Değişmeyen yalnız ölüler ve delilerdir...

YAYINLAMA: 07 Temmuz 2015 / 20.00 | GÜNCELLEME: 07 Temmuz 2015 / 20.00

Kasaba politikacısı Celal Doğan’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verecek acaba nesi var ki, gidip özel bir görüşme yapıyor?  Türkiye bir gerilim ortamında. Gerilimi kaldırıp ülkeyi normalleştirmek gerekir. Seçim sonuçları koalisyona işaret etmiştir” diyor! Allah aşkına bunu söylemesi gereken, bu aklı vermesi beklenen adam Celal Doğan mıdır?

Zamanın Başbakanı Erdoğan, Gaziantep’e geldiğinde, Dr. Asım Güzelbey’le miting platformuna çıktığında, “Gaziantep, bizden önce bir kasaba görünümündeydi. Gaziantep’i kente benzeten, dönüştüren çalışmaları biz yaptık” dememiş miydi?

Şimdi, Türkiye’yi 12 sene aralıksız tek başına yöneten, zamanında Obama’nın en yakınındaki 5 liderden biri olarak anılan Erdoğan’ın Celal Doğan’ın hangi aklına, tecrübesine ihtiyacı olmuştur, tahmin etmekte zorlanıyorum.

 

Cumhurbaşkanı’ndan, “Gelip bir kahvenizi içmek istiyorum” diye randevu alınamayacağı açıktır. Ancak, “Önemli bir haber getiriyorum, o da şununla ilgili...” gibisinden bir bahane ile randevu alınabilir.

Nitekim, Celal Doğan, Erdoğan’la ne konuştuğunu açıklamamıştır. Açıklama olarak söylediği günlük tevatür, randevu için yeterli olamaz. Ama

Cumhurbaşkanı’na Gaziantep’in ekonomik sorunlarını iletmiş! Bak işte bu önemli! Hem de tam zamanında ve sırasında taşı gediğine koymuş!..

Belki Antep’e geldiğinde Cumhurbaşkanı’na iki arada bir derede arz ettiği ekonomik sorunlarımızı bize de söyler, bilgileniriz.

 

Celal Doğan’ı tanıyan birçokları gibi ben de, onun ‘rol kapmak’ istediğini düşünüyorum. Gündemde kalmak, yukarılara tırmanmak istiyor. Oysa Celal Doğan’ın yukarı tırmanmasına engel olacak, kurtulması mümkün olamayacağı ağırlıklar var sırtında!..

Ne oldu, ne değişti ki, son 11 senedir, ilerleyemeyen, sürekli gerileyen Celal Doğan’ın yeniden yıldızı parlasın, cumhurbaşkanı ile bir zamanların ünlü Henry Kissinger’ı gibi mekik diplomasisi ile sorunları çözsün?

Garip ve inandırıcı olmayan bir iş...

 

İlk açıklamasını da BBC’ye yapması manidar. Çünkü direkt bir gazeteci ile konuşsa, iş aşağı yukarı orada kalır! Diğer gazeteler ikinci elden haber yayınlamaktan hoşlanmazlar. Ama BBC’ye yapınca, oradan gelen açıklama bütün gazetelerde hemen yer bulur. Köylü kurnazları da bunu iyi bilir.

 

Belki de Celal Doğan artık bizim bildiğimiz Doğan değildir, değişmiştir!

Ona ben söylediydim, ama o kendi lafı gibi kullanmıştı: Değişmeyen yalnız ölüler ve delilerdir...

 

Lafın gerçek sahibi de, dünyanın en büyük haftalık aktüalite ve siyaset dergilerinden biri olan Alman Der Stern dergisinin şimdi hayatta olmayan genel yayın yönetmeni, Henri Nannen.

 

Değişmeyen yalnız ölüler ve delilerdir...