Atıp Tutarak Türkçe Konuşmanın Ucuzluğu…

YAYINLAMA: 17 Haziran 2015 / 20.00 | GÜNCELLEME: 17 Haziran 2015 / 20.00

Hep eskiden/maziden söz açıp duruyorsam tabii ki bu, bir özlem duyuşumdan… İleri yaşta oluşum ayrı konu… Evet, biliyorum,  ileri yaştakiler eskiye/geçmişe/maziye herkesten çok sarılır, özlem duyar ve söz eder. Ben de öyle yapıyorum, görüyorsunuz. Ama sakın ola ki, “ yaşlandı da dili düştü” yorumuna kapılmayınız. Ne dilim düştü, ne bedenim, diriyim, çalışıyorum çok şükür. Tek  -Ben de beğenmiyorum- kötü yönünüm/tutumum “daha çok seçici/dikkatli” olmam…  Bu da sanıyorum, öteden beri hep ideal/güzel olanı yakalama/sergileme heyecanımdan gelen bir huyum olsa gerek.


Hiç dikkatinizi çekiyor mu, radyo ya da TV’lerdeki spikerlerin sözcükleri laçkalaştırıp kendi kafalarına göre konuşmaları?  Kendi başlarına buyruk yeni bir konuşma türünü yaratmışlar kendi kafalarına göre… Hadi, sokaktaki kişi olsa/yapsa neyse… Tüm dünyanın önüne çıkıp güzelim Türkçe varken/dururken Arapça, Farsça, İngilizce sözcüklerle konuşmak… Konuşan da yaşlı biri olsa… Daha gençlik çağını yaşayan mikrofon/kamera önünde manken heyecanı içinde olan genç kızlarımız. İnanınız böyle bir güzellere yabancı sözcüklerle konuşmayı hiç yakıştıramıyorum.


Hani, Türkçemizi yabancı sözcüklerden arındırarak durulama, bulanıklığını giderme çabamız vardı Cumhuriyetin ilk kuruluşunda başlayan… Devlet adamlarımız Türkçe konuşma konusunda özenli davranır, seçici olur, yurttaş önüne öyle çıkardı. Şimdi siyasetçiler başta olmak üzere radyo, TV spikerleri Türkçe konuşmama yarışı yapıyorlar aralarında adeta…


Eskiden TRT Kurumu’ndan Türkçemizi çok güzel konuşan spikerler yetişir ve bu kişiler örnek gösterilirdi. Rahmetli Jülide Gülizar şu an aklıma gelen ilk ünlü spikerdi bu konuda… Tabii ki çok daha ad var. İlk yıllarda Türkiye radyoları, sonradan kurulan TRT Kurumu’nda olsun mikrofon ya da ekrana çıkarılan spikerlerin duru Türkçe konuşmaları konusunu çok ciddiye alırdı. Sonraları siyasal anlamda yönetimler gelip-giderken bu anlayış da tavsadı, sabote edildi. Hatta 12 Eylül sonrasında dilimize yerleşmiş, günlük yaşamımızda kullanılan kimi sözcüklerin TRT spikerlerince söylenmesi/kullanılmasına yasak getirildi. Ama en güzel Türkçe’yi de TRT spikerleri konuşuyordu. Tabii ki sağ elle sol kulağı gösterme durumundaki acayiplik… Ne diyeceksin, emir büyük yerden… Emir taş da kesiyor, baş da o dönem…


                                                                        ******


Seçim dönemi arkada kaldı. Bu dönemde siyaset yapanların yurttaş önünde nasıl bir dille konuştuklarına tanık oldunuz elbet? Hangi lider ya da siyasetçi Türkçe konuşma konusunda duyarlı davrandı? Bunlardan birinin 1960 yılında yaşanan askeri darbeden söz ederken aklına geleni diliyle söylerken hiç Türkçe konuşma sorumluluğu duymadığına tanık olmakla üzüldüm.


Siyasetçiler olsun, radyo/TV spikerleri olsun, 6 rakamını söylerken ALTI,  sıra 60’lı rakamlara gelince ATMIŞ diyorlar. Birincisinde doğru söylüyor da sıra 60’lı rakamlara gelince söyleyişlerinde ALTMIŞ diyecek yerde  “ATMIŞ” deyip  “desteksiz/sorumsuz atıyor”lar. Tabii ki, dikkat edenler önünde gülünç duruma düşüyorlar.


Bu sadece bir örnek… Günlük yaşamımıza bir bakınız, çoğu gençlerimizde Türkçe yazma/konuşma sorumluluk duygusu  -maalesef- yok. Bu da; şimdilerde TRT’nin ve özellikle de özel tv kanallarının Türkçeyi sahiplenmeyişlerinden  kaynaklanıyor  olsa gerek…


ALTMIŞ’ı   “atmış”  yapmak…  Bir kenara atılmış TÜRKÇE’nin peşine düşmek oldu benimkisi… Ne yaparsın ki, dil konusu kalıcı ve de seçici olmamız gereken bir alan…


 

Atıp Tutarak Türkçe Konuşmanın Ucuzluğu…