En çok kendine güven
Herkesin içinden çıkılması zor ve karmakarışık diye nitelendirdiği bazı anlar yaşadığı olmuştur hayatında. Tam da bu noktada insan, belirlediği yol doğrultusunda kendisine fikir verecek, danışacak samimi bir yüz veya içten bir ses arar.
Bazen, mantıksal bir çerçeve içerisinde ama çoğu zaman duygusal yakınlığa bağlı olarak yönelir insan ister istemez birilerine. İşte, bu yönelimi belirleyen ise, güven diye nitelendirdiğimiz kavramdır.
Güven duygusunu hissettiğimiz kişileri sever ve onlara karşı müthiş bir saygı duyarız genelde. Güvenin, çoğu zaman hayati önem taşıyan ihtiyaçlarımız kadar önemli ve var olması gerektiğini düşünürüm hatta. Çünkü hayata gözlerini açtığı anda başlar bu duygu ve yaşadığı süreçte de devam eder.
Bir bebek, güveni ilk, annenin sesi ve kokusu ya da ilk dokunuşunda hisseder mesela ve sonra ister istemez oluşan bu bağlılık ve güven yoğunluğunu, hayatının her alanında aramaya başlar.
Hemen hemen hayatımızın merkezine aldığımız bu kavramla ilgili ufak da olsa bir sorun yaşadığımızda ise, bu duygu gittikçe eksiliyor ama hiçbir zaman tam anlamıyla bitmiyor.
İnsan, tüm içtenliğiyle güven duyduğu kişilerle, her türlü işbirliği içerisine girer sorgulamadan ama bu duygu bir kere kırıldı mı, tamamen onarılması da imkânsız oluyor ne yazık ki. Bir kuş misali, ürktü mü geri gelmez kolay kolay belki ama ölmez de aynı zamanda.
Ama yine de, “Ben artık, kimseye güvenmiyorum” diyemiyor mesela insan. Güvenir çünkü. Güvenmelidir de aslında.
Her dakika, çevremizdekilerle etkileşim içerisinde olduğumuz için, bu duyguyu, hayatımızın her anında kullanırız neredeyse. İlk defa karşılaştığımız, konuştuğumuz bir insanın iyi olabileceği düşüncesi, ilk defa yemek yediğimiz bir lokantanın yemeklerinin eşsiz ve tam da damak tadımıza uygun olabileceği düşüncesi, ilk defa bindiğimiz bir taşıtta dahi hissettiğimiz veya işe alımın ilk sürecinde bile, insanlarda beliren ilk şey, yine güven duygusudur aslında.
Peki, girdiğimiz bir mağazada, sunulan çeşitli ürünler arasında bizi ilk seçeneği yapmaya iten, yine güven duygusu değil midir? Ve daha sayılamayacak kadar çok örneği bulunan durumlar var bu duyguyu yaşadığımız.
Yaşantımız içerisine, bu denli dâhil ettiğimiz güven kavramının eksikliği de birçok problemin oluşmasına yol açabilmektedir doğal olarak.
Ama yine de insan, en çok kendisine güvenmelidir bence. En çok kendisini sevmeli, kendisine inanmalı ve kendisine saygı duymalıdır. En çok kendisine değer vermelidir veya. Kendine güvendiği ölçüde insan ilişkilerinde olabildiğince temkinli davranır.
Olaylara daha ılımlı yaklaşır ve çevresinde daha yüksek bir motivasyona sahip olur.
Güven, hissedilen bir ihtiyaç olmasının yanında, içten bir bağlılık demektir. Her türlü işbirliği ve daha da önemlisi sadakat demektir.