ANASAYFA arrow right Yaşam

Müdürsüz ve yöneticisiz okullar eğitimin ne hale geldiğinin manzarası

Müdürsüz ve yöneticisiz okullar eğitimin ne hale geldiğinin manzarası
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.26
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.26
Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Bekir Avan, “2014-2015 eğitim-öğretim yılı,
Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Bekir Avan, “2014-2015 eğitim-öğretim yılı, Cumhuriyet tarihinin en karanlık yılı olmuştur. Eğitim çalışanları bu eğitim-öğretim yılında ayrımcılığın, haksızlığın ve adaletsizliği her türlüsünü yaşamıştır. Türkiye genelinde 2015 yılı Ağustos ayında, 4 yılını dolduran okul müdürlerinin yeniden değerlendirmesiyle başlayan kıyım, eğitimde sivil bir darbeye dönüşmüştür” dedi.

Avan, “15 Eylül 2015 Pazartesi günü 2014-2015 eğitim-öğretim yılı, zulme uğrayan eğitim çalışanlarının feryat-figanlarıyla zil seslerinin birbirine karışmasıyla başlamıştır. Zalimlerin, yıllarca emek veren okul müdürlerine zulmü, eğitim sistemine dayatma yaparak nasıl bir insan yetiştirmek istediklerini gösteren insanlık dışı bir mesajıydı adeta.

Eğitim-öğretim yılının başlamasıyla birlikte TEOG sınavları sonucunda öğrencilerin liselere yerleştirilmesindeki haksızlık ve rezalet 2015 yılı Eylül ve Ekim aylarında da devam etmiştir.Ataması yapılmayan öğretmenler, öğretmensiz okullar, müdürsüz ve yöneticisiz okullar Gaziantep’te ve Türkiye genelinde eğitimin ne hale geldiğinin açık bir manzarasıydı.
Siyasetin eğitim çalışanlarının onurlu mücadelesine yaptığı, yandaş depremiyle sarsılan eğitim sistemi ve eğitim çalışanları açısından, 2014-2015 eğitim öğretim yılı, haksızlığın hukuksuzluğun her türlüsünün yaşandığı bir yıl oldu” şeklinde konuştu.

