Kışlaçayı Okulu hikayesi 1

Burası, Arsuz Konacık’ta bulunan Kışlaçayı mevkii. Öyle ya, Konacık mahalle olduğu için buraya mahalle diyemem.
Çarşamba günü size çok güzel fotoğraflar göstereceğim oradan, bugün donanımlı gitmedim, zaten vaktim de olmadı.
Kışlaçayı’nda iki derslikli -birleştirilmiş sınıf- bir ilkokul bulunuyor. Yâni birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü sınıf öğrencileri aynı derslikte okuyor.
Konacık, coğrafya olarak zor bir köy. Amanoslar’ın eteklerinde…Çoğunun deniz manzarası olan, geniş alana yayılmış tepelerin üzerinde kurulmuş binalar, derme çatma ahırlar… Yokuş, iniş, daracık bakımsız yollar; mimari estetikten hiç nasibini almamış onlarca ev… Arkada yer alan heybetli yemyeşil orman… Etrafta binlerce zeytin ağacı, düzlükte narenciye ağaçları rüyâ gibi… Virajlar bile tuhaf, döner dönmez sürpriz…
İşte bu coğrafyada ismi Arzu olan bir öğretmen, daha doğrusu okulun müdürü var. Arzu, yaşamı boyunca okullarda birinci olduğu için ailesi -Antakyalı bu arada- “Doktor olacaksın” demiş, Arzu öğretmen olmak istediği halde, aile müsaade etmemiş ve mimar olmuş. Mimar olarak çalışmış, bu arada aşık olup evlenmiş… Ve eşini de alıp Antakya’ya yerleşmiş. Hayalini gerçekleştirmiş, dört sene öğretmenlik okuyup, öğretmen olmuş. Çalışmış, üç çocuk doğurmuş, onları büyütmeye çalışırken deprem olmuş. Yıkılan, yok olan kentten çıkmışlar zorunlu olarak. Hemen karar verip, Avcılarsuyu Mahallesinde -benim oturduğum mahalle- bir ev, küçük çiftlik edinmiş, Arsuz’a yerleşmişler. Arzu’yu Kışlaçayı okul müdürlüğüne tayin ederken Milli Eğitim Müdürü: “Bu okul sürgün yeriydi, binası eskidi, sen gelmeseydin kapatmayı düşünüyorduk” demiş.
Arzu, okula geldiğinde bulduğu enkaza hiç aldırmadan hemen bir proje çizmiş, sınıflardan birini ana sınıfı ve yanında mutfak olarak düzenlemiş. İki tane konteyner edinip, dördüncü ve üçüncü sınıfları ayırmış. Gerçekten okula çeki düzen vermiş, pek sevimli bir yuva yapmış. Ormanlık yer burası, çamur oluyor. O nedenle çocukların iki ayakkabıları var. Girişte çamurlu ayakkabılarını orada bulunan rafa koyup, okul ayakkabılarını giyiyorlar. Okul o kadar temiz ki bugün bize kahve ikram etti, odasına, daha doğrusu binaya sokmadım kimseyi, ayakkabılarımızla girmek zorundayız, kıyamadım. Bahçede ağaçların altındaki banklarda oturduk. Arsuz burası… Güneş açınca yaz olur, dışarda güneşte terlersiniz. Sürecek
