Kışlaçayı Okulu hikayesi 2

YAYINLAMA: 04 Mart 2025 / 00.00 | GÜNCELLEME: 03 Mart 2025 / 18.25

Söz verdiğim gibi Çarşamba değil, bugün gidebildim, zira yağmur yağdı, şu anda da müthiş fırtına esiyor.

Fotoğraflardan birinde mavi örtülü bir alan görüyorsunuz, şimdi mavi örtünün altında duran ahşap sınıfın hikayesini anlatacağım.

Deprem döneminde muhteşem hayırsever kişiler İskenderun’daki down sendromlu çocukların faydalanabilmesi için ahşap bir sınıf bağışlamışlar. Sınıfın her tarafı ahşap ve arasında cam yünü ile izole edilmiş, mükemmel bir yapı. Deprem döneminde İstanbul’dan tır ile gelmiş, ustaları da birlikte gelmişler. Ahşap sınıfı kurup, kullanılır hale getirip down sendromlu çocukların dernek başkanına teslim etmişler.

Sınıfın içinde mutfak ve fizik tedavi görebilecekleri bir bölüm de bulunuyor. Belediye buraya iki eleman tahsis etmiş ve o tarihten beri de down sendromlu çocuklar buradan faydalanıyorlarmış.

Ahşap sınıf, İskenderun sahilinde kurulmuş, fotoğraftan göreceksiniz yerden epeyi yüksek. O nedenle İskenderun’u su bastığında yapı hiç etkilenmemiş.

İskenderun’un sahili yeniden düzenleniyormuş, dernek başkanına “Ahşap sınıf buradan kalkacak, bunu bize bağışla” demişler. Dernek başkanı kabul etmemiş, değerini bilecek bir eğitim kurumuna vermek istemiş ve Arsuz Milli Eğitim Müdürü kanalıyla Kışlaçayı okulu müdürü Arzu’ya ulaşmış.

Arzu mimar olduğu için işten anlıyor, Milli Eğitim Müdürünün verdiği iki elemanla iki gün saat 22:00’e kadar çalışarak ahşap sınıfı bulunduğu yerden demonte etmişler. Ne kötü tesadüf ki İskenderun’da bu mevsim yarık kaya eser ve insanı dondurur. Nitekim Arzu da hasta oldu, sınıfı demonte ettikten sonra.

Bir belediye başkanı, o kentin şehr-i eminidir. Down sendromlunun da başkanıdır, normal zekalı çocukların da… Hristiyan’ın, Alevi’nin de Müslümanın da belediye başkanıdır. Çöpçünün de gazetecinin de, doktorun da öğretmenin de belediye başkanıdır. Aç insanların da tok insanların da tahsillilerin de tahsilsizlerin de belediye başkanıdır. Esnafın da belediye başkanıdır, fabrikatörün de…

Down sendromlunun sınıfını söktürdüğü yetmemiş, ahşap yapının kendisine bağışlanmasını istemiş yaa… Arzu’nun ismini ekranda gördüğümde benden maddi manevi yardım isteyeceğini tahmin ettim. Durumu anlattı, ahşap bir sınıfı olacağı için ne kadar heyecanlandığından bahsetti ve “Bana bir usta bulun, gerekirse maddi destek olun” dedi.

Telefonu kapadım, Yusuf Usta’ya iki dakikada ulaştım. Bana dedi ki: “Ayfer Hanım, emek ve zaman parası almam, ama masrafını ve işçiliğini almak zorundayım”. Hemen bir randevu ayarladık Yusuf Usya’yı okula götürdüm. Arzu ile beraber çadırı kaldırdılar, Yusuf Usta malzemeyi inceledi ve Arzu’ya dolu soru sordu. Arzu, yapıyı sökerken dolu video çekmiş, yapı yeniden yapılırken onların çok faydası olacak. En sevindiğim şey de Yusuf Usta’nın malzemeyi tanıyor ve nasıl kurulacağını biliyor olması. Yâni tam adamını götürmüşüm okula…

Cesur bir insanım, ama akçeli konularda ciddi anlamda korkağımdır. Fakat, konu sosyal yardım olunca, ohooo cesaretimin sınırı yok… Yusuf Usta, bir haftalık işçiliğin 60 bin lira tutacağını belirtti. Kurulması iki hafta sürebilirmiş. Hiç düşünmedim bile, “Yap, öderiz” dedim vallahi. Neye güvendim acaba?

Beş günden beri bunu düşünüyorum, aklıma geldi, ben 35 sene evvel de 50 bin lira toparlamıştım. O günün parası ile 50 bin lira…

Sürecek…

 

Kışlaçayı Okulu hikayesi 2
YORUMUNUZU YAZIN, TARTIŞMAYA KATILIN!
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *