ANASAYFA arrow right Röportaj

Annem bakımevinde çok mutlu

Annem bakımevinde çok mutlu
YAYINLAMA: 17 Nisan 2020 / 21.30
GÜNCELLEME: 17 Nisan 2020 / 21.30
Ayşe Demet Özge, Alzheimer hastası annesini bakımevine yatırmış

Ayşe Demet Özge, Alzheimer hastası annesini bakımevine yatırmış. Başlarda çok zorlanan ve bu durumu kabullenemeyen Özge, bakımevindeki ihtimamı gördükten sonra rahatlamış. Şimdi, Alzheimer hastalığının ne kadar ciddi ve özel bakım gerektiren bir durum olduğunu kavradığı için, bakımevlerinin yaptığı hizmetin önemini anlamış.

Özge, annesinin rahatsızlığı ve bakımevi sürecini Sabah’a anlattı:

Sabah-Anneniz, bakımevinde kalıyor galiba, onu neden bakımevine bıraktınız?

Ayşe Demet Özge-Gaziantep’te Alzheimer hastalığı bilinmiyor. Bunama veya delilik gibi kelimeler kullanıyorlar. Oysa Alzheimer hastalığı, delilik değil. Onlar ciddi anlamda beyin küçülmesi sonucu unutuyorlar bir çok şeyi. Bizim  Alzheimer hastası olan kişide o problemi çözmemiz gerekiyor. Canel Bakım Evi’nin sahipleri,  Yörg Bey ve Lütfiye Hanım bize çok yardımcı oldu bu konuda. Bakım evinde engelliler de var, ama genelde yaşlı ve Alzheimer hastalarının olduğu bir yer. Bu hastalarımızın kazanılmış insanlar olmasını istiyoruz. Her ne kadar raporunda zeka özürlü diye geçiyorsa da bu zeka özürlülüğü değil bunamadır.

Sabah-Annenizi bakımevine bıraktığınızda çevreniz nasıl tepki verdi?
Ayşe Demet Özge-İnsanlar anne veya babasını bakım evine bıraktığında karşısındakiler,  Çocukları onu bakım evine bıraktı” gibi sözler kullanıyorlar. Benim annem de bakım merkezinde ve ben anneme bakamadığım için bırakmak zorunda kaldım. Çünkü Alzheimer hastası olan bir kişinin yükü ağır oluyor. En önemli yükü de o kişi sizin anne veya babanız. Siz anne ve babanızın 4 yaşındaki bir çocuğa dönüşmesini kabul edemiyorsunuz. Çünkü o kişi her sıkıştığınızda sığındığınızda limanınızdı. O yüzden zor olan bir bakım bu yoksa yük olan altını temizlemek, beslemek değildir. Alzheimer gerçekten  zor bir hastalıktır. Anneme Alzheimer teşhisi konuldu ve yapacağımız bir şey yoktu. Annem benim canım ve yaşamasını istiyorum. Benim imkanım vardı ve anneme bakabiliyorum. O hastanenin yolunu bilmeyenler ne yapacak?

 

Sabah-Annenizi bakımevine bıraktığınızda çevreniz nasıl tepki verdi?

Ayşe Demet Özge- Annem o süreç içerisinde 25 kilo verdi. Su içmiyor, yemeği nasıl çiğneyeceğini bilmiyor ve midesi yemeği reddediyor. Karnın acıktığını beyni algılamıyor. Canel Bakımevindekiler gerçekten çok iyi bakıyor. Annem halüsinasyon görüyor diye ben ilaçlarının dozunu arttırmalarını istedim, ama reddettiler ve hastanın tepkileri bizim için önemli dediler. Bu insanlar doktor değiller, ama hastayla birebir iletişim halindeler. Altlarını temizliyorlar, kişisel bakımlarını yapıyorlar, yemeklerini veriyorlar, özel günlerde kutlamalar yapılıyor. Bakım evinde 30 tane pasta yapıldı anneler günü için. Yapılan o pastalarda her hastaya özel  birer söz yazıldı. Bu parayla yapılacak  bir iş değil, gönül işi. Burada öne çıkmasını istediğim konu bakım merkezlerinin önemi..

Sabah-Hastalıkta yaşadığınız zorluklar nelerdi?
Ayşe Demet Özge-Babamın öldüğünü annem hala kabullenmiyor, ama babam gideli 13 sen oldu. Bir torununu hatırlıyor, diğer torununu hatırlamıyor. Kısacası beyin küçülmesi, hücrelerin görevi yerine getirememesi. Halüsinasyon bozukluğu ve yakın zamanı hatırlamaması. Mesela yatağının bir kenarında oturup konuştuktan sonra 1 dakikalığına o ortamdan gidip tekrar geldiğinizde ilk defa karşılaşmış gibi tepki veriyor.

Sabah-İnsanlara öneriniz nedir?
Ayşe Demet Özge-Doktorlar bir tanı koyuyorlar, bir dönem sonra evde bakamazsınız deniliyor. Alzheimer  hastası olan hasta bir yerden sonra karşısındakinin gerçekten sabrını zorluyor. Size hakaret ediyor, çıkıp gitmeye çalışıyor,  evi yakmaya çalışanlar, kendini camdan atmaya çalışanlar da var. Kesinlikle Alzheimer hastası sahibi olduğunuzu kabullenin, onun bir hastalık olduğunu bilin, tedavisi olmadığını, fakat hayatı onlar için kolaylaştırabileceğinizi bilin. Mahalle baskısı diye bir şey, insan baskısı diye bir şey var. Benim annem bakımevindeyken evinde  olduğunu söylüyor. Annem 73 yaşında. Buradan ayrılırsam ben ne yaparım diyor. Oradaki insanlarla mutlu.


Sabah- Annenizi bakımevine bıraktığınızda tereddütleriniz var mıydı, varsa bu tereddütleri atlatmanıza hangi olaylar neden oldu?
Ayşe Demet Özge-Bakım evine bıraktığımda gece 00:02-00:03’e kadar oradaydım. Buna aniden alışamıyorsunuz. Tereddütte kalıyorsunuz tabi ki. Acaba yemek olarak ne yedirilecek, nasıl bakılacak diye. Bakımevinde olan şiddetten dolayı insanlar korkuyor olabilir ama Lütfiye Hanım ve Yörg Bey kesinlikle benim içimde tereddüt bırakmıyor. Ben bakımevinde bir ay annemle birlikte kaldım. Hastalara pişirilen yemek ne ise çalışanlarda o yemekten yeniliyor. Gaziantep yemeği yiyemez dedim. Anneme özel yemek yaptılar. Anneme ben 3 ay banyo yaptıramadım ama şu anda pamuk gibi bir teni var. Annem pembe yatak takımında yatıp kalkıyor ve kırmızı rujlar sürmeye başladı. Ne bunları gördükten sonra gözüm arkada kalmadı.

 

Sabah- Hasta yakınlarına ne tavsiye edersiniz?



Ayşe Demet Özge- Dünyada halen 36 milyon olarak tahmin edilen Alzheimer hastası sayısının her 20 yılda bir iki katına çıkarak 2050 yılında 116 milyona ulaşacağı öngörülüyormuş. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 2023 yılında ülkemizin 65 yaş üstü yaşlı nüfus oranının yüzde 10’un üzerine çıkacağı ve bunama hastalıklarının sıklığının büyük bir hızla artmaya devam edeceği tahmin ediliyormuş. Türkiye’de  şu anda 450 bin civarında Alzheimer hastası söyleniyor. Bunlar ciddi rakamlar ve bu hastalara ne yazık ki evlerde bakmak yukarıda da ifade ettiğim gibi çok zor. Ama bakımevinde gözüm hiç arkada değil.  Çiçek Bayram-Özer Karınca

 

 

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *