Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu düzenlediği toplantıda konuşan Gaziantep Dönem Sözcüsü Ali Ersönmez,“Konfederasyonumuz KESK ve bağlı iş kolu sendikalarımız açık hedef ve baskı altındadır. Sendikal hak ve özgürlükler KHK’lar yoluyla ortadan kaldırılmak istenmekte” dedi.
Ersönmez, “KESK’e bağlı sendikalarımızın üyeleri asılsız ihbarlar, önceden hazırlanmış listelerle sorgusuz sualsiz ihraç ediliyor. Sendikal eylemlere katıldıkları için on binlerce kamu emekçisi cezalandırılıyor, yıllardır verdiğimiz haklı ve kararlı mücadelemizin kazanımları bir bir ortadan kaldırılıyor. Sendika kararıyla yaptığımız eylemler “suç” diye nitelenerek konfederasyonumuza yönelik baskının birer gerekçesi haline dönüştürülüyor. Yeni yargı kararları ile sendikal faaliyet ve eylemlerin suç olarak kabul edilemeyeceği sonuçlarına rağmen, bir çok ilde yürüttüğümüz sendikal çalışmalar ile ilgili soruşturmalar tüm hızıyla sürmektedir. KHK ve yüksek disiplin yoluyla üyelerimiz ihraç edilemeye devam ediyor” şeklinde konuştu.
OHAL rejiminin alt yapısını hazırlandı
“Özelleştirmeler, sözleşmeli çalışmanın yaygınlaştırılması, güvencesiz çalıştırma, taşeronlaştırma gibi neo liberal politikalarla kamu hizmetlerini piyasaya açarak kamuyu şirket, kamu emekçilerini köle, vatandaşlarımızı müşteri haline getirmeye çalışmaları geçmişten günümüze hükümetlerin öncelikli gündemini oluşturmuştu” diyen Ersönmez, “10 Ekim Ankara katliamını protesto etmeye yönelik eylem ve etkinliklerimizi dahi açtığı soruşturmalarla işten çıkarmanın ve disiplin cezalarının konusu haline getiren siyasi iktidar; 2016/4 sayılı Başbakanlık Genelgesi, İç Güvenlik Yasası gibi düzenlemeler ile OHAL rejiminin alt yapısını hazırlamıştır” diye konuştu.
Ersönmez, “15 Temmuz darbe girişiminden bu yana emek, demokrasi, barış, temel hak ve özgürlükler mücadelesi yürütenlerin de içinde olduğu 103 binin üzerinde kamu çalışanı, 33 üzerinde öğretmen ve 3 bin 100 civarında KESK Üyesi İhraç Edilmiştir. Bu durum karşısında milyonları bulan bir toplumsal kesimin etkilendiği sürece dair inceleme ve çalışmalarımızda sürmektedir. İhraç olan üyelerimiz ve kamu çalışan ve yakınlarının yaşamış oldukları ekonomik, psikolojik, sosyal vb. etkilenmeleri incelemek üzere KESK İhraçlar Kurultayı düzenlemektedir.Bu çerçevede, ihraç yoluyla konfederasyonumuz ve iş kolu sendikalarımıza dönük haksız ve hukuksuz uygulamaları kaldırmak, Konfederasyonumuz ve sendikalarımıza sahip çıkmak, bu baskıları güvensizleştirmenin bir parçası olarak görüp buna uygun mücadele araçlarını ortaya çıkarılması gerekmektedir” ifadesini kullandı.
Kurultay 1-2 Nisan
tarihlerinde Ankara’da
Konfederasyon olarak kurultay düzenleyeceklerini belirten Ersönmez “OHAL, KHK’LAR ve hukuki mücadele, İhraçların sosyal, ekonomik ve psikolojik sonuçları ve dayanışma boyutu, Kamu hizmetleri ve kamu emekçilerinin geleceği ve mücadele boyutu, Kurultay içinden geçtiğimiz süreçte mücadelenin bir parçası olarak tasarlanıp, planlaması ona göre yapılacaktır. Kurultay 1-2 Nisan 2017 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirilecek olup, Bu kurultayın dayanışmanın ve sorunların açığa çıkarmanın en iyi dayanışma örneklerinden biri olmasının görülmesi gerektiğini bilmekte fayda var. Genel merkezimizce ihraçlar kurultayının sonuçları kamuoyuyla paylaşılacak” şeklinde açıklama yaptı.
Sendikal mücadelede, ulusal ve uluslar
arası hukuka uyulmasını istiyoruz
Ersönmez konuşmasına şöyle devam etti: “Her şeyden önce” sendikal mücadelede, ulusal ve uluslar arası hukuka uyulması” temel talebimizdir. Sendikal faaliyetlerimiz bir çok idari mahkeme, Danıştay tarafından suç olması reddedilmesine rağmen yerellerde sendikal faaliyetlerimize kovuşturma, soruşturma, disiplin cezaları sürmektedir. Herkesi hukuka, adalete, ulusal ve uluslar arası hukuka uymalarına davet ediyoruz. Unutulmasın ki hukuk her zaman Herkese gerekli olacak. Haksız, hukuksuz, sorgusuz, sualsiz şekilde ihraç olan ve çeşitli ve cezalara çarptırılan arkadaşlarımız dönünceye kadar mücadelemiz sürecek. Sendikal hak ve özgürlükler mücadelemiz engellenemez.” Hüseyin Karataş
Ersönmez, “KESK’e bağlı sendikalarımızın üyeleri asılsız ihbarlar, önceden hazırlanmış listelerle sorgusuz sualsiz ihraç ediliyor. Sendikal eylemlere katıldıkları için on binlerce kamu emekçisi cezalandırılıyor, yıllardır verdiğimiz haklı ve kararlı mücadelemizin kazanımları bir bir ortadan kaldırılıyor. Sendika kararıyla yaptığımız eylemler “suç” diye nitelenerek konfederasyonumuza yönelik baskının birer gerekçesi haline dönüştürülüyor. Yeni yargı kararları ile sendikal faaliyet ve eylemlerin suç olarak kabul edilemeyeceği sonuçlarına rağmen, bir çok ilde yürüttüğümüz sendikal çalışmalar ile ilgili soruşturmalar tüm hızıyla sürmektedir. KHK ve yüksek disiplin yoluyla üyelerimiz ihraç edilemeye devam ediyor” şeklinde konuştu.
OHAL rejiminin alt yapısını hazırlandı
“Özelleştirmeler, sözleşmeli çalışmanın yaygınlaştırılması, güvencesiz çalıştırma, taşeronlaştırma gibi neo liberal politikalarla kamu hizmetlerini piyasaya açarak kamuyu şirket, kamu emekçilerini köle, vatandaşlarımızı müşteri haline getirmeye çalışmaları geçmişten günümüze hükümetlerin öncelikli gündemini oluşturmuştu” diyen Ersönmez, “10 Ekim Ankara katliamını protesto etmeye yönelik eylem ve etkinliklerimizi dahi açtığı soruşturmalarla işten çıkarmanın ve disiplin cezalarının konusu haline getiren siyasi iktidar; 2016/4 sayılı Başbakanlık Genelgesi, İç Güvenlik Yasası gibi düzenlemeler ile OHAL rejiminin alt yapısını hazırlamıştır” diye konuştu.
Ersönmez, “15 Temmuz darbe girişiminden bu yana emek, demokrasi, barış, temel hak ve özgürlükler mücadelesi yürütenlerin de içinde olduğu 103 binin üzerinde kamu çalışanı, 33 üzerinde öğretmen ve 3 bin 100 civarında KESK Üyesi İhraç Edilmiştir. Bu durum karşısında milyonları bulan bir toplumsal kesimin etkilendiği sürece dair inceleme ve çalışmalarımızda sürmektedir. İhraç olan üyelerimiz ve kamu çalışan ve yakınlarının yaşamış oldukları ekonomik, psikolojik, sosyal vb. etkilenmeleri incelemek üzere KESK İhraçlar Kurultayı düzenlemektedir.Bu çerçevede, ihraç yoluyla konfederasyonumuz ve iş kolu sendikalarımıza dönük haksız ve hukuksuz uygulamaları kaldırmak, Konfederasyonumuz ve sendikalarımıza sahip çıkmak, bu baskıları güvensizleştirmenin bir parçası olarak görüp buna uygun mücadele araçlarını ortaya çıkarılması gerekmektedir” ifadesini kullandı.
Kurultay 1-2 Nisan
tarihlerinde Ankara’da
Konfederasyon olarak kurultay düzenleyeceklerini belirten Ersönmez “OHAL, KHK’LAR ve hukuki mücadele, İhraçların sosyal, ekonomik ve psikolojik sonuçları ve dayanışma boyutu, Kamu hizmetleri ve kamu emekçilerinin geleceği ve mücadele boyutu, Kurultay içinden geçtiğimiz süreçte mücadelenin bir parçası olarak tasarlanıp, planlaması ona göre yapılacaktır. Kurultay 1-2 Nisan 2017 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirilecek olup, Bu kurultayın dayanışmanın ve sorunların açığa çıkarmanın en iyi dayanışma örneklerinden biri olmasının görülmesi gerektiğini bilmekte fayda var. Genel merkezimizce ihraçlar kurultayının sonuçları kamuoyuyla paylaşılacak” şeklinde açıklama yaptı.
Sendikal mücadelede, ulusal ve uluslar
arası hukuka uyulmasını istiyoruz
Ersönmez konuşmasına şöyle devam etti: “Her şeyden önce” sendikal mücadelede, ulusal ve uluslar arası hukuka uyulması” temel talebimizdir. Sendikal faaliyetlerimiz bir çok idari mahkeme, Danıştay tarafından suç olması reddedilmesine rağmen yerellerde sendikal faaliyetlerimize kovuşturma, soruşturma, disiplin cezaları sürmektedir. Herkesi hukuka, adalete, ulusal ve uluslar arası hukuka uymalarına davet ediyoruz. Unutulmasın ki hukuk her zaman Herkese gerekli olacak. Haksız, hukuksuz, sorgusuz, sualsiz şekilde ihraç olan ve çeşitli ve cezalara çarptırılan arkadaşlarımız dönünceye kadar mücadelemiz sürecek. Sendikal hak ve özgürlükler mücadelemiz engellenemez.” Hüseyin Karataş