Antep Yahudileri (1)
Ben Gaziantep’in Yahudi Mahallesi olarak isimlendirilen, Nuri Mehmet Paşa Camisi’nin karşısından Kalealtı’na kadar olan bölümünde doğdum. Dünyaya geldiğim ev, Havra’ya bitişikti... O, evden 5,5 yaşında ayrıldığım için sokakta oynadığım Yahudi arkadaşım ya da tanıdığım olmadı. Ancak, Kolej’e başladığımda Kolej’de benden üst ve alt sınıflarda Yahudi öğrenciler vardı ve onlarla bir araya gelirdim. Babam ise zaman zaman Cumartesi kutsal günleri olduğu için Yahudi komşularının ocaklarını yaktığını ya da elektrik düğmelerini açtığını anlatırdı zaman zaman.
İnternet yaygınlaşıp, Facebook icat olunca orada Özkul Arkadaş isimli Antepli Yahudi ile tanıştım. Daha önceki günlerde Özkul’un amcasının kızı Adel ile de arkadaş olmuştum. Hatta, Adel, -o zaman sağdı- Edebiyat öğretmeni Adil Dai’yi ne kadar sevip, saydığını dökmüştü Facebook sayfalarına...
2022 yılbaşında Özkul bir video paylaştı. Bu videoda Özkul çiğköfte yoğururken görülüyordu. Videoda ayrıca bir hanım, Özkul’u maydanozu ne kadar temiz yıkadığı konusunda sorguluyordu. Videoyu seyrettikten sonra hemen Annemin aklıma geldi: “Kızım, bu maydanozu kaç kere yıkadın yavrum? Dibinde kum veya çamurlu su kalmayıncaya kadar yıkadın değil mi canım?” dediğini duyar gibi oldum. Ve dedim ki: “Aman Allahım! Anteplinin Müslümanı, Yahudisi, Ermenisi aynı ayol...” Ve Özkul’u çiğköfte yoğurmak üzere yaz vakti evime davet ettim. Ayıp olmasın diye de “bunu okuyanlar da buyursunlar” yazdım. Ve 30 kişi “biz geliyoruz” dediler. Baktım ki olay boyumun çok fevkinde, hemen Ayşe Nur Yılmazer’e, yani Arsan’a devrettim seyahat planını...
Vadettiğim Özkul’un çiğköfte yoğurma olayı evde olamazdı... O nedenle Batıayas’ta pek sevdiğim “Ramazan’ın Piknik Yeri”ne aldım köfte olayını... Denizden 300 metre falan yükseklikte muhteşem orman ve açık havada, deniz manzarası olan bir yer burası... Ramazan Bey, Antakya Şehir Kulübü’nde çalışmış deneyimli bir aşçı aynı zamanda... Verdiği kahvaltı da süper... Ben ondan, birkaç çeşit meze aldım, çok başarılıydı. Kendim de bir şeyler hazırladım. Antepli Yahudi misafirlerime kebap ikram etmeyi düşünüyordum. Ramazan Bey: “Ayfer Hanım, siz Anteplisiniz, ben size et beğendiremem, etinizi siz getirin” dedi. Doğru söyledi! Belen’deki Kurtoğlu restoranın sahibi Gazi Bey vasıtasıyla istediğim gibi kebaplık et aldım.
Arsan otobüsü Gaziantep’ten çıkmadan evvel, biz Arsuz’dan Samandağ’a varmıştık bile... Ve buluşma gerçekleşti... Sarılmalar, öpüşmeler filan filan...
Bu Özkul, tam Antepli bir Arasa uşağı... Bildiği tekerlemenin, Antep deyişinin haddi hesabı yok... İşte bir tane yazayım ve buluşmamızı anlatmaya ilerdeki günlerde devam edeyim!
Sizin inne,
Bizim inne,
Gel gapıya hanek dinle,
Aşo, Maşo kişşş....
Sevgili hemşerim Adel, benim gibi yemek kitabı yazarı. Ve İsrail’de sürekli Gaziantep mutfağını anlatan konferanslar veriyor. Buraya gelmeden az evvel yine bir tanıtım festivaline katılmıştı.
Özkul çiğ köfte yoğururken, Viktorya ile ben kontrol ediyorduk…