ANASAYFA arrow right 20 Yıl Önce

Sağlıksız sağlık sistemiyle 3. dünya ülkeleriyle yarışıyoruz

Sağlıksız sağlık sistemiyle 3. dünya ülkeleriyle yarışıyoruz
YAYINLAMA: 16 Kasım 2025 / 15.36
GÜNCELLEME: 16 Kasım 2025 / 15.36

SSK Hastanelerinin devri ile tasarruf sağlanması amaçlanırken, ilaçta israf 10 kat arttı

Sağlıklı bir sağlık politikası olmayan Türkiye'nin sağlık sisteminin, girmeyi düşündüğü AB ülkeleriyle kıyaslanamayacak kadar çelişki ve hatalarla dolu olduğunu söyleyen Tabipler Odası Başkam Prof. Dr. Kemal Bakır, sistemin ancak 3. Dünya ülkeleriyle kıyaslanacak bir yapıda olduğunu söyledi. Bakır, “Koruyucu hekimliği önleyen, çevre koşullarını düzenleyen, sağlıklı bir ortam yaratan, ücretsiz, eşit ve ulaşılabilir sağlık sistemini öneriyoruz. Bunun için de 224 Sayılı sağlıkta sosyalizasyonun hayata geçirilmesini istiyoruz” dedi.

Sağlıkta dönüşüm çöküşü hızlandırdı

Uygulamaya konulan sağlıkta dönüşümün sağlıkta çöküşü hızlandırdığına dikkat çeken Prof. Dr. Bakır. “Sağlıkta idareci-işveren, hastane- ticarethane, hasta-müşteri gibi görülebiliyor. Ne yazık ki bu anlayış la sağlık sistemi, ancak III. Dünya ülkeleriyle kıyaslanabilir. Sağlıkta dönüşüm olarak başlayan sürecin şu andaki adının sağlıkta çöküş olduğunu görüp, çöküş dönemi yaşanmakta olduğunu düşünmekteyiz” diye konuştu.

Sağlık ve eğitim, kimsenin vicdanına bırakılamayacak kadar önemlidir

Sağlıkta iyileşme yapılması beklentisi sürerken, hekimlerin ücretlerinin aşağı çekilmesinin konuşulduğunu, sağlık ve eğitimin kimsenin vicdanına bırakılamayacak kadar önemli olduğunu hatırlatan Bakır, “Sağlıkta dönüşümün bir devrim yaratacağı öngörüleri vardı, ancak biz baştan beri bu haliyle sağlıkta dönüşümün sağlık hizmetlerinin kalitesini artırmayacağını söylüyorduk ki öyle de oldu. Sağlıkta dönüşüm önceki iktidarların da yapmayı düşündüğü bir çalışma idi. Ancak pratiğe dökülmesine AKP iktidarı zamanında başlandı. Biz sağlıkta dönüşümde yer alan sosyal güvenlik kuruluşlarının tek çatı altında birleştirilmesine karşı değiliz. Ancak SSK Hastaneleri gibi sadece devletin payı olan kurumlar olmayan, aynı zamanda işçinin ve işverenin de hak sahibi olduğu kurumların bir gecede devrine karşıyız. SSK Hastaneleri’nin devrine Çalışma Bakanlığı bile karşı çıktı. Sonuçta SSK Hastaneleri’nin devriyle hastalar çeşitli sorunlarla karşılaştı” diye konuştu.

Amaçlardan biri ilaç tasarrufu iken israf yaklaşık 10 kat arttı SSK Hastanelerinin devri sürecinde başlayan sorunların ilaçla devam ettiğini ifade eden Bakır, “SSK Hastaneleri’nin devriyle hastalar bir dizi sıkıntı yaşadı. Otomasyon işlemi gerçekleşemediği için, eczaneler ilaç veremedi, hastalar ilaç bulamadı. Şimdi durum daha da kötü. 2006'nın başında yeni bütçe uygulaması ile bir hekimin yazacağı ilaç sınırlandırıldı. Hedefledikleri ilaç tasarrufu idi. Ancak 2005 rakamlarına bakıldığında Sosyal Sigortalar Kurumu İlaç gideri, yaklaşık 10 kat daha artmış gibi görünüyor. SSK, sağlık hizmeti alan nüfusun yüzde 52 sini barındırdığı için eskiden, ilacı daha ucuz alabilmesi mümkündü. Ayrıca SSK’nın ilaç fabrikası vardı" şeklinde açıklama yaptı.

2006'nın başında yeni bütçe uygulaması ile bir hekimin yazacağı ilaç sınırlandırıldı. Hedefledikleri ilaç tasarrufu idi. Ancak 2005 rakamlarına bakıldığında Sosyal Sigortalar Kurumu İlaç gideri, yaklaşık 10 kat daha artmış gibi görünüyor. SSK, sağlık hizmeti alan nüfusun yüzde 52’sini barındırdığı için eskiden, ilacı daha ucuz alabilmesi mümkündü. Ayrıca SSK'nın ilaç fabrikası vardı” şeklinde açıklama yaptı.

Yeşil kartlıların ve sosyal güvenlik kurumunun geliri nasıl karşılanacak?

Yeşil kartla ilgili halen ciddi eksiklikler bulunduğunu, ye şil kartlılara ücretsiz ilaç dağıtıldığını, ancak bunların nereden ödeneceği konusunda kaynak açıklanmadığını hatırlatan Bakır, “Yeşil kartlılara ücretsiz ilaç dağıtıldı. Kaynak konusunda bir çalışma yapılmadı. Hastanelere ödeme yapmayıp sildiler. Hastaların sosyal güvenlik kuramlarından 3.5 katrilyonu silindi. 2005’in sehven olduğunu söylediler. Bu yıl için yeşil kartlılar ve sosyal güvenlik kurumunun gelirlini nasıl karşılayacaksınız?” dedi.

Hastane işletme hasta da müşteri olmamalı

AKP Hükümeti'nin hastaneleri ticarethane, hastaları da müşteri gibi gören bir zihniyete sahip olduğunu, bu zihniyetin kaygı verici bir süreci başlattığına dikkat çeken Bakır, “Sağlıkta dönüşümün hedefleri arasında gelen genel sağlık sigortası ve aile hekimliği projesini gündeme getirmeye çalışırken, hasta yerine ağızların dan ‘müşteri’ kelimesi çıkmaya başladı. Aile Hekimliği, Genel Sağlık Sigortası, hastaneleri ticarethaneye hastaları da müşteriye dönüştürmeye başladı. Genel sağlık sigortasında 127 YTL’nin altında gelire sahip olanlar katkı payı ödemeyecek, 127 YTL’nin üzerin de gelire sahip olanlar katkı ‘payı ödeyecek. Sadece 128 YTL gelire sahip olanların katkı payı ödemesi mümkün mü? Ülkede açlık sınırı ve yoksulluk sınırının rakamları belli, bu rakamlar, 127 YTL ile kıyaslanmayacağı gibi, genel sağlık sigortası ve aile hekimliği konusunda hükümet, kendi koyduğu asgari ücreti bile reddediyor diye konuştu.

Paran kadar sağlık

127 YTL nin üzerindeki gelire sahip olanların katkı payı ödemek zorunda kalacak olmasının sağlık sistemini içinden çıkılamaz bir hale getireceğini, bu durumun uygulanması durumunda insanların arabasını kasko yaptırır gibi parası kadar sağlık hizmeti satın alabileceğini, ödeme gücü olmayanların ise sağlık-sistemin den tamamen yararlanamayacağını hatırlatan Bakır,‘'Ödediğiniz para kadar sağlık hizmeti bir anlamda kasgo gibi bir şey. Biz Tabipler Odası olarak ücretsiz sağlıktan yanayız. Sağlık ve eğitimin yerine hiçbir şey konamaz. Sağlık ve eğitim ücretsiz olmalı. İlaçların serbestçe eczanelerden alınması için kaynak bulunduğuna göre, ücretsiz sağlık için de kaynak yaratılabileceğine inanıyoruz. Yeter ki istensin. Halk arasında ‘Paran kadar konuş’ diye bir cümle vardır. Ne yazık ki paran kadar sağlıkta bundan başka bir şey değil” şeklinde açıklama yaptı.

Hekim rehin almaz rehin alan idaredir

Bakır, bu durumda yine sağlık çalışanlarım hedef seçileceğini, halka şirin görünmek için popilist davranan politikacıların, sağlık çalışanları ile halkı karşı karşıya getireceğini belirtirken, “Burada zarar görecek unsur arasında sağlık çalışanları var. Sağlık çalışanları hedef seçilecek ve sıkıntı yaşayacaktır. Başbakan çıkıp, ‘Ben hastayı rehin alan hekimi, rehin alırım diyor’ oysa hakim hastayı rehin almaz. Hastayı rehin alan idaredir” diye konuştu.

Sağlıkta dönüşüm değil, çöküş yaşanıyor

Alt yapısı sağlam atılmayan projelerin vatandaşla kurumları karşı karşıya getirdiği gibi vatandaşın daha çok mağduriyetine sebep öldüğünü yineleyen Bakır, “Tüm sosyal güvenlik kuramlarının özel hastanelere gidebilmesi, yeterli yatak kapasitesi ve polikliniklere sahip olunamayıp bazı hastanelerden hastaların sağlıklı hizmet alamamasını ortaya çıkardı. Sağlık çalışanları ile hastaları karşı karşıya getiren sıkıntılar buralarda da meydana gelmeye başlamıştır. Sonuç olarak sağlıkta dönüşüm olarak başlayan sürecin şu andaki adının sağlıkta çöküş olduğunu görüp, çöküş dönemi yaşanmakta olduğunu düşünmekteyiz” şeklinde ifade etti

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *