Türk Tabipleri Birliği (TTB), TTB Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri (ODSH) Kolu ve sağlık emek-meslek örgütlerinin oluşturduğu Deprem Kriz Masası, Deprem Bültenlerinin 20. bugün “Deprem ve Çocuk Sağlığı” temasıyla açıkladı.
Toplantıda ilk olarak TTB Okul Sağlığı Çalışma Grubu üyesi Dr. Yankı Yazgan söz aldı, bu tip kitlesel travmalarda aşırıya kaçan davranışların olağan yanları olabileceğini, sıkı bir izleme yapılıp çocukların işlevselliğinin bozulduğu durumlarda müdahale edilmesinin daha doğru olacağını ifade etti.
Çocuğun fiziksel ve duygusal güvenliği
Ergenlik çağındakiler başta olmak üzere çocuklara yönelik psikososyal programın sadece klinik hizmetlere sıkıştırılamayacağına dikkat çeken Yazgan; çocukların fiziksel ve duygusal güvenliğini güçlendirecek, barınma ve beslenme gibi temel ihtiyaçlarını sağlayacak, içinde bulunduğu iklimi düzenleyecek topyekun bir perspektif kurulması gerektiğinin altını çizdi.
Bu bağlamda eğitim sisteminin özel olarak ele alınması gerektiğini kaydeden Yazgan, “Çocukların, geleceklerini düşünen yetişkinlerin olduğu bir dünyada ruh sağlıklarına müdahalenin bir anlamı var. Toplumsal dokunun iyileştirilmesi ve okul gibi kamusal yapıların ruh sağlığını iyileştirici mekanlar haline dönüştürülmesi için neler yapabileceğimizi düşünmemiz, fikirler üretmemiz ve kamu otoritesini yönlendirmemiz gerekiyor” dedi.
Anne sütünün önemi
TTB Aşı Çalışma Grubu üyesi Dr. Betül Ulukol olağandışı durumlarda çocuklara yönelik yürütülmesi gereken faaliyetlerin, esasen olağan durumlarda da yürütülen faaliyetler olması gerektiğini söyleyerek söze başladı.
Bebeklerin beslenmesi deyince akla mamanın geldiğini, oysa anne sütünün hem koruyucu hem doyurucu hem de anne-çocuk arasında bağlayıcı yanları olduğunu belirtti.
Çocuk sağlığının korunması için aşının önemine vurgu yapan Ulukol, “Afet sonrasında bulaşıcı hastalıkların daha hızlı yayıldığı, Türkiye’de elimine edilen hastalıkların deprem bölgesinde yeniden görülebileceği unutulmamalı” dedi.
Fiziksel ortamların ve güvenliğin çocuk sağlığına etkisinden de söz eden Ulukol, çocuklara yönelik etkinliklerin büyük bir titizlikle yürütülmesi gerektiğinin altını çizdi.
Çocuklar molozların arasında, başıboş
Saha aktarımları bölümünde Dr. Vedat Bulut, Malatya’dan; Dr. Aydın Şirin, Adıyaman’dan; Dr. Ahmet Özdemir Hatay’dan bilgi aktardı. Hekimlerin verdiği bilgi ve tespitleri şöyle:
Geçici yerleşim alanlarının çoğunda çocuklara yönelik psikososyal faaliyetlerde eksiklikler vardır. Çocuklara ilişkin özel ve kapsamlı bir program geliştirilmeli.
Çocukların yeterli ve dengeli beslenmesinde büyük sorunlar vardır. Mama ve vitamin başta olmak üzere çocuklara yönelik gıdalarda eksiklikler dikkat çekiyor.
Enkaz kaldırma çalışmaları geçici yaşam alanlarının ve tarım alanlarının yanı başında, koruyucu önlemler gözetilmeksizin, halk sağlığı hiçe sayılarak yürütülüyor.
Hekimlerin ve sağlık emekçilerinin barınma sorunu iki aya yaklaşmasına karşın halen çözülemedi.
Hekimlerin ve sağlık emekçilerinin çalışma koşullarında plansızlık sürüyor.
Köylere yapılan ziyaretlerde, özel bir program çıkarılmamasından kaynaklı olarak çocukların molozların arasında, tümüyle başıboş bırakıldıkları görülüyor.