Dilenciler
Hemen her gün geçtiğimiz sokak ve caddelerde dilenci sayısının gün geçtikçe biraz daha arttığını görüyoruz. Hatta bazı zamanlar o kadar sık karşılaşıyoruz ki, kim gerçekten yardıma muhtaç ya da değil diye hiç umursamadan önlerinden geçip gidiyoruz öylece.
Özellikle parklarda, trafikte, sokakta insanların en yoğun olduğu yerlerde ve otogarlarda daha sık rastlıyoruz bu kişilere.
Sokakta kolay para kazanma beklentisi içerisinde olan insan sayısı son zamanlarda çok arttı. Bunu gerek haberlerde gerekse bizzat yaşayarak duyuyor ve görüyoruz. Bu yüzden kimse kimseye güvenmiyor doğal olarak.
Bakıyoruz bazı insanlar dilenmeyi bir alışkanlık haline getirmiş. Bazılarında ise neredeyse hastalık derecesine gelmiş artık. Ama yine de günümüz yaşam koşullarını göz önünde bulundurduğumuzda, çoğu dilenci gerçekten yardıma muhtaç. Bu da işin görmek istemediğimiz tarafı sanırım.
Gaziantep’te çöp konteynerlerinin yanında saatlerce oturan çok insana rastlıyorum gün içerisinde. Küflenmiş ve kesinlikle yenilecek durumda olmayan yiyecekleri ellerine almış, başları önlerine eğik şekilde yemek artıklarını ellerinde tutuyorlar. Bu insanlar o yiyecekleri gerçekten yiyor mu ya da yer gibi yaparak duyguları mı sömürüyorlar bilmiyorum açıkçası. Ama neredeyse her gün aynı manzara ile karşılaşmak bir süre sonra rahatsız edici bir durum oluyor maalesef.
Çoğu ülkede olduğu gibi Türkiye’de de yoksulluk, göç, kentsel geçim olanaklarının daralması, dayanışma ağlarının zayıflaması, işsizlik, eğitimsizlik, sağlıksızlık gibi yapısal faktörlerin önü alınmadığı sürece dilencilik ne azalacak ne de ortadan kalkacak. Ve yine her gün görmek istemediğimiz bu tarz manzaralarla karşılaşmak durumunda kalacağız.