CHP Gaziantep İl Kadın Kolları 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla basın toplantısı düzenledi.
Toplantıda konuşan İl Kadın Kolları Başkanı Münevver Mine Polat, “Bugün kadınların, cinsiyetten kaynaklı her tür ayrımcılığa, şiddete ve eşitsizliğe karşı başkaldırdıkları gün” dedi.
8 Mart kadın ve emekçilere
adanmış bir gün
8 Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün kadın ve emekçilerine adandığını belirten Polat, “Ne yazık ki; kadına şiddetin, eşitsizliğin adaletsizliğin gölgesinde kutlanamayan bir gün olarak, bir kez daha anıyoruz. 160 yıl önce Newyork’ta, 40 bin dokuma işçisi kadının, kapitalizmin dayattığı düşük ücret, uzun ve ağır çalışma koşullarına karşı direnişi, 129 kadın işçinin yanması ile sonuçlanmış. O günden bu yana 8 Mart, tüm dünyada kadına ve emek mücadelesine adanmıştır” şeklinde konuştu.
Kadınlar açısından gelinen
nokta hiç iç açıcı değil
“Ne yazık ki, 2017 Türkiyesi’nde biz kadınlar açısından gelinen nokta hiç iç açıcı değil” diyen Polat, “Ekonomik sosyal ve siyasal anlamda, hala eşitlik mücadelesi veren kadınlar, 8 Mart’ın çıkış noktasının ötesinde bugün, ülkemizde bambaşka tehlike ve kaygılarla yüz yüzeyiz. Emeğimizin, özgürlüklerimizin bugüne kadar kazanılmış her türlü haklarımızın ötesinde, laik, demokratik, Cumhuriyetimiz ve ülkemiz tehdit altında. Terör, şiddet, işsizlik yoksulluk adaletsizlik gibi sorunlar ve zorluklarla dolu ülke gündeminde, hiç yeri yokken, saray saltanatını ve tek adam yönetimini meşrulaştırma amaçlı, bir Anayasa değişiklik paketi bizlere dayatılıyor. 16 Nisan’da, Cumhurbaşkanlığı sistemi adı altında, gerçekte bir rejim değişikliği oylamasına gidilmekte” diye konuştu.
Kadın cinayetleri
yüzde bin 400 arttı
Polat konuşmasına şöyle devam etti: “Biz kadınlardan, Cumhuriyetle tanıştığımız laik yaşamdan, çağdaş ve eşit birey olma yolunda kavuştuğumuz kazanımlarımızdan, zorlu mücadelelerle geliştirdiğimiz haklarımızdan vazgeçmemiz isteniyor. Bilinsin ki kadın-erkek eşitliğine inanmadığını açıkca söyleyen bir anlayışın, bütün yetkileri tek başına ele geçirdiğinde, sırf, bu alanda geriye gidişi öngörebilen,15 yıldır, söylemleri ve politikaları ile, kadını iş ve sosyal yaşamdan uzaklaştırmayı hedefleyen, kadına yönelik şiddeti besleyen, tacizi tecavüzü yok sayan, yüzde bin 400 oranında artan kadın cinayetlerini görmezden gelen siyasi iktidar, kadının adının olmadığı Anayasa paketi ile, geri dönüşü olmayan bir tuzağın içine bizleri çekmek istiyor. Türkiye Büyük Millet Meclisini, kadına seçme ve seçilme hakkının verildiği meclisten, kadın vekillere söz hakkı verilmeyen, kadın vekillere şiddet uygulanan bir meclise dönüştürdüğünüz, bu utanca, bizleri de tanık ettiğiniz için, yap-boz tahtası haline getirdiğiniz eğitim sisteminde, sadece 2015-2016 eğitim öğretim yılında 143 bin 62 kız çocuğu, okula devam etmedi. Artık çocuklarımız heba olmasın diye, son on yılda 482 bin 908 kız çocuğu zorla evlendirilmiş. Son on beş yılda çocuklara cinsel istismar yüzde 434 arttı. Artık, çocuk gelinler ve işçiler olmasın, tarikat yurtlarında çocuklarımız yanmasın, tacize tecavüze uğramasın diye,2003 yılında antidepresan kullanma kutu sayısı 14 milyon iken, bu sayı 2015 yılında 55 milyona ulaştı. Mutsuz insanlar ve toplum yarattınız. Artık insanlar mutlu olsun diye, canımız istediğinde kahkaha atalım, sokağa da çıkalım, parka da gidelim, kimse bize iffetsiz kadın demesin, istediğimiz kadar çocuk doğuralım, ya da doğurmayalım, kimse bize eksik kadın demesin, haksızlıklara ses verelim, ama polis copu, gazı yemeyelim, bunları bize yaşattığınız için, kadınların kararı hayır.”
Sesimizi ve gücümüzü
birleştirelim
16 Nisan’ın kadınlar için önemli olduğuna dikkat çeken Polat, “Güneşin aydınlığı var iken, neden ortaçağ karanlığı? Nüfusun yarısı kadınlar; 16 Nisan’da geleceğimizin “HAYIR”ına, sayımız da yeter gücümüz de yeter. Haydi, kadınlar, sesimizi gücümüzü birleştirelim, eşit ve özgür günler için kucaklaşıp, geleceğimizi birlikte inşa edelim” ifadesini kullandı. Hüseyin Karataş
Toplantıda konuşan İl Kadın Kolları Başkanı Münevver Mine Polat, “Bugün kadınların, cinsiyetten kaynaklı her tür ayrımcılığa, şiddete ve eşitsizliğe karşı başkaldırdıkları gün” dedi.
