Bozgeyik, ZMO Şubesi’nin 39. Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, tarımsal gelişme için üretim planlaması yönetiminde ziraat mühendislerinin aktif rol üstlenmelerinin zorunlu olduğunu vurguladı. Türkiye’de ziraat mühendislerinin tarımsal üretimin planlanması yönetimine katkısının yok denecek düzeyde olduğunu savunan Bozgeyik, tarımsal üretimin planlanması ve yönetiminin çiftçinin inisiyatifine, tarım politikası tercihinin Uluslararası para fonu ve Dünya Bankası’na terk edildiğini öne sürdü.
Türkiye’nin yanlış tercihler sonucunda, tarımsal ürün üretimi açısından kendi kendine yeten ülke olma avantajını kaybettiğine dikkati çeken Bozgeyik, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Tarımdaki kötü tablo birkaç yılda oluşmadı. Uzun yıllar süren çok bilinçli ve sistemli uygulamalar sonucunda bu tablo ortaya çıktı. Dışa açılma politikaları adı altında ithalat kapısı sonuna kadar açıldı. Tarıma dönük korumalar kaldırıldı. Tarım, sanayileşmenin önünde engel olarak gösterilip geri plana atıldı. Ama ne yazık ki, Türkiye tarımda geri gitmekle kalmadı sanayide de bir yere varamadı. Tarımda üretim maliyetleri hızla artarken ürün fiyatlarının enflasyonun altında artması üreticileri ciddi zararlara uğrattı. Üretim maliyetlerini karşılamak da güçlük yaşayan çiftçiler üretimden vazgeçtiler. Desteklerden yoksun bırakılan Türk çiftçisi rekabet gücünü yitirdi. Üreticiyi destekleyen Ziraat Bankası tarafından koparıldı. Üretici destekleri kaldırılarak üretimi yapanı değil yapmayanı destekleyen doğrudan gelir desteği uygulamasına geçildi.”
Türkiye’nin ithal ettiği tarım ürünü çeşitliliği ve üretim miktarının her geçen yıl arttığını belirten Bozgeyik, döviz gereksinimi olan Türkiye’nin tarımsal ürün ithalatı karşısında dövizini başka ülkelere kaptırmaktan kurtulamadığını bildirdi. Bozgeyik, üretim yapmamaya mahkum edilen Türkiye tarımını içinde bulunduğu olumsuz koşullardan ancak cesur ve bilgili ziraat mühendisleri sayesinde kurtulabileceğini sözlerine ekledi.