Artık Durdu Bütün Büyümeler!

YAYINLAMA: 08 Şubat 2024 / 00.00 | GÜNCELLEME: 07 Şubat 2024 / 17.04

(6 Şubat Depremi Sürüyor…)

Bir yıl önce dikine büyüyen ve enine üst üste bindirilen kentlerin ve de “parasal doymazlığın” enkazında kaldık. Bir yıl önce kış bahara dönmedi, bahar yaza, yaz ise güze bir daha varamadı. El birliği ile çoğaltılan kötülük, aç gözlülük ve yalan yanlış üstümüze çöktü, topluca zehirli hırsların altında kaldık. Mahallemiz bir daha olmadı, yüz binler kırık yasını arkasında bırakıp yollara düştü, kasabalarda düğün nişan da olmadı, çeşme başında sevdalılar bakışamadı. Yüzlerde ne bir selam ne bir neşe ve ne bir gülüşe rastlandı.

Artık oynadığınız sokak, uyuyakaldığımız komşu sediri, üstünden atladığımız harman yeri çitleri, gizlendiğimiz kümes, hasret gidereceğimiz dostlarımızın çoğu bir daha olmayacak. “Sen onla, ben senle” bir kez daha göz göze gelemeyeceğiz. Sırt üstü uzanıp, “bir yıldız daha bir yıldız daha” kaydıramayacağız. Gersin geri döndüğümüz çocukluğumuza sarılamayacağız.

Bir yıl önce kara beton oydu gözlerimizi. İnsanın kendi eliyle yarattığı koyu gölgeler ve çürük zihniyet girdi yaşamla aramıza. Hiçbir şey duyulmadı, uyanmadı Can’lar. Sadece yağmur taneleri yukarıdan aşağıya, dikine ıslattı bedenimizi. Demirden üzüntüler ve betondan acı düştü başımıza. Avazınca bağırtan korku, kaygı, belirsizlik ve çaresizlik çarçabuk teslim aldı “Modernizmi.” O gün bu gündür paçalarımızdan acı akıyor.

Patlayıp kızardığında zaman, sağıra yattı sorumluluğu olanlar. Ne kadar uzak, ne de varılmaz geldi yaşamak. Sonra sonra yürek sarsıntıları salındı evrene. Evren defalarca çatladı, defalarca önceden uyardı; ama uslanmadık, duymazdan geldik, durmadan kafa tuttuk kâinata. Yok saydıkça tabiatın ruhunu; gökyüzünden, aydan ve yıldızdan yoksun gömdük binlerce anımızı; yine tamam olmadan bitti hikayeler.

Hani büyüyecektik ya, çamurdan oyuncaklar yapacaktık, karıncaları ellerimizde gezdirecektik, “motorları maviliğe sürecektik…” Artık okul yolunda gelip geçenleri sayamayacağız. İp atlayıp dizimizi incitemeyeceğiz. Artık durdu bütün büyümeler.

Bir yıl önce bugün, konuşmayan, bakmayan, duymayan ve de anlamsızlaşan gözler baka kaldı toprakta. O gözlerde, artık lacivert mavilikler hatırlanmayacak, portakal turuncu sabahlar görülmeyecek. Evet, “Güneş herkese doğar" denmişti; ama o gün güneş doğmadı, batmadı güneş; gülmedi, görünmedi, belli ki o da yerinden yurdundan edilmiş!

Şimdi kederi hiçbir şey anlatamıyor. Hiçbir şey onu seyreltemiyor. Darmadağın ümidin saçları. Yerin dibinden çaresizliğin yankısı almış gidiyor başını, derdini dört mevsime sürüyor. Kuralsız ve laf dinlemez ağıtlar dönüp dönüp tutukluyor zamanı. Ne oluyor diyen pek yok? Aradığımız her şey kayıp, yarattığımız sahte dünyada çocuklar bertaraf, defalarca incittik en hassas çocuk kalplerini. Aslında o gün bu gündür biz de yaşamıyoruz, kendi kendimizle cebelleşiyoruz. Bir yerlerden iyiliğin varlığını hissetmek istiyoruz.

Bir yıl önce bugün rantiyenin beton harabeleri, çürük tavanları sesimizi boğdu. En sevdiklerimizle aramıza demirden perdeler girdi, umutlarımızı paslı teller kesti. Hırsa, kâr’a odaklanan “Modern Dünya” düşlerimize karalar çaldı, milyonlarca yüreğin beyaz çırpınışları sakatlandı.

“Kimse ölümü övemez, bir gün yası öğreneceğimizi hiç bilmiyorduk,” diyor şair.” Şimdi avuçlarımızda kalan, sadece binlerce cansız çizgi ve bağrışan nasırlı göğüs atışları. Gecemizde gündüzümüzde, yüzümüzde, baktığımız her yerde ve bilmediğimiz tüm evlerde kalplerin kanatları kırık ve kül tozu dumanını yutmuş duygularımız.

Biliyoruz deprem öldürmedi! Çarpık ve plansız imar öldürdü. Denetimsiz binalar, rant uğruna göz yumulan inşaatlar kesti can damalarımızı. Herkesin güvenli barınma hakkı ve sağlıklı beslenme hakkı vardı, herkesin parasız eğitim hakkı vardı, herkesin yaşama ve yaşatılma hakkı vardı! Bunun için vergiler veriyoruz, onun için kurumlar var, onun için sosyal devlet var…

Bir yıl geçti, hala aynı yerdeyiz! Terk etmiyoruz, yeniden kuracağız şehirleri, yeniden uzayacak güvenli, özgür ve eşit sokaklar…

 

Yararlanılan Kaynaklar:

Şiir: İlhan Berk

Şiir: Nazım Hikmet

Alıntı: Şairin Romanı (Murathan Mungan)

 

Artık Durdu Bütün Büyümeler!
YORUMUNUZU YAZIN, TARTIŞMAYA KATILIN!
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *