İşsizlik ve yoksulluğun çığ gibi büyüdüğü bir dönemde hükümetin halkın lehine politikalar üretmesi gerekirken, uluslararası sermayenin lehine çalışmalar yürüttüğünü söyleyen EMEP İl Başkanı Mehmet Türkmen, “AKP döneminde yoksullara ve emekçilere eşi görülmemiş saldırılar yapılmaktadır” dedi.
Ön önemli ve en karlı kuruluşlar devlet eliyle özelleştiriliyor
“IMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü öncülüğünde dünyayı dikensiz gül bahçesi yapmak isteyen uluslararası sermayenin tüm talepleri AKP hükümetince heyecanla karşılanmaktadır” diyen Türkmen sözlerine şöyle devam etti: TÜPRAŞ, TELEKOM, TEKEL, Sümerbank gibi en önemli ve karlı kamu kuruluşları özelleştirilerek yerli yabancı sermayeye peşkeş çekilmektedir. Köylü yoksulluğa itilmiş ve her türlü ürün desteği ortadan kaldırılarak piyasanın kör güçlerinin pençesine teslim edilmiştir. İş yasası değiştirilerek esnek çalışma esası getirilmiş, işçi sınıfının kazanımları ve örgütlülüğüne darbe indirilmiştir. Hazırlanan Genel Sağlık Sigortası yasa tasarısı ile 'paran kadar sağlık’ ilkesi yasalaştırılmayı beklemekte, sağlıkta dönüşüm politikaları ile hasta hizmetleri özelleştirilmektedir. Bütçe den ayrılan yüzde 2.5 kaynak, eğitimdeki sefaleti gözler önüne sermektedir. Hükümet, gözünü memurların iş güvencesine ve örgütlülüğüne dikmiştir" diye konuştu.
Demokratik hukuk devletinde görülmeyecek uygulamalar var
Kürt sorununun eşitlik temelinde demokratik çözümü yerine, özel savaş güçlerinin manevraları ile çatışmak ve karanlık yeni bir sayfa açıldığını söyleyen Türkmen. “Şemdinli halkı, iki astsubay, uzman çavuş ve itirafçıdan oluşan kontra güçlerini suçüstü yakalayarak adalete teslim etmiştir. Olaylarda 2 kişi hayatını kaybetmiştir. Ancak demokratik hukuk devletinde görülmeyecek şekilde iki astsubay gözaltına dahi alınmadan serbest bırakılmıştır. Soruşturma daha yeni başlamışken Orgeneral Büyükanıt, bir kitapevinin bombalanmasına karışan sanıklara sahip çıkarak yargıya müdahale etmiştir. Diğer yanda. Başbakan, 'konu yargıya intikal etmiştir' bahanesine sığınarak, siyasi iktidar olarak karanlık ilişkileri açığa çıkarma, yasa dışı güç odaklarını ve çeteleri dağıtma sorumluluğundan sıyrılmaya çalışmaktadır” şeklinde, ifade etti.
Demokrasi ve kardeşliğe karşı suç işlemektir
“Hakkari halkı başta olmak üzere Türkiye'nin demokratikleşmesini. Kürt sorunun demokratik çözümünü isteyen tüm kesimler demokratik eylem ve çağrılarla Şemdinli’de suçüstü yapılan Susurluk çetelerinin dağıtılmasını istemiştir” diyen Türkmen, “Ancak, güvenlik güçleri bu haklı ve barışçı taleplere silahla karşılık vermiş, halkın üzerine açılan ateş sonucunda Yüksekova’da 3, Mersin’de 1 kişi hayatını kaybetmiştir. Bununla da yetinilmemiş, Yüksekova’da cenaze törenine katılan on binlerce insanın üzerinden F 16 savaş uçaklarıyla alçaktan uçuş yapılarak bölge halkına gözdağı verilmiştir. Bu insanlığa, demokrasi, barış ve kardeşliğe karşı suç işlemektir. Bu gelişmeler karşısında, devletin ve güvenlik güçlerinin himayesinde suç işleyen, halkın üzerine bomba atan karanlık güçlerin üzerine gitmek ve he sap sormak için kılını kıpırdatmayan egemen güçler, gerçekleri yazan, halkı ve emekçileri doğru bir şekilde aydınlatmayı kendine görev edinmiş Evrensel gazetesine yönelik hiçbir hukuki dayanağı olmayan toplatma kararı vermektedir. Baskıya, zulme, sömürüye, karanlığa ve çürümüşlüğe karşı mücadele edenlerden ve gerçek habercilik yapan Evrensel'den korkanlar ve susturmak isteyenler bilmelidirler ki sonunda mutlaka kardeşlik kazanacaktır" diye konuştu.