Okuyan Bilir Şiire Dönüşen Denizleri!
Okudukça okumaya alışıyorum. Okumaya alıştıkça, kendine çekiyor beni yeni hayatlar. Okumayı seviyorum! Sevdikçe okumayı, anlamını duymadığım yeni etkileri içimde görüyorum. Okudukça, enteresan imgelerin uçuşuna seyre dalıyorum. Daha uzun, daha şirin, belki de özlem dolu yarına yolculuk başlıyor okurken. Okudukça dehşetli, müthiş, imkânsız ama olan birçok şeylerin varlığına ulaşıyorum.
Okudukça, uzak güneşli gökyüzüyle konuşulacakların varlığını fark ediyorsun. Karanlık uzayın en derinliklerine kadar dalıyorsun ve bunlar en soğuk güneşleri sevgiyle çerçeveliyor. Sisli boşlukta seslenen şiiri, o görünmeyen gezegendeki gümbürtülü sesi ve de hassaslığı yüklenen kavalın ritmiyle büyüleniyorsun.
Okurken, hiç olmadık ve hiç beklemedik birçok yaşamın kıyısına taşırsın. Ve bu karşılaşmalar sana yeniden okyanusu hatırlatır; yeniden yeniden kum tanelerinden büyüyen sahillerin özgürlüğünü koklarsın.
Bir açarsın kitabı dolu dolu, hiç bitmeyecekmiş gibi geçmiş ve gelecek. Okuyunca bazen bir sinemacı, olmadı Hamlet, olmadı edebiyatçı ve olmadı Homeros karşılar seni. Küçücükken, kocaman olur anlamlar ve kozmosun tanecikleri yüksek surların gücüne varır. Bazen sus pus eder seni kitaplar; sadece bakışırsın, dalarsın ve kayıp olursun güzellikler toplaşırken orada.
Okudukça, anladıkça, derinleştikçe ve kavradıkça daha da büyür önündeki sonsuz boşluk; daha da çekici gelir sana yeni ufuklar. Dağlar en yücesinden ritmini sunar; ormanlar, kırlar, bayırlar ve sen o zaman hissedersin okumanın yaşam olduğunu. Hem de en özgüründen, en eşitinden ve en barışçısından…
Okumak: Bazen seni senden almalı, seni sana götürmeli ve kafana büyükçe bir balyoz indirmeli; bildiğin tüm çürümüş merdivenler, tüm uyduruk çıkışlar, ezber bilgiler bir anda sarsılmalı. Gerçek olana, hakiki olana, yeni olana, doğaya ve insana hizmet edene seni sürüklemeli; seni mutlak suretle büyük yollara düşürmeli.
Okumak, sadece bir hobi ya da sadece bir görev değildir, ya da bir sosyal sınıfın mülkiyeti olamaz. Okumak, bilmediğini, tanımadığını, göremediğini, duyamadığını birçok yaşamdan alıp sana vaat etmeli. Okumak: Tepesinde kılıcıyla duran efendiyi görmektir. Bir çok varlığı, tarihsel değerleri, savaşı, birçok barışı ve asil dirilişleri hissedebilmektir. Ve onları geleceğe taşıyabilmektir.
Okuyan kurtulmaya başlar: Uzaklaşman gereken birçok yükten sıyrılırsın; çok derinlere, çok uzaklara, çok ve yüksek ufuklara doğru süzülür hikâyen. Okumak: Ruhumuzu, bedenimizi, yüreğimizi, bazen benliğimizi sinsice kirleten ve varlığımıza derinden sirayet eden kötü karanlığın bizi kul köle yapmasına ayak diremektir.
Okumak: doğamıza, insan var oluşuna ve öze aykırı olan her yalana dolana yabancılaşmaktır; insanın kendi sonsuzluğu ile gülüşmektir; iyi değerlere, iyilik büyüten hücrelere emin adımlarla koşmaktır; ve o hücrelerin en güzel, en ince ruhluları ile hayatı örgütlemektir.
Okumak, hayatın yerli yerinde durmaktır. Hayata köprü olanları: Sokrates’i, Nietzsche'yi, Jane Austen’u, Rosa Parks’ı ve insani değerleri büyüten görkemli zihinleri kucaklamaktır; barışın, adaletin ve hukukun hüküm sürdüğü; sömürünün yok edildiği ve acı akan matemlerin sona erdiği bir dünya uğruna başını eğmemektir.
Bu gün yaşamı daha çok seviyorum! Çünkü her gün, daha yeni şeyler okuyorum. Var olan her rengi, her tonu, her sesi, her güzelliği ve her farkı çok yakınımda ve içimde kıpır kıpır hissediyorum. Okudukça, horon, zeybek, halay, hora ve müzik sevinçle buluşuyor yüreğimde.
Okumayanlar, ne yaptı ki? Ne kattı ki evrene? En çok ihtiyacımız olan şey: Okumak, daha çok okumak ama daha çok anlamak. Belki de okudukça uzak sandığımız hakikatin yanı başımızda konumlandığını, lekelenmeyen zengin rezervlerimizin bilincine varacağız.
Belki yaşamayacağımız birçok şeyi; okurken doyasıya, içimize ve ruhumuza doluşturarak görmüş olacağız. Ulaşamayacağımıza inandığımız birçok duyguya, duyusal birikime, akli ve zihne birikime ve insanlığın ortak yaratmış olduğu en yüce değerlere el atmış olacağız.
Okuyan hisseder, kavrar, anlar, özgürleşir, dönüşür ve dönüştürür. Okuyan, insan kıyımına, şiddete, nefrete, öfkeye ve savaşa boyun eğmez. Okudukça çoğalır barışın ve güzel değerlerin mevsimleri. Okumakla yeşerir saygın sevgiler, en samimi dostluklar ve en sınırsız özgürlükler.
Okuyan bilir, şiire dönüşen denizleri!