“KURT KIŞI GEÇİRİR AMA YEDİĞİ AYAZI UNUTMAZ” DİYENLERDENİM

YAYINLAMA: 17 Ağustos 2023 / 03.00 | GÜNCELLEME: 17 Ağustos 2023 / 03.00

17 Ağustos 1999 Gölcük depremi, tam 24 yıl önce bugün yaşanmıştı. Tüm ülkeyi müthiş bir üzüntüye, çaresizliğe, acıya gömmüştü.

Sonra, son 24 yılın en korkunç depremini 6 Şubat 2023’te, altı buçuk ay önce yine yaşadık. Gaziantep hiç alışık olmadığı bir korkuyla ve felaketle sarsıldı. Komşu kentlerimiz bizden de kötü durumdaydılar. Sosyal devletin sarıp sarmalayacağını düşünüp bir nebze teselli olacak insanlar, ilk şoku atlattıklarında ikinci şokla karşılaştılar. Anladık ki bize komşumuzdan başka dost yok. Battaniye yok, su yok, sığınacak bir dam yok, sıcak bir çorba yok, kuru bir ekmek yok, toplanılacak bir alan yok. Bolca korku var, iliklere işleyen soğuk var, lapa lapa kar, sicim gibi yağan yağmur var, bilinmezlik var, başıboşluk var, organizasyonsuzluk var, toplanma alanlarına yapılmış binalar var, büyük bir şaşkınlık var, acımasız bir şuursuzluk var, affedilmez bir “bananecilik” var, TV’lerde bol bol nutuk var.

Depremin ilk iki gününde yaşadıklarımı size anlatmak istiyorum:

Bizim mahallemizde çok yıkılan bina olmadı, ama komşularım o kadar şaşkın, o kadar çaresizdi ki hepimiz soluğu aşağıda, mahallemizin ortasındaki küçük parkta aldık. Kimimiz arabalarımızın içinde, kimimiz parkta, evden panikle çıkarken kaptığımız battaniyelere sarınıp, günün ışımasını bekledik. Daha sonra bazıları ayrılıp, arkadaşlarının tek katlı, daha güvenli bağ evlerine konuk olmak üzere gittiler. Kalanlar ne yaptı biliyor musunuz? O çaresizlik ve umutsuzlukta bile küçücük parkı karnaval alanına çevirdiler. Anteplinin o muhteşem komşuluk anlayışı vardır ya yokluğunu bile paylaşırken mutlu oluşu, dik duruşu. İşte o görülmeye değerdi. Mahallemizin meşhur fırını ve lokantası “Karahan Restoran” sabahlara kadar kapılarını, sığınacak araba bulamayan mahalle sakinlerine açtı. Hiç usanmadan yıllarca hizmet verdiği mahalleliye lahmacun, ekmek yetiştirdi. Telefonunun pili bitenlere şarj olanağı, ihtiyaç gidermek isteyenlere tuvalet, aç kalanlara yemek verdi. Lokantasını sürekli sıcak tuttu. Güler yüzle herkesin gönlünü hoş etti. Komşularımız kaşla göz arasında evlerine gidip getirdikleri karton bardaklarda demledikleri çayı ikram ettiler. Araba sahipleri tanımadıkları insanları ertesi gün, gün ışıyıncaya kadar arabalarında konuk edip, onları ısıttılar, “Benzin biterse ne yaparım” kaygısı gütmeden.

Kimi fazla battaniyesini, kimi parkta oturduğu, etrafını çarşaflarla çevirip ilkel bir çadır haline getirdiği bankı asla çekinmeden paylaştı. Ağlayan kundaktaki bebekler, kadın-erkek kocaman bir ailede elden ele dolaştı. Çocuklar korkmasın diye onlarla oyunlar oynandı. Parkın içinde birkaç yerde ateşler yakıldı, mucizevi şekilde bulunan odunlarla, o ateşlerin alevleri hiç sönmedi, aynı birbirlerine verdikleri umut gibi.

Seyahat acentası sahibi meslektaşlarım ve meslek örgütüm hemen bir araya gelip, deprem bölgelerine, çadır, karavan, kuru gıda, sıcak tutacak giyecek, battaniye yardımı yapmak üzere kolları sıvadı. Başka kentlere gitmek isteyenlere ücretsiz ulaşım, kalmak isteyenlere barınacakları ücretsiz oteller ayarlandı. Bir hızla organizasyonsuzluğu yok etmek istercesine, gelen yabancı ekiplere gönüllü çevirmenler bulundu. Depremde yıkılan otelin enkazında kaybolan rehber adayı gençlerimize, altın değerindeki vakti geçirmeden ulaşmak için, kepçeler ayarlandı, gönüllü ekipler kuruldu. Çok modern çadırlar, koli koli yardımlar yine bürokrasi engeline takıldı. Bir türlü organize olamayan kurumların müdahalesi çaresiz ve umutsuzca beklendi. Yıllarca devlete ödenen deprem vergileriyle alınıp böyle günlerde anında kurulması gereken çadırları, aş evlerini, sıcak kıyafetleri aradılar elbette ama eminim ki herkes şunu söyledi içinden: Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz.

“Türk insanın hafızası 26 günlüktür, 27. gün her şeyi unutur” derler ama bu acıyı, sorumsuzluğu, liyakatsizliği, beceriksizliği unutur muyuz? 17 Ağustos 1999 Gölcük depremi, tam 24 yıl önce bugün yaşanmıştı. Unuttuk mu? Ben Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz” diyenlerdenim. Tekrar tekrar bu acıları yaşamamak için size de aynısını öneririm.

“KURT KIŞI GEÇİRİR AMA YEDİĞİ AYAZI UNUTMAZ” DİYENLERDENİM
YORUMUNUZU YAZIN, TARTIŞMAYA KATILIN!
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *