Uluslararası Af Örgütü Mülteci ve Göçmen Hakları Direktörü Şerif El Sayid-Ali, mültecilerin çoğunun cehennemi yaşadığını ve büyük yürek acılarına dayanmak durumunda kaldığını öne sürerek, “Mülteci olarak gündelik hayatlarını sürdürebilmek için mücadele ediyorlar” dedi.
Uluslararası Af Örgütü, Suriye’deki çatışmalardan kaçan ve komşu ülkelerde hayatta kalma mücadelesi veren mültecilerle ilgili yeni bir rapor yayımladı. Uluslararası Af Örgütü'nün yeni raporu, çatışmadan kaçan ve Lübnan, Ürdün ile Irak'ta hayatta kalma mücadelesi verenlerin hikâyeleri üzerinden Suriye'deki mülteci krizinin ele aldı.
“Zorluk, Umut ve Yeniden Yerleştirme: Suriye’den gelen mülteciler kendi hikâyelerini anlatıyor” başlıklı rapora iliişkin Uluslararası Af Örgütü Mülteci ve Göçmen Hakları Direktörü Şerif El Sayid-Ali, “Rapor, rakamların arkasındaki insanların gerçek hikayelerini kendi cümleleriyle anlatıyor” dedi.
Mültecilerin çoğunun cehennemi yaşadığını ve büyük yürek acılarına dayanmak durumunda kaldığını savunan El Sayid-Ali, “Mülteci olarak gündelik hayatlarını sürdürebilmek için mücadele ediyorlar. Yeniden yerleştirme hayata tutunabilmeleri için şu an en çok ihtiyaçları olan; yardım eli uzatılması, daha iyi bir gelecek için ufak bir umut ışığı” diyor.
Raporun öne çıkardığı hikâyeler arasında Lübnan’da tek başına dört çocuğuna bakmaya çalışan 23 yaşındaki bir kadın, Ürdün’de tehditlerle karşılaşan bir eşcinsel ve Irak’ta tıbbi tedaviye ihtiyaç duyan 12 yaşındaki kanserli bir çocuğun ailesi bulunuyor.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, en dezavantajlı durumda olan ve yeniden yerleştirme ihtiyacı olan mülteci sayısını 380 bin olarak açıkladı. Bunların arasında işkence ve tecavüz mağdurları, hasta veya refakatsiz çocuklar ve diğer dezavantajlı mülteciler yer alıyor.
Dünya liderlerinin dezavantajlı durumda olan mültecilere sırtlarını dönmeye devam edemeyeceğini vurgulayan El Sayid-Ali, “Bu şiddette bir krizle karşılaşıldığı vakit çaresiz hissetmek çok kolaydır. Fakat dünya liderlerini mültecileri yeniden yerleştirmek konusunda cesaretlendirmek hayat değiştirici bir etkiye sahip olabilir” dedi.
Şu an sadece Suriye’ye komşu beş ülke çatışmadan kaçan mültecilerin yüzde 95’ine ev sahipliği yapıyor ve Lübnan gibi ülkeler kısaca bu kitlesel göçle başa çıkmakta zorlanıyor.
Mültecilerin herkes gibi sıradan insanlar olduğunu vurgulayan El Sayid Ali, “Fakat hayatları çatışmanın bir sonucu olarak korkunç bir şekilde mahvolmuş ve her şeye yeni baştan başlamak zorundalar” diyor.
Suriye’deki kriz dördüncü yılına girerken 190 binden fazla insan hayatını kaybetti ve 11 milyondan fazla kişi evlerini terketmek zorunda kaldı. 7.6 milyona yakın kişi Suriye içinde yerlerinden edildi ve dört milyonu ülkeden kaçtı.Suriyeli mültecilerin neredeyse yüzde 95’i -3.8 milyon kişi- bölgedeki beş ülkede barınıyor: Türkiye, Lübnan, Ürdün, Irak ve Mısır. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği bu ülkelerdeki 380 bin kişinin yeniden yerleştirilmeye ihtiyaç duyduğunu açıkladı. Ne var ki şimdiye kadar refah düzeyi yüksek ülkeler tarafından, ihtiyaç olanın beşte birine tekabül eden 79 bin180 yeniden yerleştirme sözü verildi. ANKA
Uluslararası Af Örgütü, Suriye’deki çatışmalardan kaçan ve komşu ülkelerde hayatta kalma mücadelesi veren mültecilerle ilgili yeni bir rapor yayımladı. Uluslararası Af Örgütü'nün yeni raporu, çatışmadan kaçan ve Lübnan, Ürdün ile Irak'ta hayatta kalma mücadelesi verenlerin hikâyeleri üzerinden Suriye'deki mülteci krizinin ele aldı.
