Türk-Sağlık Sen Gaziantep Şube Başkanı Kemal Kazak, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla yaptığı açıklamada, “14 Mart’ın ruhunu tüm kalbimizde hissederken, ne yazık ki; bugün o ruhun temsilcileri doktorlarımızın ve sağlık çalışanlarımızın karşılaştığı sorunlar vicdanları yaralamaktadır” dedi.
Her gün 31 sağlık çalışanı
şiddete uğruyor
Resmi rakamlara göre 2015 yılında beyaz koda bildirilen şiddet vakası sayısının 11 bin 318 olduğunu ifade eden Kazak, “Sadece bu resmi rakam dikkate alındığında her gün 31 sağlık çalışanı şiddete uğramakta. Tutuklu yargılamanın kâğıt üstünde kalması, şiddet uygulayanlara hizmet alımı ile ilgili bir kısıtlama getirilmemesi ve şiddete karşı yeterince mücadele verilmemesi nedeniyle sağlıkta şiddet her geçen gün tırmanmakta. Sağlık çalışanları can güvenliğinden yoksun bir şekilde hizmet sunmaktadırlar” şeklinde konuştu.
Bir yılda muayene
sayısı 22 milyon arttı
Kazak, “İş yükü dayanılmaz bir hal almıştır. Bir yılda muayene sayısı 22 milyon artmış ve 4 Milyon 770 bin ameliyat yapılmıştır. İş yoğunluğuna çözüm için planlı bir istihdam politikası hala yürürlüğe konmamıştır. 100 Bin kişiye düşen hekim sayısında OCED ortalaması 339 iken Türkiye’de bu sayı 179’dur. Ebe hemşire ortalamaları da farklı değil. Böylesine bir personel açığı varken, 250 bine yakında ataması yapılamayan sağlık çalışanının olması da ayrı bir garabettir. Kadro bekleyen tüm çalışanların bu talepleri konusunda da ne yazık ki somut bir adım atılmadı” diye konuştu.
Sağlık çalışanlarımızın yaşadığı ekonomik
sıkıntılar ve talepler göz ardı edilmekte
“Mülakatla alım, tüm görevde yükselme ve unvan değişikliklerinde mülakatın getirilmesi gibi devlete olan güvenci ve inancı sarsacak, adam kayırma ve torpili yaygınlaştıracak uygulamalara da hız verilmesini görmek üzücüdür” diyen Kazak, “Israrlı ve kararlı mücadelemiz sonucunda aile hekimliklerindeki Cumartesi nöbetlerinin kaldırılmasına rağmen şimdi de yönetmelik değişikliği ile aile hekimlerimiz sorunlarla baş başa bırakılmak istenmekte. Ücretlerde kesintiler, yeni performans kriterleri ile cezalar getirmek, cezaları arttırmak, tahsis edilen binalardan aile hekimlerinin çıkarılması ve kendilerine yeni yerler kiralamalarını istemek, yeni görevler yüklemek gibi kabul ve tahammül edilemez düzenlemeler getirilmeye çalışmaktadır. Kamuda farklı meslek grupları ile ilgili maaş artışları ve bazı tazminatların verilmesi gündeme gelirken ne yazık ki; hekimlerimizin ve sağlık çalışanlarımızın yaşadığı ekonomik sıkıntılar ve talepler göz ardı edilmekte” ifadesini kullandı.
Emeklilikte geçinemeyeceklerini
söyleyenlerin oranı yüzde 90’ın üzerinde
Türk Sağlık-Sen’in yaptığı ankete göre yüzde 78,9’unun aldığı maaşın ve döner ek sermayenin yeterli olmadığını söyleyen Kazak, “Sabit ek ödemenin üzerine ne kadar performansa dayalı döner sermaye alıyorsunuz? Sorusuna ise; çalışanların yüzde 39,4’ü performansa dayalı döner sermaye almadıklarını belirtmiştir. Yüzde 17,4’ü 0-100 TL, yüzde 16,6’sı 200-400 TL, yüzde 8’i 400-600 TL ve yüzde 7’si de 600 TL ve üzerinde performansa dayalı döner sermaye aldıklarını belirtmiştir. Emeklilikte geçinemeyeceklerini söyleyenlerin oranı yüzde 90’ın üzerinde. Ortada böyle bir tablo varken çalışanların temel beklentisi olan ek göstergelerin yükseltilmesi, döner sermayelerin artırılarak emekliliğe yansıtılması gibi taleplere sırt dönülmesi kabul edilemez” şeklinde açıklama yaptı.
Bu seneki 14 Mart’ın farklı
olmasını istiyoruz
Kazak konuşmasına şöyle devam etti: “2014 yılından iktidarın vereceğiz, sarı sendikanın da sürekli müjdeler verdiği yıpranma payı ile ilgili ortada hiçbir şeyin olmaması da ayrı bir hezeyan. Türk Sağlık-Sen olarak 2017 yılında bu konularda somut adımlar görmek istiyoruz. Sözle değil icraatla bu meselelerin kamuoyunda gündeme gelmesini bekliyoruz. Dağ gibi sorunlar ortada dururken, en güzel, en yakışıklı doktor anketleri veya övgü dolu kutlama mesajları ile 14 Mart’ın geçiştirilmesini istemiyoruz. Bu seneki 14 Mart’ın farklı olmasını istiyoruz.” Hüseyin Karataş
Her gün 31 sağlık çalışanı
şiddete uğruyor
Resmi rakamlara göre 2015 yılında beyaz koda bildirilen şiddet vakası sayısının 11 bin 318 olduğunu ifade eden Kazak, “Sadece bu resmi rakam dikkate alındığında her gün 31 sağlık çalışanı şiddete uğramakta. Tutuklu yargılamanın kâğıt üstünde kalması, şiddet uygulayanlara hizmet alımı ile ilgili bir kısıtlama getirilmemesi ve şiddete karşı yeterince mücadele verilmemesi nedeniyle sağlıkta şiddet her geçen gün tırmanmakta. Sağlık çalışanları can güvenliğinden yoksun bir şekilde hizmet sunmaktadırlar” şeklinde konuştu.
Bir yılda muayene
sayısı 22 milyon arttı
Kazak, “İş yükü dayanılmaz bir hal almıştır. Bir yılda muayene sayısı 22 milyon artmış ve 4 Milyon 770 bin ameliyat yapılmıştır. İş yoğunluğuna çözüm için planlı bir istihdam politikası hala yürürlüğe konmamıştır. 100 Bin kişiye düşen hekim sayısında OCED ortalaması 339 iken Türkiye’de bu sayı 179’dur. Ebe hemşire ortalamaları da farklı değil. Böylesine bir personel açığı varken, 250 bine yakında ataması yapılamayan sağlık çalışanının olması da ayrı bir garabettir. Kadro bekleyen tüm çalışanların bu talepleri konusunda da ne yazık ki somut bir adım atılmadı” diye konuştu.
Sağlık çalışanlarımızın yaşadığı ekonomik
sıkıntılar ve talepler göz ardı edilmekte
“Mülakatla alım, tüm görevde yükselme ve unvan değişikliklerinde mülakatın getirilmesi gibi devlete olan güvenci ve inancı sarsacak, adam kayırma ve torpili yaygınlaştıracak uygulamalara da hız verilmesini görmek üzücüdür” diyen Kazak, “Israrlı ve kararlı mücadelemiz sonucunda aile hekimliklerindeki Cumartesi nöbetlerinin kaldırılmasına rağmen şimdi de yönetmelik değişikliği ile aile hekimlerimiz sorunlarla baş başa bırakılmak istenmekte. Ücretlerde kesintiler, yeni performans kriterleri ile cezalar getirmek, cezaları arttırmak, tahsis edilen binalardan aile hekimlerinin çıkarılması ve kendilerine yeni yerler kiralamalarını istemek, yeni görevler yüklemek gibi kabul ve tahammül edilemez düzenlemeler getirilmeye çalışmaktadır. Kamuda farklı meslek grupları ile ilgili maaş artışları ve bazı tazminatların verilmesi gündeme gelirken ne yazık ki; hekimlerimizin ve sağlık çalışanlarımızın yaşadığı ekonomik sıkıntılar ve talepler göz ardı edilmekte” ifadesini kullandı.
Emeklilikte geçinemeyeceklerini
söyleyenlerin oranı yüzde 90’ın üzerinde
Türk Sağlık-Sen’in yaptığı ankete göre yüzde 78,9’unun aldığı maaşın ve döner ek sermayenin yeterli olmadığını söyleyen Kazak, “Sabit ek ödemenin üzerine ne kadar performansa dayalı döner sermaye alıyorsunuz? Sorusuna ise; çalışanların yüzde 39,4’ü performansa dayalı döner sermaye almadıklarını belirtmiştir. Yüzde 17,4’ü 0-100 TL, yüzde 16,6’sı 200-400 TL, yüzde 8’i 400-600 TL ve yüzde 7’si de 600 TL ve üzerinde performansa dayalı döner sermaye aldıklarını belirtmiştir. Emeklilikte geçinemeyeceklerini söyleyenlerin oranı yüzde 90’ın üzerinde. Ortada böyle bir tablo varken çalışanların temel beklentisi olan ek göstergelerin yükseltilmesi, döner sermayelerin artırılarak emekliliğe yansıtılması gibi taleplere sırt dönülmesi kabul edilemez” şeklinde açıklama yaptı.
Bu seneki 14 Mart’ın farklı
olmasını istiyoruz
Kazak konuşmasına şöyle devam etti: “2014 yılından iktidarın vereceğiz, sarı sendikanın da sürekli müjdeler verdiği yıpranma payı ile ilgili ortada hiçbir şeyin olmaması da ayrı bir hezeyan. Türk Sağlık-Sen olarak 2017 yılında bu konularda somut adımlar görmek istiyoruz. Sözle değil icraatla bu meselelerin kamuoyunda gündeme gelmesini bekliyoruz. Dağ gibi sorunlar ortada dururken, en güzel, en yakışıklı doktor anketleri veya övgü dolu kutlama mesajları ile 14 Mart’ın geçiştirilmesini istemiyoruz. Bu seneki 14 Mart’ın farklı olmasını istiyoruz.” Hüseyin Karataş