BAZI YARALAR BEDENDE, BAZI YARALAR İSE ZİHİNDE İZ BIRAKIR

YAYINLAMA: 13 Mart 2023 / 21.02 | GÜNCELLEME: 13 Mart 2023 / 21.02

Travma tıp alanında ciddi yaralanma olarak geçerken psikoloji biliminde zihnen ve ruhen yaralanma olarak açıklanmaktadır. Travma, genel olarak, ruhu ve bedeni sarsan olayların ve olguların bütünü olarak açıklanabilir. Travma olarak nitelendirdiğimiz olayların bütünü geçmişten beri psikoloji biliminin ilgi alanına girmiş, günümüze kadar üzerinde çeşitli araştırmalar yapılmıştır. Travma kişide yoğun çaresizlik hissi eşliğinde fiziksel ve psikolojik açılardan işlevsel bir bozulma yaratan, benliği tehdit edici durumlardır. Peki çocukluk çağında psikolojik ve fizyolojik olarak tehdit edici etkiye sahip olabilecek durumlar ve olaylar neler olabilir? Ebeveynlerinden birinin ölümü, cinsel istismara uğrama, kaçırılma, ihmal ya da aşırı tutucu davranışlar, ebeveynlerin şiddetli bir boşanma yaşantısından geçmesi, başkasının ölümüne tanık olma, kaza sonucu yaralanmalar, doğal afetler, kronik ve şiddetli hastalıklar, şiddette maruz kalma vb. insanların neden olduğu ya da doğal olarak meydana gelen kontrol edilemez olaylar ve durumlar nedenler arasında gösterilebilir. Yetişkin bireylerde olduğu gibi çocuklarda da kontrol edilemez travmatik olaylara karşı yoğun çökkünlük, korku, endişe ve çaresizlik gibi duygusal karmaşalar gelişim düzeylerine göre farklı tepkiler ve belirtiler ortaya çıkarabilir.

Çocukluk çağında travmaya ilişkin belirtiler;

Uykuya dalmada zorluk, kabuslar yüzünden sık sık uyanma.

Odada tek başına yatmaktan hoşlanmama, karanlıktan korkma

Yaşanan travmayı bastırmak adına bahaneler uydurma

Ani öfke patlamaları ve duygu değişimleri

Yaşanan olayları hatırlatan sahnelerle karşılaşıldığında fizyolojik olarak rahatsızlık

Ebeveynlerden birine reaktif bağlanma göstererek ayrılmakta zorluk çekme

Dışarıdaki tüm uyaranlara karşı sürekli uyarılmışlık ve tedirginlik, ani seslerde panik hali

Yaşa uygun olmayan hareketlerde ve becerilerde bulunma (altını ıslatma, konuşamama vb.)

Eskiden keyif alınan uğraşlarla ilgilenmeme

Tırnak yeme, aşırı inatçılık gösterme, içe dönük olma

Daha önce normal tepki verilen olaylara, durumlara karşı anormal tepkiler gösterme.

Bilimsel araştırmaların birçoğunda travmaya maruz kalan bireyin beyin yapısında ve nöroendokrin sisteminde, bir tehdidin algılandığı esnada, gerçekleşen değişiklikler beyin görüntüleme teknikleri aracılığıyla incelenmiştir. Travmatik olaylar karşısında bazı hormonların hissedilen duyguların özelliğine göre devreye girip rol aldığı gözlenmiştir. Salgılanan biyokimyasallar aşırı uyarılmışlık yaratarak bireyin hafıza, uyku ve fizyolojik süreçlerine dair birtakım problemler ortaya çıkarmaktadır.

Hem fizyolojik değişimlerle hem de psikolojik yaralanmalarla işlevsellikte bozulmalara neden olan travmatik yaşantıların çocuk tarafından en az hasarla atlatılabilmesi için yetkin bir ruh sağlığı uzmanı ile iş birliği yapılması önerilmektedir.

TRAVMA KARŞISINDA ÇOCUĞUN ALGISI NASIL ŞEKİLLENİR?

Çocuklar olumlu/olumsuz her olay karşısında kendi benliklerine dair bir algı geliştirip inanç oluştururlar. Çocuklar başına gelen veya şahit oldukları travmatik olaylara karşın olumsuz benlik algısı geliştirebilirler. "Kötüyüm, beceriksizim, suçluyum." gibi olumsuz benlik algısını besleyen inançlar çocuğu derinden etkiler. Örneğin; annesinin ve babasının şiddetli boşanmasına tanık olan çocuk bu durum karşısında "benim yüzümden" algısı oluşturarak durum karşısında huzursuzluk hisseder.

Tüm bu algılar karşısında bakım veren nasıl davranmalı, nelerden kaçınılmalı?

Olaylar hakkında konuşmaktan çekinmemeli, çocuğun kendisini açmasına izin vermeli

Çocuğa karşı tutarlı ve bilgilendirici davranmalı

Duruma uygun teselli verirken şefkatli ve saygılı olmalı, çocuğun yaşadığı olay karşısında o andaki ihtiyacını fark etmeli

Disiplin konusunda hassasiyet göstermeli

Çocuğun korunması gerektiğini bilmeli, fiziksel ve psikolojik olarak ihmal ve istismara karşı önlem almalı

Evde, okulda ve oyun oynarken gözlemeli.

Travmatik olayların yoğun olumsuz etkilerinin yanı sıra, travmatik olayın içeriğine göre, birtakım olumlu bakış açıları geliştirilebilir. Örneğin; bir doğal afete tanık olan, kronik ve şiddetli hastalık yaşamış birey bundan sonraki yaşamı için pozitif anlamda bir içgörü kazanabilir. Bu durum daha çok yetişkinlerde gözlemlenirken çocuğun aynı travmatik olayı deneyimlemiş bir bireyle konuşturulması, yaşanan olay hakkında çocuğun bakış açısını değiştirerek psikolojik olarak rahatlamasını sağlayabilir.

BAZI YARALAR BEDENDE, BAZI YARALAR İSE ZİHİNDE İZ BIRAKIR