Kamu Emekçileri Konfederasyonu Gaziantep Şubesi yarın yapılacak Anayasa değişikliği ile ilgili basın toplantısı düzenledi.
Toplantıda konuşa KESK Gaziantep Dönem Sözcüsü Ali Ersönmez, ““EVET” veya “HAYIR” cepheleşmesine asla düşmeden, önceliğimiz hepimizin hoşgörü, saygı, birlikte yaşam duygusunu önde tutacak duyarlılığı büyütmek olmalı” dedi.
Ersönmez, “Tüm toplumsal kesimlerin birlikte bu referandum sürecini anlayacağı, tartışacağı, ortaklaşacağı ve hür iradesi ile karar verebileceği güvenli bir ortam, hukuki bir zemin sağlanamadı. Yeni anayasanın eşit koşullarda tartışma platform ve zeminlerinin oluşmadığını hepimiz gördük.16 Nisan’da ve sonrasında toplumsal kesimleri, husumete düşürmeden cepheleştirmeden, ayrıştırmadan referandum sürecini sonuçlandırmak
hepimizin çıkarına olacaktır” şeklinde konuştu.
Bu anayasa değişiklik teklifi “toplumsal sözleşme”
değil, dayatmadır
“Anayasalar, toplumsal değişim taleplerine cevap verdikleri, ülkenin birikmiş ve yakıcı sorunlarına cevap ürettikleri, mümkün olan en geniş rıza ve mutabakata dayandırıldıkları ölçüde “Toplumsal Sözleşme” karakteri taşıyabilirler” diyen Ersönmez, “Bu anayasa değişiklik teklifi “toplumsal sözleşme” değil, dayatmadır. Bu anayasa değişiklik teklifi, görünüşte on sekiz maddeden ibaret olsa bile, aslında anayasanın tamamının, rejimin ve yönetsel modelin esastan değiştirilmesi, gücü ve iktidarı alabildiğine merkezileştirmek ve “TEK”leştirmek demek. Kuvvetler ayrılığının ortadan kalkması ve Türkiye’nin yüz yılı aşkın demokratik birikimine, parlamenter sistemine ağır bir darbe vurmak demek. Biz emekçiler, bu demokratik birikime ve mirasa sahip çıkıyor ve bu teklife “HAYIR” diyoruz” diye konuştu.
Özgürlüklerimiz ve çalışma
hakkımız tehlike altında
103 bin kamu emekçisinin keyfi biçimde gece yarısı KHK’larla sorgusuz sualsiz işten atıldığını ve on binlercesinin açıkta olduğunun altını çizen KESK Gaziantep Dönem Sözcüsü Ali Ersönmez, “Kamu emekçileri her gün, “Yeni bir KHK yayınladı mı? Ben de işten atıldım mı?” endişesi taşıyor. Kazanılmış haklarımız, diplomalarımız, sendikal hak ve özgürlüklerimiz, çalışma hakkımız tehlike altında. İşimiz; keyfi, hukuksuz, kuralsız biçimde elimizden alınıyor. Biz emekçiler, kuralsızlığa, hukuksuzluğa mahkûm olmamak için, referandumda “hayır” diyoruz” ifadesini kullandı.
OHAL VE KHK’ların sisteminde olup bitenlerin gelecekte olacakların habercisi olduğunu belirten Ersönmez, “Sendikalar, yüzlerce dernek, vakıf, gazete, dergi, televizyon ve yandaş olmayan ne varsa kapatıldı. Üniversitelere ve bilim insanlarına, barış isteyen akademisyenlere yönelim başladı. 5 binin üstünde akademisyen işten atıldı, akademiden uzaklaştırıldı. Eğitim alma hakkı engellendi. Bu kadar olup bitenin üstüne referandumda anayasa değişiklik paketi onaylanıp geçerse: bir kararnameyle var olan sendikalar, meslek örgütleri, dernekler kapatılabilir. Toplu pazarlık, toplu sözleşme düzeni ortadan kalkabilir. Kamu emekçilerinin iş güvencesi, kıdem tazminatlarımız, emeklilik ve sosyal ve güvenlik haklarımız bir talimatla yok edilebilir” diye açıklama yaptı.
Ekmeğimizi, iş güvencemizi
savunmak için hayır diyoruz
Ersönmez konuşmasına şöyle devam etti: “Grevler, sendikal eylem ve etkinlikler her türden hak arama mücadelesi suç sayılabilir ve yasaklanabilir. Getirilmek istenen anayasa, mutlak güvensizleştirme sınır tanımaz bir keyfilik, kuralsızlık ve bu güne kadar yaşadığımız hak gasplarını kat be kat artırabilir. Ücretlerin düşürülmesi, çalışma saatlerinin uzatılması, emeğin tamamen köleleştirilmesi demek. Biz emekçiler işimizi, ekmeğimizi, iş güvencemizi savunmak için hayır diyoruz.”
Ersönmez, “Anayasa değişikliğinin onaylanması demek; Kamusal alanların tümden tasfiyesine, kamu hizmetlerinin tamamen piyasaya açılmasına hız verilmesi, paralı kamu hizmetinin artması demek. Kadın emeğinin değersizleştirilmesi, kadınların kamusal alandan yeniden eve sürülmesidir. Bu anayasa değişikliğinin geçmesi, daha fazla kutuplaşma, cepheleşmenin oluşması demektir. Emek, demokrasi, barış, özgürlük ve ortak geleceğimizi savunmak için “Referandumda HAYIR diyoruz. Türkiye’nin ve sendikal hareketin gerçek ihtiyacı köklü ve derinlemesine bir demokratikleşme, laik, demokratik bir cumhuriyet ve bunu bağıtlayacak bir anayasadır. 16 Nisan referandumunun, ülkemizin demokratik, laik yaşamına, hukukun üstünlüğüne, adalet, millet iradesinin korunmasına, eşit yaşam eksenine, toplumsal barışa, “yarına güvenle bakabilmeye” katkı yapacak ”HAYIRLI” bir sonuç çıkmasını diliyoruz” ifadesini kullandı. Hüseyin Karataş
Toplantıda konuşa KESK Gaziantep Dönem Sözcüsü Ali Ersönmez, ““EVET” veya “HAYIR” cepheleşmesine asla düşmeden, önceliğimiz hepimizin hoşgörü, saygı, birlikte yaşam duygusunu önde tutacak duyarlılığı büyütmek olmalı” dedi.
Ersönmez, “Tüm toplumsal kesimlerin birlikte bu referandum sürecini anlayacağı, tartışacağı, ortaklaşacağı ve hür iradesi ile karar verebileceği güvenli bir ortam, hukuki bir zemin sağlanamadı. Yeni anayasanın eşit koşullarda tartışma platform ve zeminlerinin oluşmadığını hepimiz gördük.16 Nisan’da ve sonrasında toplumsal kesimleri, husumete düşürmeden cepheleştirmeden, ayrıştırmadan referandum sürecini sonuçlandırmak
hepimizin çıkarına olacaktır” şeklinde konuştu.
Bu anayasa değişiklik teklifi “toplumsal sözleşme”
değil, dayatmadır
“Anayasalar, toplumsal değişim taleplerine cevap verdikleri, ülkenin birikmiş ve yakıcı sorunlarına cevap ürettikleri, mümkün olan en geniş rıza ve mutabakata dayandırıldıkları ölçüde “Toplumsal Sözleşme” karakteri taşıyabilirler” diyen Ersönmez, “Bu anayasa değişiklik teklifi “toplumsal sözleşme” değil, dayatmadır. Bu anayasa değişiklik teklifi, görünüşte on sekiz maddeden ibaret olsa bile, aslında anayasanın tamamının, rejimin ve yönetsel modelin esastan değiştirilmesi, gücü ve iktidarı alabildiğine merkezileştirmek ve “TEK”leştirmek demek. Kuvvetler ayrılığının ortadan kalkması ve Türkiye’nin yüz yılı aşkın demokratik birikimine, parlamenter sistemine ağır bir darbe vurmak demek. Biz emekçiler, bu demokratik birikime ve mirasa sahip çıkıyor ve bu teklife “HAYIR” diyoruz” diye konuştu.
Özgürlüklerimiz ve çalışma
hakkımız tehlike altında
103 bin kamu emekçisinin keyfi biçimde gece yarısı KHK’larla sorgusuz sualsiz işten atıldığını ve on binlercesinin açıkta olduğunun altını çizen KESK Gaziantep Dönem Sözcüsü Ali Ersönmez, “Kamu emekçileri her gün, “Yeni bir KHK yayınladı mı? Ben de işten atıldım mı?” endişesi taşıyor. Kazanılmış haklarımız, diplomalarımız, sendikal hak ve özgürlüklerimiz, çalışma hakkımız tehlike altında. İşimiz; keyfi, hukuksuz, kuralsız biçimde elimizden alınıyor. Biz emekçiler, kuralsızlığa, hukuksuzluğa mahkûm olmamak için, referandumda “hayır” diyoruz” ifadesini kullandı.
OHAL VE KHK’ların sisteminde olup bitenlerin gelecekte olacakların habercisi olduğunu belirten Ersönmez, “Sendikalar, yüzlerce dernek, vakıf, gazete, dergi, televizyon ve yandaş olmayan ne varsa kapatıldı. Üniversitelere ve bilim insanlarına, barış isteyen akademisyenlere yönelim başladı. 5 binin üstünde akademisyen işten atıldı, akademiden uzaklaştırıldı. Eğitim alma hakkı engellendi. Bu kadar olup bitenin üstüne referandumda anayasa değişiklik paketi onaylanıp geçerse: bir kararnameyle var olan sendikalar, meslek örgütleri, dernekler kapatılabilir. Toplu pazarlık, toplu sözleşme düzeni ortadan kalkabilir. Kamu emekçilerinin iş güvencesi, kıdem tazminatlarımız, emeklilik ve sosyal ve güvenlik haklarımız bir talimatla yok edilebilir” diye açıklama yaptı.
Ekmeğimizi, iş güvencemizi
savunmak için hayır diyoruz
Ersönmez konuşmasına şöyle devam etti: “Grevler, sendikal eylem ve etkinlikler her türden hak arama mücadelesi suç sayılabilir ve yasaklanabilir. Getirilmek istenen anayasa, mutlak güvensizleştirme sınır tanımaz bir keyfilik, kuralsızlık ve bu güne kadar yaşadığımız hak gasplarını kat be kat artırabilir. Ücretlerin düşürülmesi, çalışma saatlerinin uzatılması, emeğin tamamen köleleştirilmesi demek. Biz emekçiler işimizi, ekmeğimizi, iş güvencemizi savunmak için hayır diyoruz.”
Ersönmez, “Anayasa değişikliğinin onaylanması demek; Kamusal alanların tümden tasfiyesine, kamu hizmetlerinin tamamen piyasaya açılmasına hız verilmesi, paralı kamu hizmetinin artması demek. Kadın emeğinin değersizleştirilmesi, kadınların kamusal alandan yeniden eve sürülmesidir. Bu anayasa değişikliğinin geçmesi, daha fazla kutuplaşma, cepheleşmenin oluşması demektir. Emek, demokrasi, barış, özgürlük ve ortak geleceğimizi savunmak için “Referandumda HAYIR diyoruz. Türkiye’nin ve sendikal hareketin gerçek ihtiyacı köklü ve derinlemesine bir demokratikleşme, laik, demokratik bir cumhuriyet ve bunu bağıtlayacak bir anayasadır. 16 Nisan referandumunun, ülkemizin demokratik, laik yaşamına, hukukun üstünlüğüne, adalet, millet iradesinin korunmasına, eşit yaşam eksenine, toplumsal barışa, “yarına güvenle bakabilmeye” katkı yapacak ”HAYIRLI” bir sonuç çıkmasını diliyoruz” ifadesini kullandı. Hüseyin Karataş