Bütün bu kötülüklere rağmen nergis çiçeğim açıyor
Ameliyat olalı bir hafta oldu. Gözümün yumruk yemiş hali nisbeten geçti. Sayek Yaşam Merkezi’nde bir etkinlik vardı, oraya gittim. Çıkışta baktım, Sevgili İskender Abim nehir kenarında yürüyüş yapıyor, koşup sarıldım. İskender Sayek abimiz bir süreden beri rahatsızdı. Kendime üzülmedim hasta olduğumda ama İskender Abi’ye çok çok üzüldüm. O benim idolüm zira. İdolümün rahatsız olmasını istemiyorum, hep ayakta ve bizimle olmalı. Depremden sonra kurdukları, Füsun Sayek.org yaşam merkezi cıvıl cıvıl bir sivil toplum örgütü toplanma merkezi haline geldi Tüm sivil örgütler her türlü etkinliklerini orada yapabiliyorlar. Yaşam Merkezi’nde bir de elle dokuma atölyesi var. Orada ürettikleri bazı şeylerin de fotoğraflarını çektim. 25 Aralık’tan önce bir kermes vasıtasıyla satılacak. İçerisinde çeşitli keseler, çanta ve benzeri eşyalar var. Arsuz’da kaldırım yok; yollar berbat ötesi ve sanki deprem hiç bitmeyecekmiş gibi…
Lütfü Savaş, hiçbir hizmet getirmedi buraya, o nedenle de yollar kazılmazdı. AKP’li büyükşehir belediyesi her bir boru için ayrı kazıyor. Sonra kazılan yeri dolduruyor. Yağmur yağınca dolan yer, yağmur tarafından oyuluyor ve yollar Afrika’dan beter oluyor. Bütün bu kötülüklere rağmen nergis çiçeğim açıyor, ağaçlarım portakal dolu… birisi kan portakal, diğeri Washington.
Bu sene sirke koyduğumuz tuzak şişelerini-hastalık nedeniyle-vaktinde asamadığımız için mandalinayı sinek vuruyor. Yağmurda, rüzgarda veya kendiliğinden dökülüyor. Şahane bir reçel formülü edindim, düşen mandalinalardan efsane bir reçel yapıyorum, o şekilde değerlendiriyorum. Bütün kötülüklerden arınmamızı sağlayanlar çocuklardır. Sağlık ocağına giderken önümü çevirdiler, “ille de bizimle İngilizce konuş” dediler. Ben de kırmadım, birlikte vakit geçirirken çok eğlendik.





