Derdim dünyadan büyük
Bir insan sadece kendi iç dünyasını bilir. Diğer insanların dış görünüşüne göre karar veririz. Eğer dişimiz ağrıyorsa, bu acı bize başkasının kanser hastalığından çektiği acıdan daha büyük gelir.
Adamın birisi çok acı çekiyormuş. Bu durum onu sefil bir hale getirmiş. Her gün Allah’a “Neden ben Allah’ım! Çevremdeki herkes çok mutlu gözüküyor. Neden ben sadece bu kadar acı çekiyorum” diye yakınıyormuş. Bir gün yine kendini çok çaresiz hissetmiş ve “Allah’ım lütfen benim bu acılarımı al. Bana başka birisinin acısını ver. Yeter ki beni bundan kurtar” diye dua etmiş.
O gece uykuda çok net bir rüya görmüş. Yaratıcının, “Herkes bütün acılarını tapınağa getirsin” dediğini duymuş. Herkes kendi acısını bir çantaya koyup tapınağa getirmiş. Çünkü herkes bu adam gibi kendi acısından şikayetçiymiş. Herkes de onun gibi bir başkasının acısını kabullenmeye razıymış. Herkes süslü çantalarla acılarını getirmiş. Bu adam da koşarak acısını getirmiş.
Sonra Yaratıcı: “Çantalarınızı tapınağın duvarlarının kenarına dizin” demiş. Bütün çantalar dizilmiş. Yaratıcı: “Şimdi herkes istediği çantayı seçip alabilir” demiş.
Çok ilginç bir şey olmuş. Her gün “Benim derdimi al, bana başkalarının derdini ver” diyen adam hızla koşup kendi çantasını geri almış. Bu arada herkes kendi çantasını alıyormuş. Kimse başkasının çantasını almak istemiyormuş. Ve herkes kendi çantasını aldığı için mutluymuş.
Peki insanlar neden böyle davranmışlar?
Birincisi herkes ilk defa başkalarının da derdi, acısı olduğunu görmüş. Hatta başkalarının çantası kocamanmış. Bu insanları kendi çantalarını almaya teşvik eden birinci sebepmiş.
İkinci neden de herkes kendi acısına alışkınmış. Kendi acısını tanıyormuş. Yıllardan beri beraber yaşıyorlarmış. Tanımadık bir acıyı almak riskliymiş. Bütün bunlardan dolayı herkes mesut ve mutlu bir şekilde evine dönüyormuş.
Ertesi gün adam “Rüya için sana şükrediyorum. Bana verdiğin her şey benim için iyi olmalı. Onun için onları bana verdin. Bir daha asla acılarım için sitem etmeyeceğim” diye dua ediyormuş.
Hayatta en kolay hissedilen acı başkasının acısıdır. Birisinin yüreği yanar, ağlar, inler ama bu bize çok basit gelir.
Eğer bir acımız varsa o acıyı sadece biz yaşıyoruz sanırız. Suriyeliler’in çektiği acıyı, Iraklılar’ın yaşadığı trajediyi anlamak kolay mı? Anlamak için yaşamak lazım. Dünya acısız, sıkıntısız bir yer değil. Gidin hastaneye acı görün. Gidin mezarlığa ölüm görün. Herkes acı çekiyor, herkesin sıkıntısı var. Herkesin acısı kendine büyüktür.
Acını dindirmeye çalış, ama şikayet etme. Halini düzeltmeye çalış, ama küfretme. Acını, derdini, sıkıntını sev. Unutma sen onlarla hayatı deneyimliyorsun.
Hiçbir sıkıntımız, sorunumuz olmasaydı, inanın hayat çekilmez hale gelirdi. Bütün sorunlar, sıkıntılar, acılar hayata lezzet katan baharatlardır. Yemeğin tuzu olmazsa tadı da olmaz. Diş ağrısı size dişin kıymetini hatırlatıyor. Sadece sorun, sıkıntı ve dertlerinizi anlayın. Sonra da çözün. Sakın biriktirmeyin. Derdini sevmeyen kendini sevemez. Sadece sevin. Gerisi zaten gelir.