“14 Mart 2014 tarihinde dershaneler yasası adı altında çıkan ve on binlerce okul müdürü, müdür baş yardımcısı, müdür yardımcısı, stajyer öğretmen ve bütün eğitim çalışanlarına zulme dönüşen yasanın gölgesinde bir eğitim yapıldı. Bu yasa, AKP parti devletini teorikten pratiğe geçirmiş ve Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde görev yapan eğitim çalışanları zulme uğramaktan fırsat bulabildiği kadar eğitim yapabilmişlerdir” diyen Avan sözlerini şöyle sürdürdü: “Ekim 2015’te Ülke genelinde yapılan okul müdürlüğü sözlü sınavı daha yapılmadan kimin kaç puan alacağı ve nereye atanacağı malum çevrelerce ilan edilmişti. Sınav sonuçlarına bakıldığında AKP parti devletinin Gaziantep Milli Eğitimde ve Türkiye genelinde Milli Eğitimlerde çöreklenen ve siyasi destek gören çeteleşmiş bir yapısı sınavlara fesat karıştırmıştır.Müdürlük sınavları sonucuna baktığımızda, parti devleti çeteleşmesinin, yağma ve talan alanına dönen Gaziantep’te ve Türkiye genelinde Cumhuriyet tarihinin en büyük sınav hırsızlığı yapılmıştır.17-25 Aralık 2013 tarihinde başlayan yolsuzluk ve hırsızlık furyası, yağma ve talan Milli Eğitimde de akıllara durgunluk verecek düzeye ulaşmıştır. Yaşananlara sebep olan çeteleşmiş yapı, beş vakit ibadet yerine beş vakit haram yiyip Yüce Allah’a şükredecek kadar gözleri dönmüş, hezeyan içerisinde sürüklenen insanlardı. Gaziantep’te hak yiyerek okul müdürü olanlar yine 14-20 Nisan 2015 tarihlerinde Kutlu Doğum Haftası etkinliklerinde yedikleri haramı çıkarmadan din istismarıyla dindar bir görüntü vermeye çalışarak durumu kurtaracaklarını zannetmektedirler. Fakat bu halleriyle hiç kimseyi kandıramayacaklarını, hele Yüce Allah’ı hiç kandıramayacaklarını da çok iyi bilmektedirler.Okul müdürlerinin okullarına teklif ettikleri müdür yardımcılarının nasıl ve hangi yandaşlardan oluşması gerektiği Milli Eğitimdeki çeteleşmiş yapı tarafından dikte edilmişti. İlçe Milli Eğitim Müdürleri dikte edilen bu parti devleti çeteleşmesi tarafından verilen emirler doğrultusunda Allah korkusunu, ahiret inancını bütünüyle terkederek haksızlığa ve zulme devan ettiler. Gaziantep’te ve ülke genelinde 10 binlerce okul müdürü ve müdür yardımcısı yandaşlardan atanarak eğitim aylarca deprem yaşadı. Mart 2015’e kadar süreç Ülke genelinde bu ve benzer şekilde devam etti.”
Avan, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Stajyer öğretmenler ise yine mevcut MEB yasası içerindeki maddeler nedeniyle belirsizliğe sürüklenerek adeta kobay olarak kullanıldılar. Eylül ve Ekim 2015 tarihlerinde Ülke genelinde yaklaşık 40 bin stajyer öğretmen kadük kalan stajyerlik uygulamasını görmeyen Milli Eğitim Bakanlığı Parti Devleti bürokratları yağma ve talanla iştigal ettiklerinden dolayı ne yapılması gerektiğini bilemediler. Sonrasında ise stajyer öğretmenleri parti devleti çeteleşmesinin insafına iterek stajyer öğretmenler yine bu dönemde Cumhuriyet tarihinin en büyük baskı ve zulmünü gördü. Zulüm altındaki stajyer öğretmenler ve bütün eğitim çalışanları yapabildikleri kadar görevlerini yaptılar sadece. Öğrenciler ise bu zulüm altında alabileceği kadar eğitim aldılar.
Üniversitelere baktığımızda susan sindirilen bir Üniversite manzarası var ortada. Üniversite senatoları konuşması gereken en önemli meselelerde dahi konuşamaz hale getirilmişlerdir.Eğitim kuşatılmış, bilim susturulmuş özgürlükler rafa kaldırılmıştır. İlahiyat Fakülteleri, siyasetin Allah’a şirk koşma sayılacak söylemlerine bile karşı çıkamaz ve cevap veremez hale getirilmiştir. İlahiyatçılar siyasetçiden korktukları kadar, neredeyse Yüce Allah’dan korkmayan bir suskunluk içerisine girmişlerdir. Adaletsizlikler karşısında susmayacak hukukçular susmuştur.Toplumun gören gözü, duyan kulağı ve vicdanı olan basın havuzda boğulmuş, görme, duyma ve vicdan yerle bir edilmiştir.
Eğitimin elbette ki bir çok eksiği var. Öğretmen açığından, okul, derslik ve her alandaki personel açığı hat safhadadır.Eğitimde nitelik konuşulamaz hale gelmiştir.Son bir yılda Gaziantep’te eğitimde başarı her alanda daha da aşağılara inmiştir.Baskı, şiddet ve insan hakları ihlalleri altında eğitim kuşatmadan sonra sivil ve siyasi bir darbe altında devam etmektedir.
Bu haliyle Gaziantep’te ve Ülke genelinde siyasi kuşatma ortadan kalkar, Türkiye Demokrasiye ve Hukuk devletine geri dönerse ve askıya alınan Anayasamız uygulanmaya başlanırsa yarınlarımızın teminatı olan çocuklarımıza demokratik ortamda daha özgür bir eğitim verilebilir. Parti devleti kuşatması altındaki bir Ülkenin Milli Eğitiminde vicdanları sızlayarak zulüm altında görev yapan bütün eğitim çalışanlarına selam olsun.
Bir eğitim öğretim yılının daha sonuna geldiğimiz bugünlerde her şeye rağmen yarınlara umutla bakması gereken ve günün bütün olumsuz şartlarına rağmen yarınlara hazırladığımız çocuklarımıza şimdiden iyi tatiller demek istiyorum.Çünkü eğitim siteminin yanlışlığı nedeniyle ortaokullarda ve liselerde öğrencilerin devam etmediğini, eğitimin sona ermemesi gerektiği halde sona erdiğini biliyoruz. Bütün eğitim çalışanlarına şimdiden iyi tatiller diliyoruz.”Adem Kesenek
Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *