Diş Hekimleri Odası Başkanı Hasan Karabay, ağız ve diş sağlığımız, Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri üzerinde yoğunlaşan şikayetler ve mardivenaltı sahte diş hekimleri konusunda Sabah’a konuştu
Diş Hekimleri Odası Başkanı Hasan Karabay hem ağız ve diş sağlığımızı hem de Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri rezaletini konuştu. Karabay bu konudaki sorularımıza, “Bizim en çok sıkıntı çektiğimiz konu bu. En çok şikayet oradan geliyor. Oradaki başhekimlerden geliyor. Kaba tutumlarından, orada çalışan personelden halkın tamamı şikayetçi. Biz de bunu siyasetçilere bildiriyoruz. Ama nedense bunların arkasında duranlar var. Bunların arkasında birileri varsa eğer, o zaman bir rant olduğunu düşünüyorum. 7-8 yıldan bu yana başhekimlik yapıyorlar orada. Doktordan ayrı, personelden ayrı şikayet için geliyor. Hastanede olan bir çok olaylar var. Ama bunların arkasında olan kişiler oradaki olayları kapatıyor. Hastanelerde temizlik işçisi olarak bile alınan kişi orada diş çalışmasında görev alıyor. Bir hastanede uygulanan bir kural, başka bir hastanede uygulanmıyor” diyor..
Utanarak söylüyorum, 242
kayıtlı diş hekimimiz var
2 Milyona yakın insanın yaşadığı Antep’te Diş Hekimi sayımızın 242 olduğunu söyleyen Karabay, hemen ilave ediyor: “Bunu utanarak söylüyorum, 242 kayıtlı diş hekimimiz var. Biz Türkiye genelinde 34 odayız. 34 odanın içinde biz sayı itibari ile 24. sıradayız. Mesela Denizli bizden önde, Manisa bizden önde. İstanbul’da 8 bin 500 diş hekimi var. Antep’teki sayı yeterli değil tabi ki de. Bizim kafamızda oluşan hastaya bakım şeklinde yeterli değil. Ama devlet sadece diş çekilsin diyorsa bu sayı yeterli.”
Hasan Karabay’ın Sabah’ın sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
SABAH- Toplum olarak ağız sağlımızla ilgili çok ciddi problemimiz var ne dersiniz? Oysa sağlık ağızdan başlıyor. Buna karşılık toplum yeterince bilinçli olmadığı için kimse düzenli olarak dişini fırçalamıyor, ağız sağlığına ve temizliğine dikkat etmiyor. Nasıl kazanacağız biz bu alışkanlığı?
Hasan Karabay- Bu alışkanlığı kazandırmak için evlerde anne-baba, okullarda öğretmenlerin üzerinde durması gerek. Ama öğretmenlerimiz bunun üzerinde durmuyor. Avrupa’da bir kural var. Her 6 ayda kişi kim olursa olsun diş kontrolüne gitme zorunda. Gidilmediği taktirde prim cezası kesiliyor. Bizim burada anne-baba dişini fırçalamıyor, öğretmen de çabalamıyor. Devlete dayattığımız konu şu 7 ile 15 yaş arasındaki çocukların ağız ve diş sağlığı konusunun devlet üzerinde dursun. Eğer bu önerimiz uygulanırsa bir yılda 500 diş çekiliyorsa, bu uygulamadan sonra 2 yılda 100 diş çekilmiş olacak. Çünkü her çekilen diş bir masraftır. Bu masraf vatandaşın cebinden çıktığı gibi devletin de cebinden çıkıyor. Çünkü bizim kullandığımız malzemelerin yüzde 80’i Avrupa’dan ithal ediliyor. Biz bunlara peşin para veriyoruz. Hastanelerde diş çekiminin yerine endodonti yapılsın. Endodonti, dişi çekme yerine dişi kurtarabilmektir. Eğer 10 diş hekimi alınacaksa bunların 5’inin endodonti uzmanı olmasına özen gösterilmeli. En düşük implantın maliyeti 500 lira. Bu paranın yüzde 80’ini ithalat yaptığımız ülkeler almaktadır. Bu şekilde hem milli servet, hem de vatandaşın ağız sağlığı korunmuş olur. Hangi diş tedavisi yapılırsa yapılsın yine de gerçek diş gibi olamaz. Bir bardak düşünün, bardak kırıldı ve yapıştırdınız. Hangi yöntemle yapıştırsanız da eskisi gibi olamaz. Dişte bunun gibi. En son işlem olan kanal tedavi bile bazen işe yaramıyor. Akşamları yatmadan önce dişlerinizi 2-3 dakika fırçalayacaksınız o kadar. Özellikle hamile kadınlar dikkat etmeli. Çocuğunuzu fırçaya alıştırmak için her şeyi yapın. Bir bardak kırdığında kızmayın ama onun ilerideki sağlığı için dişini fırçalamadığında kızın. Çünkü vücut sağlığının yüzde 40’ını etkiliyor ağız sağlığı.
SABAH- Antep’te kaç diş hekimimiz var, bu sayı yeterli mi?
Hasan Karabay- Bunu utanarak söylüyorum, 242 kayıtlı diş hekimimiz var. Biz Türkiye genelinde 34 odayız. 34 odanın içinde biz sayı itibari ile 24. sıradayız. Mesela Denizli bizden önde, Manisa bizden önde. İstanbul’da 8 bin 500 diş hekimi var. Antep’teki sayı yeterli değil tabi ki de. Bizim kafamızda oluşan hastaya bakım şeklinde yeterli değil. Ama devlet sadece diş çekilsin diyorsa bu sayı yeterli.
SABAH- Devletin elindeki ağız ve diş sağlığı merkezlerinin ne yazık ki iyi bir şöhreti yok. Son derece kalitesiz hizmet, personelin çoğu acemi ve kaba.. Oraya giden, bir daha diş hekimine gitmiyor. Bu durumu düzeltmek mümkün değil midir? Bu kadar ağız sorunu yaşayan bir toplumda bu kurumların bu kadar kalitesiz ve itici olması büyük şansızlık değil mi?
Hasan Karabay- Bizim en çok sıkıntı çektiğimiz konu bu. En çok şikayetler oradan geliyor. Oradaki başhekimlerden geliyor. Kaba tutumlarından, orada çalışan personelden halkın tamamı şikayetçi. Biz de bunu siyasetçilere bildiriyoruz. Ama nedense bunların arkasında duranlar var. Bunların arkasında birileri varsa eğer bir rant olduğunu düşünüyorum. Hemen hemen 7-8 yıldan bu yana başhekimlik yapıyorlar orada. Doktordan ayrı, personelden ayrı şikayet için geliyor. Hastanede olan bir çok olaylar var. Ama bunların arkasında olan kişiler oradaki olayları kapatıyor. Hastanelerde temizlik işçisi olarak bile alınan kişi orada diş çalışmasında görev alıyor. Bir hastanede uygulanan bir kural, başka bir hastanede uygulanmıyor.
SABAH-Bu merkezlerdeki doktorlar kaç hastaya bakıyor?
Bu hastanelerde başhekim olarak çalışanlara bir çeki düzen verilmeli artık. Bunların arkasındaki siyasetçi kim ise kalkıp ben yapıyorum desin ve bilelim. Sağlıkta ihale usulü olmaz. Ucuz diye kalkıp plastik bir sten alınamaz. Yani sağlıkta hasta sayısı ve ihale olmaz. Bazen meslektaşlarımızı arıyorum cevap veremiyor, nedeni devletin verdiği hasta sayısına ulaşmak için. Ama ben öyle yapmıyorum. Öncelikle oturtuyorum, gerekirse bir çay içiririm, rahatlatırım hastayı. Bu süre 10 dakika sürer. Devlet hastanesinde olan bir arkadaşım o 10 dakikada 3 hastaya bakmak zorunda. Biz doktorları şikayet ediyoruz ama Sağlık Bakanlığı’nın doktora gösterdiği dayatmayı görmüyoruz. Benim için sayı değil, başarılı önemli. Devlet Hastanesi’nde yapılan tedavisinden sonra memnun kalınmayıp kırılma, dökülme olursa geri hastaneye dönerse bu hizmet olmaz. Bu peşin hükümlerden Sağlık Bakanlığı’nın vazgeçmesi gerekir. Hasta sayısından çok, hasta sağlığı önemli. Özellikle hastanelerde, bilgisayardan anlamayan bir insanı getirip bilgisayar başına koyuyorlar. Herkese yaptığı mesleğe yönelik iş verilmeli.
SABAH- Devletten sağlıklı hizmet alamayınca, geriye özel muayenehaneler kalıyor. O zaman da iş ekonomiye dayanıyor. Çünkü diş tedavisi pahalı bir tedaviymiş gibi geliyor. Vatandaşta o zaman diş hekimine gitmiyor, o zaman nasıl olacak bu işler?
Hasan Karabay- En basitinden pazara gidiliyor, ama ben pazara gitmem. Nedeni elleme hastalığından kaynaklanan bir durum. O domatesi alıp bırakıyorlar, başka domatesi alıyorlar vs. O domatesin o an bir hücresini kırıyorsunuz. Bir atasözü, “Ucuz etin yahnisi yenmez” der. İstanbul’a gittim bir baklava dükkanında baklava 18 lira diyerek yazılıp kapıya asılmış. Bunu gördüm ve güldüm. Yanımdakiler nedenini sordular. Nişastanın fiyatı şu, fıstığın fiyatı şu, yağın kilosu şu, bunu bilen bir adamım ben. Fiyatı hesaplasak uyuşmuyor. Fıstık yerine bezelye konuluyor. Biri diş yapacak mesela, bana geliyor 500 TL. diyorum. Ağız Diş Sağlığına gidiyor, 300 TL’ye yapılıyor. Bizim insanlarda ücretsiz olsun mezara da girerim deniliyor.
SABAH- Diş temizliği ve sağlığı aileden başlıyor. Ancak bu kadar aileyi nasıl, kim eğitecek? Oda olarak bu yönde bir çalışmanız veya çalışmalara katkınız söz konusu mu?
Hasan Karabay- Türk Diş Hekimleri Birliği olarak Türkiye genelinde bir pilot bölge seçtik. Bunlardan biri de Gaziantep. Yılda iki defa bir kenar semtteki okulda florlama yapıyoruz. Bu florlamanın faydası 7 ile 14 yaşındaki çocukların diş çürümesini önlüyoruz. Fırça, macun hediye ediyoruz. Güler yüzle hizmet vermeye çalışıyoruz. Ama yine de dönüp dolaşıyoruz başa dönüyoruz. Yavrum dişlerini fırçalıyor musun diyoruz, hayır diyor. Anne-baba fırçalamıyor ki çocuk fırçalasın. Marketlerden alınan çocuklar için renkli şekerlerin zararları çok büyük. Koladan uzak tutun. Ama bunu ne kenar semttekilere ne de Duisgburg Bulvarı’ndaki kişilere anlatabiliyorsun. Yani kimse dinlemiyor. Bana doktorum sigarama laf söyleme diyenler bile oluyor. Fırçalama tekniğini de bilmek gerekir. Ama insanlar damanın tekniğini biliyor, okeyin tekniğini biliyor, ama fırçalamanın tekniğini bilmiyorlar.
SABAH- Merdivenaltı dişçiler konusunda durum nedir, halen sayıları fazla mı?
Hasan Karabay- Yıllardır merdiven altı dediğimiz kaçak dişçiler bizim en önemli sorunumuz. Kişi 12-13 yaşlarında bir laboratuvara giriyor, kendi kafasına göre dişçi olduğunu sanıyor. Bu kişi laboratuvarda bir şeyler öğrendikten sonra ağızda çalışma sevdası başlıyor. Bu ağızda çalışma sevdası onlara tatlı geliyor. Oysa bu dönemde 10 yıl mecburi okunması gereken bir bölüm diş hekimliği. Bizim zamanımızda 5 yıldı tabi.
