Prof. Marchetti’nin duygusal anları…

YAYINLAMA: 29 Haziran 2015 / 20.00 | GÜNCELLEME: 29 Haziran 2015 / 20.00

Karkamış kazılarının 4’üncü dönem ilk basın toplantısı hayli heyecanlı ve renkli geçti.

Kazı başkanı Prof. Nicolo Marchetti ve Doç. Dr. Hasan Peker’in kazı ile ilgili açıklamaları heyecan yarattı. Buldukları, Aslanlı ortostat ve kanatlı boğa tasvirli ortostat gerçekten muhteşem. Ama çok kısa bir süre önce bulunan dört bacaklı yabani dağkeçisi tanrı ortostat tam bir bingo! Benzeri yok. Zeugma’da bulunan mozaik parçası ‘Çingene kız’ bütün dünyada nasıl bir fenomen olduysa, ‘Dört bacaklı yabani dağkeçisi tanrı ortostat’ın da aynı efekti yapması, dünya kültür mirasına armağan bu ortostatın da fenomen olması bekleniyor. Bizim arkeologlar, İstanbul’dan gelen arkeologlar ve uzman medya mensupları bu konuda hemfikirler.

Başka bir heyecan da, Assur Kralı II. Sargon’un sarayında bulunan parçalanmış silindir tabletler. Çivi yazısıyla günümüze ulaşan bu tabletleri kazı başkan yardımcısı Doç. Dr. Hasan Peker’le Doç. Dr. Gianni Marchessi  birlikte çözdüler. Bunun önemi şu: Antik dönemin henüz aydınlanamayan 800 yıllık bir tarihçesi var. İşte bu tabletler bu dönemin aydınlanmasına yardımcı olacak. Ayrıca tabletlerin tamamının bulunması da bekleniyor.

 

Basın toplantısının renkli geçen bölümü ise Prof. Marchetti’nin Bakan Başkan Şahin’in elinden ‘Fahri Hemşehrilik Beratı’nı alması oldu. Son derece duygulanan Prof. Marchetti, bu beratın önemini ne kadar iyi kavradığını konuşmasında yine duygulu ifadelerle dile getirdi.

Fahri Hemşehrilik Beratı takdim edilirken toplu resim çekildi. Resimde gözüme en çok sempatik tavırlarıyla Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu takıldı. Çünkü, Karkamış’ı en çok destekleyen oydu.

Diğer destekçileri de anmak isterim. Tabii ki Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Adil Konukoğlu ve 4 yıldan beri cömert yardımda bulunan Makine Mühendisi, İnta A.Ş.’nin sahibi İsmail Özhelvacı.

Asıl adını anmak istediğim biri var ki, en büyük destek ondan geldi, ama söz verdim ismini yazmayacağım. Belki gelecek sene fikir değiştirir hepsini birden yazarım.

 


 

TBMM Başkanını seçiyor…

Bugün başlıyor.

İlk iki tur bugün. Deniz Baykal seçilirse hiç şaşırmayın!

Seçilmezse, durum vahim! Hala protokol imzanlanmamış demektir.

Üçüncü turdan itibaren ‘Demokrasilerde çare tükenmez’ babından epey olasılık söz konusu…

Ama Baykal seçilecek gibi duruyor, tıpkı ‘Bütün yollar Roma’ya çıkar’ gibi!..

 

Siyasette bilinen bir kural vardır, çok eski, taa Mısır’da Firavunların zamanından beri uygulanagelir…

Bir mevkiye, makama istediğin adamı seçtiremiyorsan, rakip gelecekse o makama, o zaman öyle birisine destek vereceksin ki defolu olsun veya daha nazikane tabirle bilinen bir hatası olsun!

Bu neden gereklidir? Çünkü, ileride anlaşmazlık halinde önce tehdit, sonra şantaj, olmadı ‘faşşş’ ederek neticeye ulaşırsın!

 

Devlet adamlığı tecrübesi, donanımı, birikimi, kalıbı, yabancı lisan bilmesi her ne kadar yerindeyse de, Baykal her zaman II. kaset tehlikesi ile karşı karşıya bulunduğu için özlemini duyduğumuz demokratik meclisin arzu edilen başkanı olmayabilir.

Tekel mecliste değil de, çoğul mecliste başkanların önemi büyüktür.

Doğmamış çocuğa don biçmiş gibi oldum, ama testiyi sağlam getirmesi için de uyarımı herkes duysun istedim.
 

 

 

Baklavanın gerçek tarihi belli oldu!..

Basın toplantısında konuşmalar tamamlandıktan sonra Bakan Başkan ve kazı heyeti soruları yanıtladı. Böyle toplantılarda pek görülmeyen oldukça kaliteli sorular ve yorumlar geldi.

NTV Belgesel Yapımcısı gördüklerinden ve duyduklarından heyecanlanıp güzel bir yorum yaptı. “Bakan Şahin’in Gaziantep’in dünyaya hem arkeoloji, hem de gastronomi kültür kenti olarak tanıtılmasına gayret ediyoruz sözü beni çok etkiledi” dedi ve şunu ekledi: “Madem böyle, arkeoloji buluntularla gastronomiye yardımcı olmalı, o dünyanın yemek tatlarını keşfedip günümüze getirmeli…

Marchetti ve Peker, heyecandan olsa gerek, bu soruyu tam anlayamadıkları için bir yanıt veremediler.

Ben de bu fırsatı kaçırmadım ve soru sahibine bir not yolladım:

Bu sorunuzu ben yanıtlayabilirim. Karkamış, dünyada en lezzetli antepfıstığının yetiştirildiği bölgedir. İşte Hititler bunu bildikleri için fıstığın lezzetini baklavanın tadına katarak günümüze ulaşan bu olağanüstü tatlının öncülüğünü yapmıştır. Böylece baklavanın gerçek tarihinin 3 bin yıl öncesine kadar dayandığı anlaşılmıştır.”

 

Bu yorum ve buluş o kadar hoşlarına gitti ki, NTV pusulayı CNN Türk’e verdi, o da başkalarına derken İstanbul’dan gelenlerin çoğu okudu. Okuduklarına inanırlar mı bilmiyorum ama ben inanarak yazdım!

Kıssadan hisse: Mahmut Güllüoğlu, geçen gün yeniden restore ettirdiği ‘Baklavacı Dükkanı’nı açarken 19’uncu asırdan bahsediyordu. Yani, 130 senelik bir hikaye…

Biz, 3 bin seneden bahsediyoruz, bizim ki çok daha eski…

Prof. Marchetti’nin duygusal anları…