Eskiye özlem
Kaptan pilot son model bir Boeing uçağını kullanıyordu. A.B.D’de bir eyalettin üzerinde uçmaktaydı. Yanındaki yardımcı pilota çok güzel bir vadiyi gösterdi. “Şu mavi noktayı görüyor musun?” diye sordu. Ve konuşmasına devam etti. “Küçük bir çocuktum. Ayağımda giyecek bir ayakkabım bile yoktu. Çok fakirdik. O gölün kenarında bir sandalın içinde oturur balık avlardım. Balık avlarken ne zaman bir uçak geçse başımı kaldırır ve o uçağın pilotu olmayı hayal ederdim. Yıllar çabuk geçti, çalıştım ve pilot oldum. Ama şimdi ise aşağı bakıyor ve balık tutmayı hayal ediyorum.”
Hayatta hep kaybettiğimiz güzellikleri ararız. İnsanlar çoğu zaman ellerindekinin kıymetini bilmezler. Çocuk iken pilot olmayı hayal eder, pilot olunca da çocukluğundaki gibi balık tutmayı özlerler.
Bir doktor dostumuz vardı. Yıllar önce trafik kazasında vefat etmişti. Kendisi köylü çocuğuydu. Maddi durumu çok iyiydi. Hanımı, oğlu, kızı, gelini hepsi hekimdi. Bu doktorun yüzlerce dönüm arazisi vardı. Altında son model arabası ve villası vardı. Ama o her fırsatta geçmişini anlatıp dururdu. “Lisede okurdum. Tatil dönemlerinde köye giderdim. Benim abam ve çarığım duvarda asılı dururdu. Daha gider gitmez o kıtlık yıllarında abamı ve çarığımı giyer öküzlerle çift sürerdim. Sabah çift sürmeye başlar ikindiye kadar çalışırdık. İkindi vakti hayvanları eve getirir ahıra bağlar ve yemlerini verirdik. İşimiz bitince amca oğulları ile kendi ellerimizle yaptığımız taş misketlerle oynamaya başlardık. Elimizle öküz dışkısını düzeltir, üzerinde misket oynardık. Ahh ahhh! O günler ne güzeldi” der dururdu.
Aslında özlediği şey dışkıyı düzeltip üzerinde misket oynaması değil, özlediği şey çocukluğuydu, ergenliğiydi.
Hayat böyle kısır döngülerle doludur. Ünlü olmadığın zamanlar üzülürsün, kendini dışlanmış hissedersin. Çok çalışırsın ünlü olursun, ama bu sefer de yolda yürüyemezsin. Herkesin dikkati senin üzerindedir. Bunun için pişmanlık yaşarsın. “Keşke ünlü olmasaydım” dersin.
İnsan zihni asla anda mutlu olmak için izin vermez. Mutsuz olmak için bahaneler bulur. Sizin bugünü yaşamanıza razı olmaz. Sizi ya düne götürür ya da geleceğe taşır.
İnsanlar çoğu zaman oldukları durumdan ve konumdan memnun olmazlar. Yaşlı dedelerin ve ninelerin “O eski bayramlar ne güzeldi” demesi hep geçmişe özlemdir. Halbuki eski bayramlarda yokluk vardı, kıtlık vardı, fakirlik vardı. Şimdi insanlar daha varlıklı, daha zengin, daha rahat… İnsanlar kaybettikleri güzellikleri hatırladıkça geçmişe özlem duymaya devam edecekler.