Yani bir diş hekimi, 5 yılda diş hekimi olamıyor. Kişi bir kenar mahallede diş protezi adı altında bir yer açıyor ve diş tedavisi yapıyor. Hiçbir yetkisi yok, vergi vermiyor. Ama biz Sağlık Müdürlüğü’nün denetlemesindeyiz sürekli. Yangın tüpü, oksijen tüpü var mı, diye bakılıyor. Hatta yeni sisteme göre acil müdahale seti kuralı getirildi. Bu setin içerisinde birkaç alet var ki? Ancak hastanelerdeki acilde çalışan hekim arkadaşlar dahi kullanmıyor. Bizim yetkimiz yok o cihazları kullanmaya ama zorunluluk olarak bulundurulmalı deniliyor.
Eğer almazsan çalışma izni vermem deniliyor. Hatta yeni kurala göre 3 kişi birleşip muayenehane açtığı zaman 5 tane tuvalet isteniyor. Kime söylesem olur mu öyle şey diyor. 1- Bayan Personel, 2-Erkek Personel 3-Engelli, 4-Bayan hasta 5- Erkek hasta için.
Gülünç bir durum bu. Günde 500 hastaya bakan bir ağız diş sağlığında kaç tuvalet var ki bizden 5 tuvalet isteniyor. Taş çatlasa 50 hastaya bakılıyor. Giriş katı da olsa asansörlü bina olması gerek. Ben burayı satın aldım mesela, başka yere geçemem. Bu konuda da eğer ben hastalanırsam, işi bırakırsam kızıma, oğluma, damadıma devredersem, burayı muayene olarak kullanamazsın diyor yeni kural. Biz kavgadan, dövüşten yana değiliz. Hiçbir vatandaş, patrona ver paramı diyemez. Bizde Sağlık Bakanlığı’na rica, minnetle giderek bu durumları izah etmeye çalışıyoruz. Diğer bir konuda, Kent Konseyi’nde de bu konuyu dile getirdim. 30 yıldan bu yana Sağlık Bakanlığı’nda bir Daire Başkanlığı, bir Genel Müdür veya bir Müşavir diş hekimi olarak atanmış kimse yok. Bunu istememizin neden, benim derdimi bir röntgenci anlayamaz. Türkiye genelinde 28 bin diş hekimi var. Bu kadar diş hekiminin derdini dinleyecek, anlayacak ve anlatacak bir hekim arkadaşımızın bulunmasını istedik. Bunu dile de getirdik ama Sağlık Bakanlığı uygular mı bilemem. Bu arada diş hekimliği 8 branşa ayrıldı. Bir ortodontistin dışında tel takma yetkisi bende yok. Bir ortodontist de cerrahi işleme giremez. Yeni çıkan sisteme göre Ortodontist çektiği dişin belgesini devlete gösterdiğinde yaptığı işin ücretini alamayacak, çünkü kendi alanı ile ilgili olan bir çalışma değil. Son olarak, Gaziantep’in 12 milletvekili olmasına rağmen, hiçbiri sağlık camiasının ne halini soruyor, ne de derdini dinliyor. Aslında bizi dinleseler, belki bir çok sorunun üstesinden gelebiliriz. Çiçek Bayram-Adem Kesenek
SABAH- Hasan Karabay kimdir?
Gaziantep doğumluyum. Meslekte 40. Yılımı doldurdum. Evliyim, 2 kız 2 erkek. Ankara Diş Hekimliği Fakültesi mezunuyum. Yaklaşık 18 yıl Ankara’da kaldıktan sonra atamadan dolayı Gaziantep’te polis okulunda göreve başladım. Polis okulunda yaklaşık 22 sene hizmet verdim. Orada hem diş hekimliği yaptım, hem de halkla ilişkiler görevini yürüttüm. 2003 yılı itibari ile oradan emekli oldum ve burada kendi muayenehanemde görevimi sürdürüyorum.