Sen de uyuyor musun?
Ünlü Sufi Üstadı Bayezid bir köyü ziyaret ediyordu. O çevrede yaşayan herkes Bayezid’in geldiğini duyunca onun sohbetine katılmak için o köye koşturmuştu. Akşam olunca Bayezid büyük bir kalabalığa vaaz ediyordu. Tam ön sıralarda oturan Hasan adında bir öğrencisi sürekli uyukluyordu.
Bayezid sohbetin tam en tatlı anında “Hasan uyuyor musun?” diye sordu. Öğrenci Hasan irkilerek gözlerini açtı ve “Hayır, hayır, uyumuyorum efendim, ne uyuması?” dedi.
Bayezid konuşmaya devam etti. Aradan biraz zaman geçince yorulmuş olan Hasan’ın göz kapakları gene kapanıverdi. Üstad Bayezid gene “Hasan uyuyor musun?” diye sordu.
Hasan ilk önceki tepkileri göstererek doğruldu ve daha yüksek bir ses tonu ile “Hayır, efendim. Uyumuyorum. Neden bana sürekli uyuyup uymadığımı soruyorsunuz ki?” dedi.
Vaaz olanca güzelliği ile devam ediyordu. Herkes mest olmuş, Bayezid gibi bir üstadın tatlı sohbetinin havasına girmişti. Kimseden ses, seda çıkmıyordu. Herkes pür dikkat üstadı dinliyordu. Hasan daha fazla dayanamadı ve yine uyuklamaya başladı. Üstad Bayezid tam bu sırada “Hasan, yaşıyor musun?” diye sordu.
Hasan yine irkilerek “Hayır, efendim, ne münasebet?” dedi. Hasan yarı uykulu olduğu için Üstadın sorusunu anlamamıştı ve her zaman ki cevabı vermişti. Üstad Bayezid “İşte şimdi doğru bir cevap verdin, Hasan” dedi.
Maalesef toplum olarak, birey olarak derin bir uykudayız. Herkes, hepimiz uyuyoruz. Uyuyan bir insanın yaşaması mümkün değildir. Çünkü uyku yarı ölüm halidir. Uykuda sadece fiziksel aktiviteler rölanti halinde devam eder. Bizi kapitalizm uyutuyor.
Tamamen bir tüketici toplumu olduk. Reklamlarda ne isteniyorsa onu tüketiyoruz.
Bizi siyasiler uyutuyor, onlar ne derse aynısını yapıyoruz.
Bizi sosyal medya uyutuyor, bütün zamanımızı çalıyor.
Hiçbir devirde insanlık bu kadar derin bir uykuya dalmamıştı.
Çevremizde savaşlar oluyor, ama sesimiz çıkmıyor. İnsanlar açlıktan ölüyor, ama sıranın bize de geleceğinin farkında değiliz.
Dünyada çevre katliamı yapılıyor, fakat biz hiç görmüyoruz.
Hırs, açgözlülük, çıkarcılık, bencillik almış başını gidiyor. Herkes tam bir teslimiyet içinde… Milyarlarca insan uyumasa bütün bu adaletsizlikler, savaşlar, katliamlar olur muydu?
Güçlü zayıfı eziyor ve biz uyuyoruz. Hırs gözümüzü bürümüş ve mezara götüremeyeceğimiz şeyleri biriktirmekle meşgulüz. Bizi bu derin uykudan uyandıracak Bayezid gibi üstatlar da yok. Uyanık olan, sorgulayan, araştıran insanlara çok ihtiyaç var.