“Zorluk, Umut ve Yeniden Yerleştirme: Suriye’den gelen mülteciler kendi hikâyelerini anlatıyor” başlıklı rapora iliişkin Uluslararası Af Örgütü Mülteci ve Göçmen Hakları Direktörü Şerif El Sayid-Ali, “Rapor, rakamların arkasındaki insanların gerçek hikayelerini kendi cümleleriyle anlatıyor” dedi.
Mültecilerin çoğunun cehennemi yaşadığını ve büyük yürek acılarına dayanmak durumunda kaldığını savunan El Sayid-Ali, “Mülteci olarak gündelik hayatlarını sürdürebilmek için mücadele ediyorlar. Yeniden yerleştirme hayata tutunabilmeleri için şu an en çok ihtiyaçları olan; yardım eli uzatılması, daha iyi bir gelecek için ufak bir umut ışığı” diyor.
Raporun öne çıkardığı hikâyeler arasında Lübnan’da tek başına dört çocuğuna bakmaya çalışan 23 yaşındaki bir kadın, Ürdün’de tehditlerle karşılaşan bir eşcinsel ve Irak’ta tıbbi tedaviye ihtiyaç duyan 12 yaşındaki kanserli bir çocuğun ailesi bulunuyor.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, en dezavantajlı durumda olan ve yeniden yerleştirme ihtiyacı olan mülteci sayısını 380 bin olarak açıkladı. Bunların arasında işkence ve tecavüz mağdurları, hasta veya refakatsiz çocuklar ve diğer dezavantajlı mülteciler yer alıyor.
Dünya liderlerinin dezavantajlı durumda olan mültecilere sırtlarını dönmeye devam edemeyeceğini vurgulayan El Sayid-Ali, “Bu şiddette bir krizle karşılaşıldığı vakit çaresiz hissetmek çok kolaydır. Fakat dünya liderlerini mültecileri yeniden yerleştirmek konusunda cesaretlendirmek hayat değiştirici bir etkiye sahip olabilir” dedi.
Şu an sadece Suriye’ye komşu beş ülke çatışmadan kaçan mültecilerin yüzde 95’ine ev sahipliği yapıyor ve Lübnan gibi ülkeler kısaca bu kitlesel göçle başa çıkmakta zorlanıyor.
Mültecilerin herkes gibi sıradan insanlar olduğunu vurgulayan El Sayid Ali, “Fakat hayatları çatışmanın bir sonucu olarak korkunç bir şekilde mahvolmuş ve her şeye yeni baştan başlamak zorundalar” diyor.
Suriye’deki kriz dördüncü yılına girerken 190 binden fazla insan hayatını kaybetti ve 11 milyondan fazla kişi evlerini terketmek zorunda kaldı. 7.6 milyona yakın kişi Suriye içinde yerlerinden edildi ve dört milyonu ülkeden kaçtı.Suriyeli mültecilerin neredeyse yüzde 95’i -3.8 milyon kişi- bölgedeki beş ülkede barınıyor: Türkiye, Lübnan, Ürdün, Irak ve Mısır. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği bu ülkelerdeki 380 bin kişinin yeniden yerleştirilmeye ihtiyaç duyduğunu açıkladı. Ne var ki şimdiye kadar refah düzeyi yüksek ülkeler tarafından, ihtiyaç olanın beşte birine tekabül eden 79 bin180 yeniden yerleştirme sözü verildi. ANKA