8 Mart kadın ve emekçilere
adanmış bir gün
8 Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün kadın ve emekçilerine adandığını belirten Polat, “Ne yazık ki; kadına şiddetin, eşitsizliğin adaletsizliğin gölgesinde kutlanamayan bir gün olarak, bir kez daha anıyoruz. 160 yıl önce Newyork’ta, 40 bin dokuma işçisi kadının, kapitalizmin dayattığı düşük ücret, uzun ve ağır çalışma koşullarına karşı direnişi, 129 kadın işçinin yanması ile sonuçlanmış. O günden bu yana 8 Mart, tüm dünyada kadına ve emek mücadelesine adanmıştır” şeklinde konuştu.
Kadınlar açısından gelinen
nokta hiç iç açıcı değil
“Ne yazık ki, 2017 Türkiyesi’nde biz kadınlar açısından gelinen nokta hiç iç açıcı değil” diyen Polat, “Ekonomik sosyal ve siyasal anlamda, hala eşitlik mücadelesi veren kadınlar, 8 Mart’ın çıkış noktasının ötesinde bugün, ülkemizde bambaşka tehlike ve kaygılarla yüz yüzeyiz. Emeğimizin, özgürlüklerimizin bugüne kadar kazanılmış her türlü haklarımızın ötesinde, laik, demokratik, Cumhuriyetimiz ve ülkemiz tehdit altında. Terör, şiddet, işsizlik yoksulluk adaletsizlik gibi sorunlar ve zorluklarla dolu ülke gündeminde, hiç yeri yokken, saray saltanatını ve tek adam yönetimini meşrulaştırma amaçlı, bir Anayasa değişiklik paketi bizlere dayatılıyor. 16 Nisan’da, Cumhurbaşkanlığı sistemi adı altında, gerçekte bir rejim değişikliği oylamasına gidilmekte” diye konuştu.
Kadın cinayetleri
yüzde bin 400 arttı
Polat konuşmasına şöyle devam etti: “Biz kadınlardan, Cumhuriyetle tanıştığımız laik yaşamdan, çağdaş ve eşit birey olma yolunda kavuştuğumuz kazanımlarımızdan, zorlu mücadelelerle geliştirdiğimiz haklarımızdan vazgeçmemiz isteniyor. Bilinsin ki kadın-erkek eşitliğine inanmadığını açıkca söyleyen bir anlayışın, bütün yetkileri tek başına ele geçirdiğinde, sırf, bu alanda geriye gidişi öngörebilen,15 yıldır, söylemleri ve politikaları ile, kadını iş ve sosyal yaşamdan uzaklaştırmayı hedefleyen, kadına yönelik şiddeti besleyen, tacizi tecavüzü yok sayan, yüzde bin 400 oranında artan kadın cinayetlerini görmezden gelen siyasi iktidar, kadının adının olmadığı Anayasa paketi ile, geri dönüşü olmayan bir tuzağın içine bizleri çekmek istiyor. Türkiye Büyük Millet Meclisini, kadına seçme ve seçilme hakkının verildiği meclisten, kadın vekillere söz hakkı verilmeyen, kadın vekillere şiddet uygulanan bir meclise dönüştürdüğünüz, bu utanca, bizleri de tanık ettiğiniz için, yap-boz tahtası haline getirdiğiniz eğitim sisteminde, sadece 2015-2016 eğitim öğretim yılında 143 bin 62 kız çocuğu, okula devam etmedi. Artık çocuklarımız heba olmasın diye, son on yılda 482 bin 908 kız çocuğu zorla evlendirilmiş. Son on beş yılda çocuklara cinsel istismar yüzde 434 arttı. Artık, çocuk gelinler ve işçiler olmasın, tarikat yurtlarında çocuklarımız yanmasın, tacize tecavüze uğramasın diye,2003 yılında antidepresan kullanma kutu sayısı 14 milyon iken, bu sayı 2015 yılında 55 milyona ulaştı. Mutsuz insanlar ve toplum yarattınız. Artık insanlar mutlu olsun diye, canımız istediğinde kahkaha atalım, sokağa da çıkalım, parka da gidelim, kimse bize iffetsiz kadın demesin, istediğimiz kadar çocuk doğuralım, ya da doğurmayalım, kimse bize eksik kadın demesin, haksızlıklara ses verelim, ama polis copu, gazı yemeyelim, bunları bize yaşattığınız için, kadınların kararı hayır.”
Sesimizi ve gücümüzü
birleştirelim
16 Nisan’ın kadınlar için önemli olduğuna dikkat çeken Polat, “Güneşin aydınlığı var iken, neden ortaçağ karanlığı? Nüfusun yarısı kadınlar; 16 Nisan’da geleceğimizin “HAYIR”ına, sayımız da yeter gücümüz de yeter. Haydi, kadınlar, sesimizi gücümüzü birleştirelim, eşit ve özgür günler için kucaklaşıp, geleceğimizi birlikte inşa edelim” ifadesini kullandı. Hüseyin Karataş