Küçücük de olsa bir umut var mıdır?
Korku, endişe hatta panik…
Canlı bomba korkusu yaşayan topun ağzındaki 6 kentin içinde Gaziantep de var.
Dün İstanbul’da metrolar hissedilir şekilde az yolcu taşıdı. AVM’lerde alışılan kalabalıklar yoktu.
Gaziantep’te de insanlar kalabalık yerlerde bulunmamaya özen gösterdi.
Bunun adına ne demeli?
İçeride ve dışarıda savaş halinde miyiz?
Yabancı basın IŞİD’e yapılan hava saldırısını ciddiye almıyor. (Lütfen karikatüre bakın.)
IŞİD’e ait bir internet sitesinde, uçakların terkedilmiş bir karargahı bombaladıkları, kayıplarının söz konusu olmadığı şeklinde açıklama yer alıyor.
Yalan diyeceğim ama aynı gazete IŞİD’e ait bir iş makinasının sınırımızda hendek kazdığını gösteren güncel bir resim yayınlıyor. Saldırıya uğrayan bir terör örgütü böyle mi davranır?
Hava harekatının neden yapıldığını artık tartışmamıza bile gerek kalmadı. Türkiye tekrar seçime bu kez değişik bir yöntemle hazırlanıyor!
Tutar mı, tutmaz mı bilemiyorum.
Dün yayınlanan anketlerde ki sonuç AK Parti’ye 7 Haziran’ı aratacak gibi…
Ancak, bundan memnun olmak mümkün değil, çünkü şiddet artacak, ta ki anketler istenen sonuçlarını cvrinceye kadar!..
Nitekim dün Erdoğan’ın açıklamaları bu tezi doğrulayacak mahiyette.
Yargıtay’ın HDP’ye “parti kapatma” incelemesi başlatması üzerine Çin Halk Cumhuriyeti ziyareti öncesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan iddiaya ilişkin ilk yorum geldi.
Erdoğan: ”Parti kapatmalarını doğru bulmuyorum fakat partinin yönreticilerin bu işin hesabını vermeliler. Tüzel değil gerçek kişileri muhatap almalıyız. Bunların dokunulmazlık zırhından arındırmaları suretiyle de, ‘Senin sırtını dayadığın yer terör örgütü mü?’ bunun bedelini ödeyeceksin demek lazım.”
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş: " Ne olursa olsun barış dilinden taviz vermeyeceğiz. Saldıracaklar. Aman bu tuzağa düşmeyelim. Tek başlarına iktidar olmalarının yolu HDP’nin tasfiyesinden geçiyor. Partileri halk açar, halk kapatır. Bugün bize yüzde 13 oy vermiş olanlar yarın yüzde 1 de verebilir, saygı duyarız, partimizi kapatılmış sayarız. 'Dokunulmazlık' mı diyorsunuz? 80 milletvekili arkadaşımla birlikte yarın dokunulmazlıklarımızın kaldırılması için biz kendimiz dilekçe veriyoruz Parlamentoya.”
Geçmişte yaşanılan benzer sıkıntı ders olmamış olmalı ki, tarih tekerrür edecek!
25’inci dönem parlamentosunda erken seçimi isteyen acaba kaç parlamenter vardır?
Bu sorunun samimi ve gerçekçi cevabı ‘sıfır’dır!
Uzun ve meşakkatli bir çalışma devresinden sonra Ankara’ya gelmişiniz. Dünyanın parasını harcamışınız. Rozeti takıp ilk 3 aylık maaşınızı da almışınız. Ona göre harcamalarınızı ayarlamışısız, ev bulmuşunuz, varsa coçukların okul durumunu, eş çalışıyorsa, Ankara’ya naklini ve daha aklıma gelmyen bir sürü meseleyi halletmişiniz, hafiften bir rahatlama hissederken o da ne? Haydi tekrar seçime!..
Allah aşkına, kim ister bunu?
Ekonomi olumsuz sinyaller verirken, ihracat topallarken, Türkiye’nin her tarafından kızgın şikayetler yağarken haydi tekrar seçime? Gidip de gelmemek var, düzenin tümden alabora olması, öngörülemeyen sıkıntılar, olacak iş mi yani!..
Bir kişinin frenlenemeyen kaprisi yüzünden ülke telafisi mümkün olmayan zararlar görecekmiş, iç savaş çıkacakmış, insanlar perişan olacakmış, ne gam!
Mesala, çıkmaz mı parlamentodan acaba 25 kişilik bir AK Parti grubu, bir deklarasyon yayınlasınlar, Cumhurbaşkanı’na sevgi ve saygıları sunsunlar, ülkenin içinde bulunduğu olağanüstü endişe verici durumu dile getirerek, zatıalilerinin makam sınırlarına çekilmesini en nazik şekilde talep etseler…
Keşke yapabilseler, çok şey değişir, kahraman olurlar.
Ne dersiniz, küçücük de olsa bir umut var mıdır?
Alman karikatürist Klaus Stuttmann, çizgisiyle Türkiye’nin Kuzey Irak’a yönelik hava saldırılarını eleştirdi.
Stuttmann, çizgisiyle “Türkiye Cumhuriyeti tarafından IŞİD hedef gösterilse de bombaların aslında PKK’ya atıldığını” vurguluyor. Hedeften sorumlu pilot kabininden “IŞİD’e ölüm” sesi yükselirken, bombaların üzerinde “PKK’ya ölüm” yazıyor.