ANASAYFA arrow right Röportaj

Gıda denetimlerimiz çok yetersiz tükettiğimiz gıdalar güvenli değil

Gıda denetimlerimiz çok yetersiz tükettiğimiz gıdalar güvenli değil
YAYINLAMA: 17 Nisan 2020 / 21.30
GÜNCELLEME: 17 Nisan 2020 / 21.30
Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Hakan Yıldırım “Ülkemizde sayısı yüzbinlerle ifade edilen gıda işletmesi bulunmakta

Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Hakan Yıldırım “Ülkemizde sayısı yüzbinlerle ifade edilen gıda işletmesi bulunmakta ve bu işletmelerin denetimi kamu tarafından sağlanmaya çalışılmaktadır. Ancak bu denetimler, yetersiz kadro ile gerçekleştirilirken, bu konuda eğitim almış Gıda Mühendisleri bu kadro içerisinde hak ettiği sayıda yer almamaktadır” dedi

 

 

Tüketici bilinçlendikçe, gıda güvenliğine daha fazla önem vermeye başladı. Ancak, tükettiğimiz gıdalar ne kadar güvenli, gıda denetimleri nasıl yapılıyor diye Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Hakan Yıldırım’a sorduk. Yıldırım’ın çarpıcı açıklaması şöyle oldu: “500.000 gıda üretim/satış noktasının denetimi 4 bin 600 kişi ile yapılmaya çalışılmakta; bu kişilerin de sadece yüzde 25‘i Gıda Mühendisi. Bakanlık bünyesinde eğitimi gıda üretimi ile ilgili olmayan pek çok kişi gıda denetçisi olarak görev yapıyor. Kamuda yeterli gıda mühendisi istihdamı sağlanmadığı için gıda denetimleri yetersiz yapılmakta ve gıda güvenliği sağlanamamaktadır. Buradan anlıyoruz Oysa Gıda Mühendisi olmadan gıda denetimi yapmak, Doktorsuz muayeneye yapmaya benzer. Artık güvenilir gıda ile daha sağlıklı nesiller ve uzun bir yaşam için gıda mühendislerine gereken önem ve yetkiler verilmelidir. Sonuç olarak bir gıda mühendisi olarak denetimlerin yetersizliğinden ve etkin yapılmamasından dolayı güvenli gıdaların tüketilmediğini düşünmekteyim”

 

 

Sigaradan sonra kanseri en

önemli tetikçisi sağlıksız gıdalar

Sağlıksız gıda tüketiminin obezite, kanser, kalp-damar ve şeker hastalıkları gibi hastalıkların hızla artmasına neden olduğuna da dikkat çeken Gıda Mühendisleri Odası Başkanı  Mehmet Hakan Yıldırım, “Özellikle artan kanser vakalarında sigaradan sonra en büyük etkenin sağlıksız gıdalar olduğu bilimsel araştırmalarda görülmektedir. Katkı ömaddelerinde kullanılan E kodları hakkında toplumumuz yeterli veya detaylı bilgiye sahip olmadığı için olumsuz bir yaklaşım içinde bulunabilmektedir” diye konuştu. Mehmet Hakan Yıldırım’ın gıda güvenliği ile ilgili sorulularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

 

SABAH-  Gıda Mühendisliği son yıllarda tüketicinin bilinçlenmesiyle önem kazanmaya başlayan

bir meslek haline geldi, Gıda Mühendisleri hangi alanlarda devreye giriyor?

Mehmet Hakan Yıldırım - Bir doktor hata yaparsa bir insan ölebilir, bir mühendis hata yaparsa binlerce insan ölebilir. Hele ki bu bir gıda mühendisi ise etkilenen insan sayısı yüzbinleri bulabilir. Dünyanın 7 milyarı aşan nüfusunun 1 milyarının aç olduğu düşünülürse gıdanın önemini bundan daha iyi anlatan başka tablo bulunmamaktadır. Ülkemizde Gıda Mühendisliği eğitimi 1975 yılında verilmeye başlanmış ve ilk Gıda Mühendisleri 1979 yılında mezun olmuştur. “Gıda Mühendisliği” mesleği, gıda alanında ortaya çıkan ihtiyaç nedeniyle eğitimine başlanan ve bu alandaki diğer mesleklere göre yeni bir meslek dalı.  Gıda Mühendisliği, gıdaların ‘’From farm to fork’’ yani tarladan çatala kadar olan süreçteki her adımda görev alan, ürünün üretiminden tüketimine kadar bütün süreçlerde mesleki ahlakla bilgi ve deneyimleri kullanıp gıda hammaddelerinin besin değerini kaybetmeden en az maliyet veya kayıpla çözümler sağlayarak ürünlerin kaliteli, mevzuatlara, standartlara ve sağlığa uygun şekilde üretilmesi ve tüketilmesi için sorumluluk alan, verimli bir şekilde işlenmesini, korunmasını ve depolanmasını planlayan, uygulamasını yürüten ve yeni sistemleri geliştiren bir mühendislik dalıdır.


Gıda Mühendisleri en yapar?
Gıda üretim teknolojilerinin geliştirilmesinde çalışır. Yeni gıda ürünlerinin geliştirilmesi için uğraş verir. Gıdaların fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik kalite kontrolünü yapar. Gıdalar ile ilgili olarak yasal düzenlemelerin yapılmasında ve uygulamasında çalışır. Gıda politikalarının oluşturulmasına yönelik tüm araştırma, planlama, strateji geliştirme çalışmaları ve politikaların uygulanmasında görev alır. Gıda denetiminin yürütülmesi, danışmanlık, bilirkişilik, lojistik hizmetleri v.b. alanlarda kamuda ya da özel sektörde çalışır.


Gıda Mühendisi  hangi alanlarda çalışılır?
Gıda Mühendisleri, temel olarak gıda üretimi yapan firma ya da kurumlarda, hammadde alım, planlama, üretim, araştırma- geliştirme, projelendirme, depolama ve sevkiyat, kalite kontrol, standardizasyon gibi alanlarda çalışmakla birlikte, firma ya da kurumların, yönetim, satış, pazarlama gibi birimlerinde de görev alabilmektedir. Kamuda başta Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı, Dış Ticaret Müsteşarlığı, Türk Standartları Enstitüsü, Yerel Yönetimler olmak üzere yasal mevzuatın düzenlenmesi, uygulanması, denetim ve kontrol hizmetleri ile gıda politikaları oluşturma alanlarında çalışabilir.

 

SABAH-  Piyasada bulunan gıda maddelerinin insan sağlığı açısından güvenilirlik oranı nedir?
Mehmet Hakan Yıldırım - Teknoloji günden güne gelişmekte ve kullanımı kaçınılmaz tarımsal ilaçlar ve veteriner ilaçları kullanılmaktadır. Güvenilir olmayan gıda maddelerinin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri kısa sürede (gıda kaynaklı hastalıklar/zehirlenmeler, barsak enfeksiyonları) görülebildiği gibi, kanser vakaları, kalp-damar rahatsızlıkları, teratojenik (anne karnındaki bebeğin gelişmesini ve büyümesini aksatan) ve mutajenik etkiler gibi uzun süreler sonucunda da ortaya çıkabilmektedir. Bu tür risklerden ve hastalıklardan korunabilmek için mesleki bilinçlendirmeyi yaymalı ve gıda alanında Gıda Mühendislerine daha çok görevler verilmelidir.

 

SABAH- Son yıllarda doğal gıdaların sağlığımız açısından önemini keşfetmeye başladığımız için sokak sütçüsüne, yoğurtçusuna geri dönüş hali yaşıyoruz. Siz bir gıda mühendisi olarak pastörizeyi mi önerirsiniz, yoksa sokak sütünü mü?


Mehmet Hakan Yıldırım - Sokak sütünde; Dünya Sağlık Örgütü tarafından kabul edilenin üzerinde insan sağlığını tehdit eden bakteri, virüs ve mikroorganizma bulunabilmektedir ve bu durum insan sağlığını ciddi anlamda tehdit etmektedir. Doğallık trendi ve bir kısım uzmanların bu yöndeki tavsiyeleriyle şehirlerdeki insanlar açık süt tüketmeye teşvik ediliyor. Oysa sokak sütleri denetimden uzaktır. Su, soda, nişasta gibi maddeler eklenebilmekte, yağı alınabilmekte veya su katılarak besin değeri azaltılmış olabilmekte, her türlü mikroorganizmayı içerebilmektedir. Kaynağının bilinmemesi, hijyenik olmayan dağıtım koşullarıyla daha da tehlikeli hale gelen açık süt, toplum sağlığı açısından tehlike oluşturabilmektedir.

Süt pastörizasyonu sırasında faydalı bakterilerin yok edildiği ve sütün tüketilmesi durumunda çocuklarda bazı hastalıklara yol açtığı öne sürülerek sokak sütünün içilmesini öneren haberlere kesinlikle itibar edilmemelidir. Çünkü hazır sütlerde, hiçbir katkı maddesi bulunmaz, süt yalnızca işleme tabi tutularak mikroplarından arındırılmaktadır. Pastörizasyon çiğ sütte bulunan patojenik (hastalık yapıcı) mikroorganizmalardan kaynaklanabilecek muhtemel sağlık risklerini minimize etmek amacıyla; sütün başlangıçtaki fiziksel, kimyasal ve organoleptik özelliklerinde minimum değişikliğe sebep olacak şekilde optimize edilmiş sıcaklık ve sürede uygulanan bir işlem tekniğidir. Bu nedenle bende bir Gıda Mühendisi olarak sağlıklı süt tüketimi için en güvenli yöntemin sağlıklı üretim koşullarında UHT veya pastörizasyon işlemlerinden geçirilerek sağlığa zararlı bakterilerden arındırılmış ambalajlı sütlerin kullanılmasını tavsiye etmekteyim. Ayrıca sütlerin açıkta satılmasının yasal olarak ta engellenmesi gerektiğini savunmaktayım. Etkin bir denetim ile sokak sütleri kayıt altına alınmalı ve kayıt dışı olmanın sokak sütüne sağladığı avantajlar ortadan kaldırılmalıdır.


SABAH-  İlgili kurumların, gıda güvenilirliği açısından gerekli denetimleri yaptığı kanısında mısınız? Yani kendimizi sağlıklı gıda tüketiyoruz diye güvende hissedebilir miyiz?
Mehmet Hakan Yıldırım -
Dünyada ve ülkemizde beslenme alışkanlıkları, gıdaların yapısı ve tüketim şekilleri gün geçtikçe değişim göstermektedir. Gıda sektöründe meydana gelen bu değişimler ve değişen tüketim alışkanlıkları özellikle sağlık sektörünü doğrudan etkilemektedir.
Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Gıda Mühendisleri Odası’nın yapmış olduğu yazılı açıklamada şu ifadelere yer verilmektedir: “500.000 gıda üretim/satış noktasının denetimi 4600 kişi ile yapılmaya çalışılmakta; bu kişilerin de sadece % 25‘i Gıda Mühendislerinden oluşmaktadır. Bakanlık bünyesinde eğitimi gıda üretimi ile ilgili olmayan pek çok kişi gıda denetçisi olarak görev yapmaktadırlar. Köyde hizmet vermek amacıyla özel olarak istihdam edilen kişiler gıda denetçisi açığını kapatmak için köyden uzaklaştırılmakta ve aslında gıda denetçilerinin yapması gereken görevleri üstlenmek zorunda bırakılmaktadırlar. Bu koşullarda; kamuda yeterli gıda mühendisi istihdamı sağlanmadığı için gıda denetimleri yetersiz yapılmakta ve gıda güvenliği sağlanamamaktadır.” Buradan anlıyoruz ki Gıda Mühendisi olmadan Gıda Denetimi yapmak, doktorsuz muayeneye benzemektedir. Artık güvenilir gıda ile daha sağlıklı nesiller ve uzun bir yaşam için gıda mühendislerine gereken önem ve yetkiler verilmelidir. Sonuç olarak bir gıda mühendisi olarak denetimlerin yetersizliğinden ve etkin yapılmamasından dolayı güvenli gıdaların fazla tüketilmediğini düşünmekteyim.


SABAH-  Marketlerde satışa sunulan dayanıklılık süresinin uzaması için katkı maddesi içeren gıdaların insan sağlığı üzerinde olumsuz etkileri nelerdir?
Mehmet Hakan Yıldırım - Gıda katkı maddesinin tanımı; Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanunda yer aldığı şekliyle; “Tek başına gıda maddesi olarak tüketilmeyen, gıda ham maddesi ve/veya gıda işlemeye yardımcı madde olarak kullanılmayan, tek başına besleyici değeri olan veya olmayan; seçilen teknoloji gereği kullanılan işlem sırasında kalıntı veya türevleri mamul maddelerde bulunabilen, gıdaların hazırlanması, tasnifi, işlenmesi, ambalajlanması, taşınması, depolanması ve dağıtımı sırasında gıda maddelerinin tat, koku, görünüş, yapı ve diğer niteliklerini korumak, düzeltmek veya istenmeyen değişikliklere engel olmak amacıyla kullanımına izin verilen maddeler” olarak ifade etmektedir. Katkı maddeleri ile hazırlanan gıdalar özellikle çocuklara, doğru hazırlanmayan gıdalar ve fastfood gibi pratik yeme alışkanlıkları ise artan iş hayatından dolayı gençlere ve yaşlılara cazip gelmektedir. Fakat bu gıdaların üretimi, sunumu ve satışı esnasında yapılması gereken denetimlerin bu işin eğitimini almış gıda mühendisleri tarafından yapılmaması halinde, sağlıksız ve niteliksiz gıda üretimini artıran bir etkendir. Sağlıksız gıda tüketimi de obezite, kanser, kalp-damar ve şeker hastalıkları gibi hastalıkların ülkemizde hızla artmasına neden olmaktadır, özellikle artan kanser vakalarında sigaradan sonra en büyük etkenin sağlıksız gıdalar olduğu bilimsel araştırmalarda görülmektedir Katkı Maddelerinde kullanılan E kodları hakkında toplumumuz yeterli veya detaylı bilgiye sahip olmadıkları için olumsuz bir yaklaşım içinde bulunabilmektedir. Gıda katkı maddeleri için kullanılan E kodları tüm dünyada bir bütünlük sağlamak için ortaya çıkmıştır. Her gıda katkı maddesinin kendine ait bir E kodu bulunmaktadır. E kodu alan katkı maddesi, düzenleyici makamca kullanılmasına izin verilmeden önce bilimsel olarak detaylı bir şekilde incelenmiş ve insani tüketim için kesinlikle güvenli olduğu kanıtlanmış demektir. E kodu o maddenin onaylandığının ve güvenli olarak kabul edildiğinin kanıtıdır. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA), bu onayları veren kuruluşların başında gelmektedir. Dolayısı ile izin verilen gıdalarda, izin verilen miktarlarda kullanılan katkı maddelerinin sağlık üzerinde olumsuz bir sonuç doğurması mümkün değildir. Tarım Bakanlığından onaylı ürünlerde hangi katkı maddesinin ne miktarda kullanılacağı belirlidir ve dolayısıyla güvenlidir. Tarım Bakanlığından onaylı, ambalajlı ürünleri tüketmenizi öneriyoruz.



SABAH-  Gıda üretimi yapan işletmelerin Gıda Mühendisi istihdam etme zorunluluğu olduğu biliniyor. Herkes bu zorunluluğu yerine getiriyor mu?
Mehmet Hakan Yıldırım - Gıda ve Gıda ile Temas eden Madde ve Malzemeleri Üreten İş Yerlerinin Çalışma İzni ve Gıda sicili ve Üretim İzni İşlemleri ile Sorumlu Yönetici İstihdamı Hakkında Yönetmelikte gıda üreten ve 30 beygir gücünün üzerinde motor gücü bulunan veya 10 ve üzerinde işçi çalıştıran veya su ürünlerini işleyen veya hazır yemek üreten iş yerleri veya yemek fabrikaları veya her türlü gıda katkı karışımları üreten iş yerlerinde, en az 4 yıllık lisans eğitimi almış ziraat, gıda, kimya mühendisleri, veteriner hekimler, kimyagerler, su ürünleri mühendisleri, balıkçılık teknolojisi mühendisleri ve biyologlar ile gıda bilimi konusunda en az yüksek lisans yapmış diğer meslek gruplarına mensup kişilerin eğitim dallarına ve üretimin niteliğine göre sorumlu yönetici olarak istihdam edilmeleri her bir iş yeri için zorunlu bulunmaktadır. Buradan da görüleceği üzere gıda üretim yerlerinde Gıda Mühendisi yerine diğer meslek gruplarının da yer almasından dolayı Gıda Mühendisi istihdamında yetersizlikler göze çarpmaktadır. Buna göre tüm üretim yerlerinin NACE kod sistemine göre doğru bir şeklide sınıflandırılması ve bu NACE kodlarına göre istihdamı zorunlu personel çalıştırılmasının yaygınlaştırılması ve denetimi sağlanmalıdır. Ancak bu şekilde tam anlamıyla gıda üretim yerlerinde istihdam edilmesi gereken Gıda Mühendisleri çalıştırılmış olacaktır. Ayrıca her işletmenin bu zorunluluğu yerine getirirken yasak savma anlamında diploma kiralama yoluna gitmesi güvenli gıda üretimini olumsuz yönde etkileyen en önemli hususların başında yer almaktadır.



SABAH-   Gıda Mühendisi sayımız yeterli mi?
Mehmet Hakan Yıldırım - Bu sene yapılacak olan Lisans Yerleştirme Sınavında 95 üniversitede 4385 Gıda Mühendisliği kontenjanı açılmış bulunmaktadır. Her sene yaklaşık bu kadar Gıda Mühendisinin mezun olduğunu düşünürsek az önce belirttiğim NACE kod sisteminin tam anlamıyla yerleşmesi halinde bu sayı yetersiz bile olacaktır. Bununla beraber ülkemizde sayısı yüzbinlerle ifade edilen gıda işletmesi bulunmakta ve bu işletmelerin denetimi kamu tarafından sağlanmaya çalışılmaktadır. Ancak bu denetimler, hem yetersiz kadro ile gerçekleştirilmeye çalışılmakta, hem de bu konuda eğitim almış Gıda Mühendisleri bu kadro içerisinde hak ettiği sayıda yer almamaktadır. Alandaki denetim eksikliği ve buna bağlı olarak günden güne artan güvensiz gıda riskleri ve sağlık riskleri ve sayılabilecek gıda kaynaklı diğer birçok risk bu ihtiyacı iyice açığa çıkartmakta, "Halkın Sağlık Güvencesi" olarak Gıda Mühendislerinin istihdam edilmesini zorunlu kılmaktadır. Ancak devlet bünyesinde istihdam ve denetimlerde gıda mühendisleri sayımız kesinlikle yeterli değildir. Bu işin ehli olarak Gıda mühendislerine ivedilikle istihdam ve denetim alanlarında yeni yollar açılmalıdır. Sonuç olarak bugünü şartlarda Gıda mühendisliği bölümleri her sene binlerce mezun verdiğinden az önce belirttiğim hususlardan dolayı istihdam sağlanamadığı için Gıda Mühendisi sayısı fazlalığı bulunmaktadır. Dolayısıyla kamuda ve özel sektörde Gıda Mühendisi istihdamı artırılmadıkça her yıl artan işsiz Gıda Mezunları sayısı da artacaktır.


SABAH-   Hangi gıdalar güvenli, hangisi zararlı nasıl ayırdedeceğiz. Tüketiciye bu konuda öneri ve tavsiyeleriniz ne olur?
Mehmet Hakan Yıldırım - Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın onayının olmadığı ürünler yanında güvenli gıda olduğuna işaret eden kalitesi tescillenmiş TSE belgeli ürünleri, güvenli gıda olarak tanımlayabiliriz. Tüketicilerimiz gıda ürünleri satın alırken özellikle aşağıdaki hususlara dikkat etmelidirler. Ambalajdaki son tüketim tarihine dikkat edilmeli, etiketlerde yer alan bilgiler okunabilir olmalı, ürünün satıldığı raflar belirtilen ısıda olmalı, dondurulmuş ürünler soğutucularda saklanmalı, teşhir alanları ve raflar, değişik renklerde aydınlatılmalı, orijinal ambalajından çıkarılmış olarak satılan gıdaların etiket bilgileri kontrol edilmeli, ambalajı şişmiş, delinmiş ve sızma yapmış olmamalı, ürünlerin varsa teneke olan kısmı paslı olmamalı

 

SABAH-  Salam, sosis, sucuk gibi işlenmiş et ürünlerinin sağlık açısından sakıncalarını bir kez daha sizin ağzınızdan duyabilir miyiz?
Mehmet Hakan Yıldırım - Sucuk, salam ve sosis özellikle kahvaltılarda ve fast food alışkanlığından dolayı özellikle son yıllarda ülkemizde yaygın olarak tüketilen gıdalar arasında yerini almıştır. Ancak bunları tüketirken yeterli kontrollerden geçmeyen, sağlıksız koşullarda üretilen ürünlerin sağlık üzerine olabilecek negatif etkilerin farkında olmalıyız. Mevzuatta yapılan son güncellemeler ile artık sucuk, salam, sosis gibi ürünlerde yüzde 100 dana ya da yüzde 100 tavuk gibi tek bir ürünü içermektedir.  Sosis ya da salamın bir bölümü tavuk etinden, bir bölümü dana etinden imal edilmemektedir.  Diyetisyenlerin genel olarak nitrit nedeniyle salam-sucukta az tüketimi önermesine karşın nitritin başka bir alternatifinin olmadığını bilmek gerekir.  Şarküteri ürünlerinde Nitrit mecburen kullanılmakta ve başka alternatifi bulunmamaktadır. Kullanılan miktarlarda kodekse uygun miktarlar. yani mevzuatın müsaade ettiği miktarlar, Gıda kodeksine uygun kullanıldığı sürece bir problem oluşturmaz ve sıkıntı doğurmayacağını düşünmekteyim. Sucuk, salam ve sosis gibi ürünlerin ülkemizde kişi başı tüketimi de Avrupa Birliği ve Amerika gibi ülkelerin oldukça altında. Ülkemizde kişi başı yıllık tüketim sucukta 475 gr., Salamda 260 gr., Sosiste 210 gr. Avrupa’nın 20’de biri neredeyse. Bu açıdan bakıldığında sıkıntılı olacak tüketim rakamlarının ülkemizde mevcut olmadığı düşünülebilir.



SABAH-  Ramazan ayı ve oruç ile ilgili belirtmek istediğiniz konular var mı?
Mehmet Hakan Yıldırım -
Ramazan ayının bu yıl da yaz mevsimine rastlaması Ramazan‘da sağlıklı beslenmeyi dolayısıyla güvenilir gıda tüketimini daha da önemli kılmaktadır. Beslenme düzeninin tamamen değiştiği uzun ve sıcak günlerde, oruç tutarken sağlığı korumak ve güvenli gıda tüketmek için bazı noktalara dikkat etmek gerekiyor. Özellikle yaz aylarında kaynağı bilinmeyen, denetimsiz sokak sütü yerine pastörize veya sterilize süt tercih edilmeli, çiğ sütten yapılmış, olgunlaştırılmamış peynirler, kırık çatlak ve kirli yumurtalar satın alınmamalıdır. Soğukta muhafaza edilmesi gereken gıdaların soğukta satıldıkları kontrol edilmelidir. Donmuş gıdalar alışverişin sonunda alınmalı, çözünmemiş olduklarına dikkat edilmeli ve en kısa zamanda dondurucuya yerleştirilmelidir. Çözdürme işlemi buzdolabında yapılmalı, çözdürülmüş gıdalar yeniden dondurulmamalıdır.  Bombaj yapmış, hasar görmüş, paslanmış veya çentikli konserveler satın alınmamalıdır. Konservelerdeki bu görünümün, gıda zehirlenmesine yol açan bakteriler için uyarı işareti olduğu unutulmamalıdır. Satın alınan gıdaların etiketlerinde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca verilen kayıt veya onay numarasının olup olmadığının kontrol edilmesi varsa TSE markası taşıyan TSE belgeli ürünler ile tavsiye edilen tüketim tarihi, üretici firmanın adı ve adresi, içerik bilgileri, miktar ve fiyat bilgilerinin incelenmesi büyük önem taşımaktadır.  Ramazanda özellikle alım gücü düşük olan kesime yönelik olarak fırsatçılara gün doğduğundan tüketiciler, neredeyse hammadde fiyatına satılan ürünleri tercih etmemelidir. Özellikle iftarda tüketilen yemekler sahura kadar oda ısısında tutulmamalı, yemeklerin tekrar tekrar ısıtılmasından kaçınılmalı, yemekler yenilecek miktarlarda ısıtılmalı ve hemen tüketilmelidir. Ayrıca Ramazan ayında iftar davetlerinde ve iftar menüsü sunan yerlerde israfın önüne geçilmesi için birtakım tedbirler alınması çok önemlidir. Röportaj Adem Kesenek- Özer Karınca

 

 

Röportajın sonuna bir kutu içerisinde italik konulacak
Mehmet Hakan Yıldırım kimdir?

Ankara’da İlk, Orta ve Lise Öğrenimimi tamamladıktan sonra 1988 yılında Gaziantep Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nü kazandım. 1995 yılında mezun olduktan sonra Türk Standartları Enstitüsü Gaziantep Bölge Müdürlüğünde göreve başladım.  Enstitümüzün faaliyetlerinden Ürün Belgelendirme, Sistem Belgelendirme, Muayene ve Gözetim faaliyetlerinde Bölüm Sorumlusu, Sistem Sorumlusu, Belgelendirme Uzmanı, İnceleme Uzmanı ve Eğitimci olarak görev aldım. Haziran 2014- 2015 tarihleri arasında TSE Güneydoğu Bölge Koordinatörlüğü, Gaziantep Belgelendirme Müdürlüğü, Güneydoğu Asansör Proje Koordinatörlüğü görevlerini yürüttüm. Şu anda TSE Güneydoğu Bölge Koordinatörlüğü’nde Baş araştırmacı olarak Ürün Belgelendirme, Helal Belgelendirme konularında İnceleme Uzmanı, Belgelendirme Uzmanı, Eğitimci; Muayene ve Gözetim faaliyetlerinde inceleme ve belgelendirme uzmanı ve Eğitimci olarak görev yapmaktayım.  Sistem Belgelendirme faaliyetlerimizden TS EN ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi, TS EN ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi, TS EN ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi, TS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi, TS EN ISO 28000 Tedarik Zinciri Güvenliği Yönetim Sistemi konularında Baştetkikçi, Tetkikçi ve Eğitimci olarak görev yapmaktayım. Birçok alanda Standard Hazırlama Ayna Komitelerinde de görev alarak ulusal ve uluslararası standardizasyon alanlarında çalışmalar içinde yer almaktayım.  Gaziantep Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümünde Yüksek Lisans eğitimim devam etmekte olup, Gaziantep Mutfağı Standardizasyonu hakkında tez çalışmam devam etmektedir. Gastronomi ve Turizm Derneği- GASTURDER, Gaziantep Kent Konseyi Sanayi ve Ticaret Çalışma Grubu ve Mayıs 2016 dan itibaren TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilcisi olarak Gaziantep te çeşitli alanlarda çalışmalar içinde bulunmaktayım Çiçek Bayram-Adem Kesenek


Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *