Gaziantep’te hayvancılık işletmesi alanında büyük yatırımların yapıldığını ifade eden Gaziantep-Kilis Bölgesi Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Yunus Emre Özdede, “Fakat son birkaç yıldan beri süt fiyatlarının istenilen seviyede olmaması ve yem ve diğer hammadde maliyetlerinin çok yükselmesinden işletmeler para kazanamaz hale geldi. Buda çok ciddi zararlara yok açtı ve kapanan çok işletme var ve kapanacak olanda var” dedi.
Acil önlem alınması gerek
Acil önlem alınması gerektiğini vurgulayan Özdede, “Eğer süt fiyatları yükselmez ve yem fiyatlarındaki yükselme devam ederse, işletmeler kapanmaya devam edecektir. Hükümetin son dönemde üzerinde durduğu bir konu istihdam. İstihdamın olması için çalışan işletmelerin para kazanması lazım. Çiftliklerin kapanması istihdam açısından sıkıntı yaratacak” şeklinde konuştu.
Üretilen süt Gaziantep’te çok
düşük fiyatlarla işleniyor
“Süt sektörü uluslararası süt firmalarının elinde” diyen Özdede, “Üretilen süt Gaziantep’te çok düşük fiyatlarla işleniyor ve hepsini de büyük firmalar alıyor. Ulusal Süt Konseyi’nin belirlediği fiyatlar üzerinden süt alınıyor. Geçen yıllarda süt veya yağ primi gibi primler veriliyordu, ama şimdi verilmiyor. 1,25 kuruş çiftlikten alınan süt marketlerde ne kadara satılıyor görüyoruz. Hastalıktan ari işletmelerin Gaziantep’te çok ciddi bir yere sahip. Hastalıktan ari işletmelerden bile kapanan oldu ve hastalıktan ari işletme belgelerini almak çok zor. Ari hastalık yok demek ve bunu almak belgelendirmek çok meşakkatli bir iş. 100 işletmenin içinde 16-17 ari işletme var demek o işletmenin ne kadar özel olduğunu gösteriyor. Ama bu özel işletmelerde para kazanamaz hale geliyorsa çok büyük milli değer kaybıdır” diye konuştu.
Nereden geldiği belli olmayan
sokak sütünün satılması yasak
Özdede, “Nereden geldiği belli olmayan sokak sütünün satılması yasak. Son dönemde yönetmeliklerde yapılan bazı değişikliklerle hastalıktan ari işletmelerin çiğ sütleri satışının önü açıldı. Hastalıktan ari işletmeler sütlerini doğrudan vatandaşa pazarlar hale geldi. Bakanlığın yaptığı düzenlemelerden bunlar çiğ sütünü daha sağlıklı bir şekilde satıyorlar. Bu işletmelerde satılan sütler +4 derece de soğutmalı ve bakanlığın belirlemiş olduğu şap veya tüberküloz gibi hastalıklardan ari olan bu işletmelerin sütleri direk vatandaşa çiğ süt olarak satılmasının önü açıldı. Bu sütlerin sokakta satılan sütlerden daha güvenli olduğunu düşünüyorum. Çünkü diğerinde sütün nereden geldiğini hangi şartlarda yapıldığını bilmiyoruz. Ama bu işletmelerimizin böyle süt satışlarına yönelmesinin nedeni toptan süt satış fiyatlarının düşük olması. Fiyatlar düşük olunca işletmeler perakende satışlarına başvurarak karını artırmayı planlıyor. Bu gibi işletmelere destek verilmesini düşünüyorum. Çünkü bunlar ülkemizin milli serveti ve çok ciddi yatırımlar var. Bakanlığımız da gerekli tedbirleri alacağını düşünüyorum. Bu işletmeler kurulurken birçoğu Tarım Bakanlığı’nın hibe desteğinden faydalandı. Dolayısıyla devlet hibe verip işletme kurduruyorsa bu işletmelerin ayakta kalıp ülkeye hizmet ediyor olması lazım. İşletmelerin kapanması hem devletin parasının boşa gitmesi demektir” ifadesini kullandı.
Türkiye, süt üretiminde dünyada 10. sırada
Türkiye süt üretiminde dünyada 10. sırada olduğunun altını çizen Özdede ama Türkiye’nin süt ürünleri ihracında 26. sırada olduğunu söyledi. “Bizim dillere destan peynirlerimiz var. Kars kaşarından, otlu peynire, Antep peynirinden Edirne peynirine kadar peynirlerimiz var. Türkiye’de 150’nin üzerinde peynir çeşidi var ama bunu ihracat yapıp dünyaya tanıtamıyoruz. Dünyaya ayrına tanıtan biziz ama süt ürünlerini ihracatta başarılı değiliz” ifadesini kullandı.
Süt ürünlerinin tüketilmesinin yaşı yok
Özdede, “Okul sütü projesi vardı ve ben sonuna kadar destekliyorum. Sütü nereden nasıl alırlar önemli değil, çocuklara günlük süt içerme açısından önemli. Şu anda devam etmiyor ama çocuklara her gün süt içirilmesi gerekiyor. Tabii muhalefet olmak için çocuklarda gaz veya alerji yaptı diye birçok haberler çıktı ama bunlar provokasyon. Süt ürünlerinin tüketilmesinin yaşı yok” diye açıklama yaptı. Hüseyin Karataş
Acil önlem alınması gerek
Acil önlem alınması gerektiğini vurgulayan Özdede, “Eğer süt fiyatları yükselmez ve yem fiyatlarındaki yükselme devam ederse, işletmeler kapanmaya devam edecektir. Hükümetin son dönemde üzerinde durduğu bir konu istihdam. İstihdamın olması için çalışan işletmelerin para kazanması lazım. Çiftliklerin kapanması istihdam açısından sıkıntı yaratacak” şeklinde konuştu.
Üretilen süt Gaziantep’te çok
düşük fiyatlarla işleniyor
“Süt sektörü uluslararası süt firmalarının elinde” diyen Özdede, “Üretilen süt Gaziantep’te çok düşük fiyatlarla işleniyor ve hepsini de büyük firmalar alıyor. Ulusal Süt Konseyi’nin belirlediği fiyatlar üzerinden süt alınıyor. Geçen yıllarda süt veya yağ primi gibi primler veriliyordu, ama şimdi verilmiyor. 1,25 kuruş çiftlikten alınan süt marketlerde ne kadara satılıyor görüyoruz. Hastalıktan ari işletmelerin Gaziantep’te çok ciddi bir yere sahip. Hastalıktan ari işletmelerden bile kapanan oldu ve hastalıktan ari işletme belgelerini almak çok zor. Ari hastalık yok demek ve bunu almak belgelendirmek çok meşakkatli bir iş. 100 işletmenin içinde 16-17 ari işletme var demek o işletmenin ne kadar özel olduğunu gösteriyor. Ama bu özel işletmelerde para kazanamaz hale geliyorsa çok büyük milli değer kaybıdır” diye konuştu.
Nereden geldiği belli olmayan
sokak sütünün satılması yasak
Özdede, “Nereden geldiği belli olmayan sokak sütünün satılması yasak. Son dönemde yönetmeliklerde yapılan bazı değişikliklerle hastalıktan ari işletmelerin çiğ sütleri satışının önü açıldı. Hastalıktan ari işletmeler sütlerini doğrudan vatandaşa pazarlar hale geldi. Bakanlığın yaptığı düzenlemelerden bunlar çiğ sütünü daha sağlıklı bir şekilde satıyorlar. Bu işletmelerde satılan sütler +4 derece de soğutmalı ve bakanlığın belirlemiş olduğu şap veya tüberküloz gibi hastalıklardan ari olan bu işletmelerin sütleri direk vatandaşa çiğ süt olarak satılmasının önü açıldı. Bu sütlerin sokakta satılan sütlerden daha güvenli olduğunu düşünüyorum. Çünkü diğerinde sütün nereden geldiğini hangi şartlarda yapıldığını bilmiyoruz. Ama bu işletmelerimizin böyle süt satışlarına yönelmesinin nedeni toptan süt satış fiyatlarının düşük olması. Fiyatlar düşük olunca işletmeler perakende satışlarına başvurarak karını artırmayı planlıyor. Bu gibi işletmelere destek verilmesini düşünüyorum. Çünkü bunlar ülkemizin milli serveti ve çok ciddi yatırımlar var. Bakanlığımız da gerekli tedbirleri alacağını düşünüyorum. Bu işletmeler kurulurken birçoğu Tarım Bakanlığı’nın hibe desteğinden faydalandı. Dolayısıyla devlet hibe verip işletme kurduruyorsa bu işletmelerin ayakta kalıp ülkeye hizmet ediyor olması lazım. İşletmelerin kapanması hem devletin parasının boşa gitmesi demektir” ifadesini kullandı.
Türkiye, süt üretiminde dünyada 10. sırada
Türkiye süt üretiminde dünyada 10. sırada olduğunun altını çizen Özdede ama Türkiye’nin süt ürünleri ihracında 26. sırada olduğunu söyledi. “Bizim dillere destan peynirlerimiz var. Kars kaşarından, otlu peynire, Antep peynirinden Edirne peynirine kadar peynirlerimiz var. Türkiye’de 150’nin üzerinde peynir çeşidi var ama bunu ihracat yapıp dünyaya tanıtamıyoruz. Dünyaya ayrına tanıtan biziz ama süt ürünlerini ihracatta başarılı değiliz” ifadesini kullandı.
Süt ürünlerinin tüketilmesinin yaşı yok
Özdede, “Okul sütü projesi vardı ve ben sonuna kadar destekliyorum. Sütü nereden nasıl alırlar önemli değil, çocuklara günlük süt içerme açısından önemli. Şu anda devam etmiyor ama çocuklara her gün süt içirilmesi gerekiyor. Tabii muhalefet olmak için çocuklarda gaz veya alerji yaptı diye birçok haberler çıktı ama bunlar provokasyon. Süt ürünlerinin tüketilmesinin yaşı yok” diye açıklama yaptı. Hüseyin Karataş