Şube Eş Başkanı Serpil Dağdemir, “Biz artık bu ülkede hastanelerde hayat kurtarmak yerine arkadaşlarımıza ağıt yakmaktan, yas tutmaktan yüreğimiz acıyor, soluk alamıyoruz. Arkadaşlarımızı ambulans kazalarında, polikliniklerde, acillerde kırıma uğrar gibi iş cinayetlerinde kaybediyoruz” dedi.
Dağdemir, “İş cinayetlerini önlemek bizlerin can güvenliğini korumak ve kollamak zorunda olan sağlık yöneticilerinin ölen arkadaşlarımızın arkasından yaptıkları sorumsuzca, aymazca açıklamalar ise biz de ki öfkeyi, isyanı ise daha da büyütüyor. Kahroluyoruz hepimiz. Soruyoruz birbirimize bu mu bize verilen değer? İnsan hayatı bu kadar değersiz mi? Bir bedenden, ya da bir sayıdan mı ibaretiz? Nedir bizi bu kadar önemsiz ve savunmasız kılan? Aslında cevabı da ne yapmamız gerekeni de biliyoruz hepimiz. Sağlık sistemine greftler atayarak yamayanlara greftin tutmayacağını hep birlikte söylemezsek, omuzlarımızdaki yükleri birer birer atmazsak, haklarımızı ve haklı taleplerimizi hep birlikte haykırmazsak Tuğrul’un, Ekrem’in Büşra’nın, Tuba’nın, Halil’in, Abdullah’ın yarım kalan umutları ve hayalleri bir başka bedende ve isimde yarım kalmaya devam edecek” diye konuştu.
Bu sağlık sistemi ile şifa dağıtmanın mümkün olmadığını vurgulayan Dağdemir, “Bu sistem sağlık emekçileri ve halk için daha fazla sağlıksızlık üretiyor. Değersizleştirilen mesleklerimiz, siyasilerin ve idarecilerin sağlık emekçilerine yönelik hürmetsiz yaklaşımları ve kullandıkları dil şiddeti körüklüyor. Kutuplaşma ve çatışma ortamı, ötekileştirme politikaları toplumda şiddeti kültür haline getiriyor. Adeta tüm toplum ruhsal açıdan çöküntü halinde. Artık kültür haline gelen şiddet bir halk sağlığı sorununa dönüştü. Özcesi bir bütün olarak şiddetin ortadan kaldırılması için sağlıklı ve güvenlikli çalışma ortamları kadar etkili bir adalet sistemi ve demokratik bir toplum ve yaşam kurma mücadelesine ihtiyaç var” ifadelerine yer verdi. Adem Kesenek
