Yok olma meditasyonu
Tibet’in manastırlarında binlerce yıldan beri kadim bir meditasyon öğretilir insanlara. Bazen ortadan kaybolmayı öğretiyor bu meditasyon. Gün içinde bir yere oturuver.
Gözlerini kapat. O anda bedeninin saydamlaştığını hayal et. Cam gibi şeffaf olduğunu canlandır gözünde. Sen dünyadan gittiğinde, sen var olmadığında, sen artık o mekanda olmadığında, sen tamamen saydam olduğunda dünyanın nasıl göründüğüne bak. Bir saniye de olsa yok olduğunu hisset.
Kendi evinde, işyerinde, bahçende yokmuşsun gibi ol. Bu meditatif bilgi der ki; Sadece düşün. Bir gün var olmayacaksın. Bu dünyadan göçeceksin, öleceksin. Sen gidince kuşlar ötmeye devam edecek, rüzgar yine esecek, dünya dönecek, güneş ve ay doğup batacak. Seni seven insanlar kahvaltı hazırlayacaklar, yemeklerini yiyecekler. Çocuklar okula gidecek, yazın tatil programları yapılacak. Sanki sen dünyaya hiç gelmemişsin gibi olacak. Bir vardın bir yoksun. Kadim bilgide denir ki; “Düşün, bugün gittin, yok oluverdin.
Hayalet gibi ol, ruh gibi ol. Oturduğun yerde yok oluver. ‘Artık gençliğe sahip değilim. Bir bedene sahip değilim. Bir benliğe sahip değilim, ben yokum’ diye düşün. Sen ölünce evdeki hayatın nasıl devam edeceğini hayal et. Bunu düşünürken içini büyük bir huzurun, sükunetin kapladığını göreceksin.
Ego sana, “Sen olmazsan her şey kötüye gidecek” der. Sende yarış atı gibi koşturmaya başlarsın. Hayatta hiç kimse vaz geçilmez değildir. Mezarlıklar kendini vazgeçilmez sanan insanlarla doludur. Vazgeçilmez krallar, amirler, komutanlar, başkanlar yerin altında uyumaya devam ederken onların bıraktığı dünya da dönmeye devam ediyor.
Sen başkaları için değil, kendin için vazgeçilmez ol. Ölmeden öl. Ölmeden ölünce hayatının anlamını kavrayacaksın. Sen yok olunca hiçbir şey aksamaz, korkma. Hayat boşluğu kaldırmaz. Bu dünyada yaptığın her şey kuma yazılmış yazı gibidir. Bir dalga ile silinirler. Dünyada kimse ebedi kalamaz. Hiç yaşamamışsın, var olmamışsın gibi düşün.
Bu çalışmayı 24 saat içinde bir çok defa yapabilirsin. Bir saniye bile o yok oluşu yakalasan harika bir olay olur. Sen yoksun ve dünya dönmeye devam ediyor. Senin yokluğunda hayatın devam etmesi egonu parçalar, yerle bir eder. Bu şekilde hayatın anlamını yakalar özüne ulaşırsın. Hayatta uğruna bir çok bedeller ödediğin yatların, katların, holdinglerin anında anlamını yitirir. Dairenin ortasına senin benliğin oturur. Sen merkeze oturursun ve yaptığın her şey sana mutluluk verir. Hadi ne duruyorsun. Denemeye başla.