa toplantısında daha ziyade arkeologların görüşlerine yer verildiğine değindi” dedi.
Prof. Dr. Bilgehan Pamuk, toplantıda sunulan bildirilerden anlaşıldığı kadarıyla Sultan Süleyman’ın türbesi konusunda tatmin edici bir sonuca ulaşılamadığını ifade ederek, “Bu durumda çalışmaların daha kapsamlı bir şekilde yürütülmesine ihtiyaç olduğunu göstermektedir. İki tarafın oluşturacağı sinerji neticesinde Osmanlı dönemine ait kültür envanterlerinin de değerlendirmesi kuvvetle muhtemel gözükmektedir. TİKA’nın Macaristan’daki özverili çalışmaları kendisini göstermekte birlikte ‘Kanuni Sultan Süleyman’ın Szigetvar’daki Hatırası’ kitabı Türkçe ve Macarca olarak yayınlanmıştır. Macaristan - Türkiye ilişkilerinin büyük bir gelişme yaşandığı son yıllarda, Kanuni Sultan Süleyman’ın vefatının 450. yıldönümü olan 2016 yılında türbenin ortaya çıkarılmasının oldukça anlamlı olacağını bunun içinde gerek Büyükelçiliğimizin ve gerekse TİKA yetkililerinin gerekli hassasiyetleri gösterdiklerine ve göstereceklerine inanıyorum” diye konuştu.İHA